Ahmet Polat
Kozmetik Ürünler 3
Müslümanların, gelişen ve değişen dünyada farklı olaylarla karşılaşmaları normaldir. Dini hassasiyeti bulunan kimseler, kalplerinin itminanı açısından ilk kez karşılaştıkları meseleleri, bir (veya farklı bakış açılara sahip birden fazla) bilene sorma ihtiyacı hissederler. İşte buradan hareketle, son zamanlarda nevzuhur kozmetik ürünlerin kullanımına müteallik fıkhî hükümlerin merak edildiği ve çeşitli platformlarda sorulduğu görülmektedir.
Fetva verme (iftâ), bir hoca için “büyük sorumluluk” demektir. Hatta Fetva usûlü kitaplar; “bu işin çok büyük vebali bulunduğundan, hakkında fetvası istenen mesele; her ne kadar iyi bilinse de meselenin iyi araştırılması gerektiğini” detaylıca işlemektedir.
Kozmetik ürünlerinin farklı organlarda ve farklı amaçlarda kullanılması, hükmî farklılığı da beraberinde getirebilir. Daha açık ifadeyle, kozmetiğin muhtevası veya kullanan kimsenin, ızdırar hali gibi etkenler; kozmetik kullanımını mübah kılabilir. Binaenaleyh “helal” ya da “haram” şeklinde tekdüze hüküm vermek fıkhen mümkün değildir.
Konumuzla ilgili olarak, muhtelif zamanlarda Din İşleri Yüksek Kurulu’na sorular yöneltilmiş, Kurul da bunlara cevaplamıştır. Sorulardan birkaçına yer vereceğiz.
Soru: Boya, oje, ruj ve jöle gibi maddeler abdest ve gusle engel olur mu?
Cevap: Gusül veya abdest alırken, yıkanması gereken organların kuru yer kalmayacak şekilde yıkanması gerekir. Aksi hâlde gusül veya abdest geçerli olmaz. Dolayısıyla, gusledecek veya abdest alacak kimsenin bedeninde veya abdest organlarında suyun deriye ulaşmasına engel olacak bir madde bulunmamalıdır (Aliyyü’l-kârî, Fethu bâbi’l-‘inâye, 1/73). Ancak mesleğini icra ederken tırnaklarına boya yapışan boyacı veya tırnaklarının arasına çamur girip de çıkartamayan çiftçi ve benzeri meslek sahipleri bundan müstesnadır (el-Fetâva’l-Hindiyye, 1/4, 5; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 1/154). Bu kimseler için cilde yapışan ve tırnak aralarında kalan hamur, mum, zamk, boya vb. şeyler abdest ve gusle engel olmaz. Fakat isteğe bağlı olarak vücuda sürülen ya da yapıştırılan ve suyun bedenle temasına engel olan boya, oje, ruj gibi maddeler, bu ruhsatın dışındadır. Böyle maddeler suyun bedenle temasına engel olursa abdest ve gusle de engel olurlar. Bunların abdest veya gusülden önce giderilmesi gerekir. Saça sürülen jöle ise bir tabaka oluşturmadığından abdest ve gusle engel olmaz.”
Soru: Kına ve saç boyası, abdest ve gusle engel midir?
Cevap: Deri üzerinde tabaka oluşturmayan, kına, saç boyası ve jöle gibi maddeler abdest ve gusle engel değildir. İçeriğinde kan gibi dinen temiz olmayan şeyler bulunmadığı sürece, el veya başa sürülen kına, boya gibi maddelerin katı atıkları iyice yıkanıp, sürüldüğü yerlerden temiz ve saf bir su akması durumunda, bunların deri ve saçlarda bıraktığı renk suyun deriye nüfuzuna engel değildir.
Soru: Oje, ruj ve jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle engel midir?
Cevap: Abdest alırken, yıkanması gereken organlardan birinde kuru yer kalırsa, abdest sahih/geçerli olmaz (Müslim, Tahâre, 31; Ebû Dâvûd, Tahâre, 67). Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması gerekir. Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken organlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır. Oje ve ruj gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mâni olan maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce giderilmesi gerekir.
Soru: Helal oje abdeste engel midir, helal ojenin hükmü nedir?
Cevap: Araştırmalarımızın sonucunda, bu soruya iki farklı açıdan cevap verebiliriz:
- Ojenin, abdeste engel olması; ojenin içerdiği kimyevi maddelerden ötürü tırnağın altına suyu geçirmemesinden kaynaklıdır. Helal oje! şeklinde tabir edilen oje, şayet suyu oluşturduğu tabakanın altına (tırnağa) geçiriyorsa o zaman kullanılabilir.
- Helal ojenin caiz olduğunu varsayalım. Ancak diğer bir sorun ortaya çıkıyor ki, o da mahremiyet. Kadın; kendi evinde, eşine karşı güzel görünme adına her türlü makyajı yapabilir; ojenin, helal olmayanını da kullanabilir! Ancak dışarı çıktığında, güzelliğini ön plana çıkaran makyaj vd. unsurları kullanması ise haramdır (Nûr, 24/31).
Netice itibariyle, “helal ojenin kullanımı, (şartlarını taşıdığı takdirde) bir taraftan caiz olsa da kadının güzelliğini öne çıkaracağından ev dışında/eşinin hâricine karşı kullanacağından caiz değildir” denilebilir. Daha geniş çerçeveden bakıldığında ise, “dini hassasiyetler; kapitalizmin pazarlama taktiğiyle bypass ediliyor” şeklinde bir portre ile karşılaşıyoruz. Allah en iyisini bilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.