Bugün unutmayı genel anlamda çift yönlü olarak ele alacağız. Başka bir ifadeyle unutulması ve unutulmaması gereken hususlara değineceğiz.

Dünya ve ahiret saadetini hedefleyen Müslüman, cennete giden yolun taşlarını döşerken, unutması ve unutmaması gereken şeyleri iyi bilmelidir.

1. Unutmamız Gerekenler

Başkasına Yaptığımız İyilikler: Yaptığımız iyiliklerin Allah katında zayi olmaması için, yapılan her bir iyiliği unutup dillendirmemeliyiz. Nitekim Yüce Allah, Kur’an’da birkaç yerde gösteriş için yapılan iyiliklerin başa kakılmasını erozyona benzetmiştir (Bakara, 2/264).

Toplumumuzda, bir diyalog esnasında hemen “Hayrı uçmasın…” cümlesiyle başlayan iyilikleri sıralama alışkanlığı vardır. İyiliği yer yüzünde yaymayı şiar edinen Müslümanlar, ayet ve hadislerde bu tür söylemlerden kaçınması gerektiğini bilmelidir. Aksi takdirde ihlas ve samimiyete gölge düşürerek menfaatçi bir kimliğe bürünmemiz an meselesidir.

Başkasından Gelen Kötülükler: İslâm, öfke, kin ve nefret gibi kalbî hastalıkların önüne geçmek için yapılan kötülüklerin unutulmasını emretmiştir. Bu da mümini, kendisiyle ve çevresiyle barışık kılıyor, toplum nezdinde alacaklı pozisyonuna geçiriyor. Bunun en güzel örneği Hz. Peygamber’dir (s.a.s.).

Rahmet Peygamberi, yenilip yutulması çok zor olan kötülükleri affederek ve de unutarak gönülleri fethetmiştir.

Zihni Meşgul Eden Tüm Gereksiz Bilgiler: İnsan, zihnindeki gereksiz bilgileri tutup onları (çiçeğin dibine su dökerek canlı tuttuğu gibi) canlı tutmaya devam ettiğinde vesvese, evham gibi psikolojik hastalıkların pençesine düşer. Hatta daha da öte şizofren hâle de dönüşebilir. Bu yüzden, “Akşam yatarım; sabah bir şey kalmaz. Unut!” komutuyla yaşanan tüm olumsuz durumlara karşı unutmayı ilaç gibi görmelidir. Böylece enerjimizi ve maneviyatımızı muhafaza etmiş oluruz.

Geçmişte Yaşadığımız Olumsuz Olaylar: İmtihan gereği, insanoğlu türlü zorluklarla, olumsuz hadiselerle karşılaşır. Yaşadığı zorlu ve acı tecrübeleri, duygusallığa bağlamadan atlatmasını bilmelidir. Unutmayı ilaç olarak görmelidir. Böylece hem hayatına pozitif enerjiyle sımsıkı sarılacak, hem de olumsuz yaşanmışlıklardan tecrübeler edinecektir.

2. Unutmamamız Gerekenler

Dua: Yaratılışında eksiklik ve zayıflık bulunan insan, içindeki korkuları ve endişeleri gidermesi gerekir. Bunun yolu da Allah’a dua etmekten geçer.

Allah: Bizleri yoktan var eden, kâinatın sahibi Allah’ı unutmamalı, her daim zikirle O’nu anmalıyız.

Kur’an-ı Kerim, Allah’ı unutan kimselerin, Allah tarafından unutulduğunu ifade etmektedir ki, bu bir Müslüman için çok büyük bir felakettir.

Yapılan İyilikleri Unutmama: Nankörlüğümüzü örtme ve bu eksikliğimizi giderme ve vefa hasletini ispat etme bakımından bizlere yapılan iyilikleri unutmamalıyız.

Bize yapılan iyiliği örnek alıp biz de başkasına iyilik yaparak “iyilikte yarış” ortamı hazırlamalıyız.

Ölüm: Müslümanı diri tutan ve yanlış yapmasını engelleyen faktörlerden biri de ölümü unutmamaktır.

Günümüzde yapılan kötülükler, işlenen günahlar ve hak ihlallerinin temel faktörlerinden biri de ölümü unutmaktır. Ölümü hatırında tutan bir Müslüman, daima muhasebe içerisinde hayatını sürdürür.

Ölüm; ahiret ve hesap gibi kavramları çağrıştırması nedeniyle, kul hakkına yönelik ihlallerin önüne geçer. Günümüzde en çok muzdarip olduğumuz ve toplumumuzun huzurunu kaçıran meselelerden biri de kul hakkına girilmesidir. Dolayısıyla, ölümü unutmayan biri, hak ve hukuka riayet eder.

Sorumluluk: İnsanı diğer mahlûkattan ayıran en temel vasıf, akıl nimetidir. Akıl, aynı zamanda Hz. Allah’ın kullarına sorumluluk (teklif) yükleme nedenidir. Akıllı olan bir Müslüman, kendisine, ailesine, içinde yaşadığı toplumuna, devletine, dinine ve geleceğe karşı sorumlulukları vardır ki, bunları unutmamalıdır. Zira her şeyin hesabı ahirette bizlere sorulacaktır.

Yukarıda iki başlık altında saydığımız hususları çoğaltmak mümkündür. Ancak konu bağlamında bunlar temel esas niteliğindedir. Unutulması gerekenleri unutan, unutulmaması gereken konuları unutmayan Müslüman, Allah’ın rızasını kazanma ve cennete gitme yolunda hiç şüphesiz emin adımlarla yol alır.