İNANÇLI MEMURUN VASIFLARI

Hiç şüphesiz, geçmişten günümüze kadar devletleri ayakta tutan, o devletlerin kurumları ve memurlarıdır. Bu kurum ve memurların da, kendi içlerinde işleyişle ilgili teamülleri, kanunları ve mevzuatı mevcuttur. Ne var ki, mezkûr kanunlar, genel çerçeve üzerinde hazırlanmıştır. Öte yandan, bir milletin örf ve ananesi, dini, coğrafyası vb. etkenler; o milletin yargı değerlerini oluşturmaktadır. Başka bir ifadeyle, kanunlarla beraber yukarıdaki diğer unsurlar; bu topraklarda hayatını sürdüren insanların kılavuzudur.
Dini hassasiyetlerine bağlı milletimiz, tabiatıyla mesleğini icra ederken dinin emir ve nehiylerini dikkate alması gereklidir. İşte bu yazımızda, ayet ve hadislerde ele alınan veyahut da gelenek haline gelmiş bazı tutum ve davranışlara değineceğiz. Yazımızın sonunda, “inançlı bir memur nasıl olmalıdır?” sorusuna cevaplamış olacağız. Konumuzun daha iyi anlaşılabilmesi için yazımızı küçük başlıklar ve maddeler halinde serdedeceğiz.
Mesleğini Nasıl İcra Eder?
• Mesai saatlerine riayet eder.
• Yeri geldiğinde (08.00-17.00 arası) mesai mefhumu gözetmez.
• Aldığı paranın karşılığını vermeye çalışır.
• Vazifesi esnasında sendika, memleket ve ırk ayrımı gözetmeksizin herkese eşit
mesafede kucaklayıcı bir tavırla yaklaşır.
• Bulunduğu mevkide, devlet ve millet arasında köprü vazifesi görür.
• Elindeki mevcut imkânları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışır.
• Âmirine karşı saygı ve hürmette kusur etmez. Maiyetindeki memurları bir emanet
olarak görür. Onlara, devletin işlerini ve devlet terbiyesini en iyi şekilde öğretir.
• Devletini temsil edecek nitelikte ve temiz giyinir.
• Mer’i mevzuata göre hareket eder, kanunsuz ve usulsüz iş yapmaz.
• Evine gittiğinde “bugün mesaimin hakkını verdim” düşüncesiyle çocuklarının yüzüne
gönül rahatlığıyla bakar.
• İşini, ibadet ediyormuş gibi aşkla yapar.
• Çözüm odaklıdır, iş bitiricidir, yeri geldiğinde insiyatif alır.
• Kurumlar arası ilişkileri ve sosyal yönü iyidir.
• Alçakgönüllü, mütevazı ve yardımseverdir. “Bugün git yarın gel” veya “senin iş
olmaz” şeklinde konuşmaz. İşin neden olmayacağını gerekçelendirerek izah eder.
• Âmirleri ve mesai arkadaşları arasında parmakla gösterilecek kadar müstesnadır.
• Ömrünün nihai hedefi “devlet memurluğu” değildir; onun önceliği, Allah’a kul ve
insanlara faydalı olabilmedir.
• Daima kamu yararını gözetir.
• Siyasi görüşü kendi içindedir. Her türlü siyasi görüşe (bölücü olmaması kaydıyla)
saygıyla yaklaşır.
• Zorda kalmadıkça rapor almaz.
• Sorumluluk sahibidir, daima telefonu açıktır.
• Gözlemleri objektiftir, meselelere nesafet çerçevesinden yaklaşır.
• Entelektüel kişiliğe sahiptir.
• Daima maddi ve manevi terakkiyi düşünür; kendine ulaşılabilecek hedefler seçer, bu
doğrultuda gayret sarf eder.
• İş ve işlemleri yürütürken, güçlünün yanında değil haklının yanında yer alır, liyakat ve
hakkaniyete ihtimam gösterir.
• Ekmeğini yediği kurumun, hancılığına taliptir; yolcusu değildir, köşe taşıdır.

