M.Bilge Demir
Sosyal Kurban!
"Seni koruyamayacağım yerlere gitme!" Yüzüklerin Efendisi
Bazen gidilmemesi gereken yollar, kapatılması gereken kapılar, kestirip atılması gereken sözler vardır.
İşte tam da bu yüzden, bazı ülkeler durup düşünmeyi, sınır koymayı ve müdahale etmeyi seçer. Avustralya da, çocukları koruyamadığımız alanların kapısında durup, "Buraya Kadar!" diyebilen ve bu iradeyi açıkça ortaya koyan tek ülke olarak tarihe geçti.
Nedir bu karar peki?
Avusturalya 10 Aralık 2025 itibariyle, ülkede yaşayan 16 yaş altındaki çocukların sosyal medya hesapları açmalarını veya mevcut hesaplarını sürdürmesini engelleyen bir yasa çıkardı.
Şunu da özellikle belirtmeliyim, eğitim uygulamaları bu kararın dışında tutuluyor.
Ve dünyanın gündemine oturdu. Çünkü bu alan ciddi anlamda kâr amacı güden bir platform, oluşum, ticari saha...
Bazı kararlar, 'akşam uyudum sabah uyandım, bu kararı aldım.' kadar basit değildir. Çünkü dünya olarak bambaşka bir sömürü alanında köleleştik. Artık kantarın topuzu hepten şaştı ve kontrolden çıktı. Çocuk, genç, yetişkin... sağa sola savurulurken ortada bir kriz yankılanıyor.
Kim olduğunu keşfetmeden, nasıl görünmesi gerektiği öğretilen bir kuşak ile karşı karşıyayız. Sadece bedensel teşhirin, yarışın, zorbalığın ön planda olduğu, çocukların kurban olarak seçildiği bir alan.
Ama sınır koymak, tercih etmemek hakkımız bizim irademizde diyebilirsiniz. Ama ben bu görüşe tamamen katılamıyorum. Sistem algı yaratma konusunda öyle profesyonel ki, bir şekilde bireyleri bağımlısı yapmışken, çocuklar onlar için en kolay ve uzun vadeli bir av.
Modern zamanın hızı ve teknolojinin hızı arasına sıkışmış insana, en kolay terapi yöntemi belki de bu sosyal platformlar.
Yazımı hazırlamadan önce epeyce araştırdım, istatistikler, en çok kullanan ülkeler, hangi platformlar derken bir yığın bilgi ve beyin fırtınası yaptım.
Özellikle Hindistan, Abd, Çin, Türkiye, Brezilya, Endonezya... sanırım bu durum gelişmiş ya da gelişmekte olan bir ülke olmanın çok ötesinde bir pazar.
Ve korkunç bir pazarın müşterisiyiz. Teknoloji denilen şey ancak sağlam bir irade ve tavır ile zenginlik ve fayda sağlar. Ölçü, sınır, irade ile bu özgürlüğün hakkını verenler de var tabii ki. Onları tenzih etmek daha objektif bir değerlendirme olacaktır.
Ve şu soruyu soruyorum:
"Bir çocuğun büyümesi için neye ihtiyacı var?
Küresel anlamda, sosyal platformların kullanıcı sayısı 5 milyar aktif nüfus. Yani dünya nüfusunun büyük bir kısmına tekamül ediyor.
Yani çocuklar bu platformlarda çoğu zaman bir özne değil, sosyal medya devlerinin malzemesi halinde. Burada çok derin anlamlar olduğuna inanıyorum.
Charles Arthur-Sosyal Isınma, Tehlikeli ve Kutuplaştırıcı Etkisiyle Sosyal Medya, kitabında şöyle diyor:
"Kimse böyle olacağını düşünmemişti. Her şeyin daha iyiye gitmesi bekleniyordu, kötüye değil. Sosyal Isınma, dijital varlığımızın bir yan ürünü olarak yavaşça gerçekleşti. Tıpkı küresel ısınmada olduğu gibi burada da kim olduğumuzu ayırt etmek bazen zorlaşıyor."
Aslında Avusturalya'nın aldığı bu karar çocuklar ya da genç, yetişkinler için alan açma çabasıdır.
Sosyal ağlardaki dezenformasyona maruz kalmak şu zamanda bizim tercihimiz olamayabilir. Sistem dayatıyor, üstelik gözümüzün içine sokuyor.
Yetişkin insanların bile güçlü bir irade gösteremediği yerde, çocuklar için kaygı duyup böylesine dünyayı sarsan bir karar alan Avustralya'yı kutlamak lazım.
George Orwell 'ın dediği gibi,
"Gerçeği saklamanın yolu, insanları gürültüye boğmaktır." Sosyal platformlar oldukça gürültü bir mecra ve asıl mesele gürültüden duyulmuyor.
Çocuklarımız için en güzel alanlar; doğanın, kitapların, sanatın, sporun, olduğu alanlardır.
Umarım ve dilerim ki sosyal kurbanlar olmayan nesilleri görmek nasip olsun.
Keyifli okumalar diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.