Dr. Hasan Kaya
Hamasi Ezberler
Toplumların hafızasında bazı cümleler vardır; tekrarlana tekrarlana anlamı aşınmış, büyüsü bozulmuş, hatta üstlenmesi gereken sorumluluğu unutturacak kadar sıradanlaşmıştır. Bizde bu cümlelerin büyük kısmı kahramanlıklarla ilgilidir. Ecdadın destanları, ataların yiğitlikleri, tarihin büyük dönemeçlerinde verilen mücadeleler… Elbette bunlar milletimizin gurur kaynağıdır. Ancak bir hakikati artık cesurca konuşmanın vaktidir: Hamasi ezberleri tekrar ederek yol alamayız.
Bugün toplumda sıkça duyduğumuz sözler, çoğu zaman içi doldurulmayan alkış cümlelerine dönüşüyor. “Ecdadımız şöyle kahramandı, böyle destan yazdı” demek kolaydır. Zor olan, o destanları bugün nasıl bir karşılığa dönüştüreceğimizdir. Eğer kahramanlıklarımızı sadece övünmek için, içi boş bir motivasyon sloganına indirgersek, o büyük fedakarlıkları kendi ellerimizle sıradanlaştırmış oluruz. Çünkü sık tekrar edilen fakat davranışa dönüşmeyen her söz, bir süre sonra değer erozyonuna uğrar.
Oysa tarih bize sadece övünmek için değil, sorumluluk almak için anlatılır. Ecdadı anmak yetmez; onların mirasını bugünün şartlarında taşımak gerekir. Bugün yeni bir şey söylemek, yeni bir yaklaşım geliştirmek, yeni bir adım atmak zorundayız. Atalarımızın kahramanlığı bize hazır bir gurur değil, ağır bir görev yükler. Onların cesareti, bizim tembelliğimizi aklayacak bir kalkan değil; tam tersine, çalışma ahlakımızı kamçılayacak bir ilham olmalıdır.
Sorun şu ki, çoğu zaman kahramanlık hikayeleri birer sığınak gibi kullanılıyor. Geçmişin başarıları, bugünün eksikliklerini perdelemek üzere tüketiliyor. Böyle olunca da tarih istismar ediliyor, kahramanlıklarımız gündelik tartışmaların malzemesi haline geliyor. Bu da toplum olarak özgüvenimizi beslemek yerine, bizi bir “nostalji konforuna” hapsediyor.
Halbuki milletler, geçmişi tekrar ederek değil, geçmişten güç alıp geleceği inşa ederek büyür. Ecdadı yüceltmenin en doğru yolu, onların bıraktığı emaneti ileri taşımaktır. Yeni sözler söylemediğimiz sürece, yeni fikirler üretmediğimiz sürece, yaptığımız tek şey geçmişin gölgesine sığınmak oluyor. O gölge ise ne kadar büyük olursa olsun, geleceği aydınlatmaya yetmiyor.
Bu yüzden bugün konuşmamız gereken şey, “ecdadımız ne yaptı?” sorusu kadar “biz bugün ne yapıyoruz?”, “yarına ne bırakıyoruz?” sorusudur. Artık herkesin ezbere bildiği hamasi cümleleri bir kenara bırakıp, gerçek bir yenilenme iradesi ortaya koyma zamanı geldi. Üretmek, çalışmak, düşünmek, risk almak, mücadele etmek… Ecdadın mirasına yakışacak olan budur. Atalarımızın kahramanlıkları bizim için bir övünç vesilesi olmaya devam etsin; ancak bu övünç, yerine getirmemiz gereken bir sorumluluğu hatırlatan bir vicdan sesi olsun.
Kısacası, tarih bize şunu fısıldıyor:
“Bizi tekrarlamayın, tamamlayın.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.