Nasıl bir Ahlâka Sahiptir?
• Vazifesi gereği vakıf olduğu mahrem bilgileri ifşa etmez, devletin ve vatandaşın hukukunu gözetir.
• İşyerine abdestli gelir.
• Gurur ve kibirli davranmaz; makam sahibiyse ve bir vatandaş geldiğinde ayağa kalkar.
• Statü hastalığına düçar olmaz; vatandaşa hizmetkârlığı temel felsefe edinmiştir.
• Gıybet, nemime, hasetlik vb. ahlâken zemmedilmiş hasletleri sinesinde barındırmaz.
Hep iyi taraftan bakmaya çalışır.
• Nezaket ve zarafet sahibidir, kimseyi kırmamaya özen gösterir.
• Mesleğini icra ettiği her safhada “İslâm’ın gönüllü temsilcisi” olduğunu unutmaz. Zira
din, kâl (söz) ile değil; hâl (tutum ve davranış) ile yaşanır.
• Güler yüzlü ve geçim ehlidir.
• Kin gütmez, rövanşist duygularla hareket etmez.
• Milletimizin teveccühüne mazhar olmuş (Yeşilay, Kızılay, TDV vb.) STK’ları, ikbal
kaygısı gütmeden maddi-manevi destekler.
• Tertipli ve düzenlidir, planlı ve günlük çalışır; “657’ye sırtımı dayadım, STK, siyaset
vb. güçler benden yana, artık kimse bana bir şey yapamaz” düşüncesine kapılmaz. Aksine “tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla maaş alıyorum, işimin hakkını vermeliyim” şeklinde düşünür.
• Yanına gelenleri oturtacak bir sandalyesi ve içirecek bir çayı her zaman vardır.
• Yeri geldiğinde affetmeyi ve özür dilemeyi bilmedir.
• İbadetleri, mesaisinin önüne geçmez; “iş saatinde yine namaza gitti!” gibi söylemlerle
dine zarar vermez.
• Makam ve mevkii ne olursa olsun insanlara ve memurlarına tepeden bakmaz.
Bulunduğu konumun, kendisine emanet edildiğini ve bu emanetin bir gün alınacağı
şuurundadır.
• Merhum Muallim Mahir İZ gibi, her ay maaşının %2.5’ini ihtiyaç sahibi kimselere
tasadduk eder.
• Ahbaplıklarını, “Yarın lazım olur, şimdiden alt yapısını hazırlayım” düşüncesi
üzerine bina etmez. Yani şahsi menfaat yerine ahlâkî değerlere ehemmiyet verir.
• Torpil, iltimas ve adam kayırma gibi zamanın ahlâki hastalıklarına karşı net tavır
koyar.
Meslek Bilgisi Nasıldır?
• Çalıştığı kurumun hafızasına vakıftır, kurum aidiyeti diye bir problemi yoktur.
• Mesleğiyle alakalı iş ve işlemlerin inceliklerini öğrenir, öğretmeye çalışır.
• Mesleğine ait bir ayet veya bir hadisin, serlevhasını (mümkünse) duvarına asar.
• Mesleğiyle alakalı kanun, yönetmelik vb. mevzuata hâkimdir.
• Mesleğinde kıdemli olan meslek büyüklerine saygı ve hürmette kusur etmez.
• Bulunduğu yere katma değer koyar. Başka bir deyişle, çalıştığı yerin hizmet
standartlarını yükseltir.
• İstişareye, yeniliğe ve gelişmeye açıktır.
Para İşlerinde Nasıl Olmalıdır?
• Devlet memurluğunu, zenginlik aracı olarak görmez.
• Usulsüz ve haksız kazancı kendine mübah gör(e)mez.
• Para işlerinde son derece şeffaftır; ihale, hizmet ve satın almalarda netameli davranmaz.

• Rüşvet almaz, hediye kabul edemez.1 Muhabbetin artmasına yönelik samimi arkadaşlarıyla karşılıklı hediyeleşmesinde mahzuru yoktur. Bu hediyeler de sembolik niteliktedir.
• Çalıştığı yerde elektrik, su, iklimlendirme, kırtasiye vb. devlet malını tasarruf tedbirleri kapsamında değerlendirir, israfa mahal bırakmaz.
• Devletin imkânlarını kendi şahsına seferber etmez.
Yukarıda serdedilen maddeleri çoğaltmak mümkündür, ancak biz konuyu ana hatlarıyla
derlemeye çalıştık. Allah, her bir çalışan kardeşimize helal kazanmayı nasip etsin.

Bu yazı toplam 9995 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Ahmet Polat Arşivi

Piyango Bileti Almayalım

18 Aralık 2025 Perşembe 10:00

Unutmak III

10 Aralık 2025 Çarşamba 13:25

Niyet

28 Kasım 2025 Cuma 10:01

Musa, Harun ya da hiç olmak

21 Kasım 2025 Cuma 15:00

Kelimelerimiz

13 Kasım 2025 Perşembe 12:40

İlgi Alanımız

30 Ekim 2025 Perşembe 09:44

Seferden Sorumluyuz

23 Ekim 2025 Perşembe 10:37

Unutmak

16 Ekim 2025 Perşembe 11:04

Kur’an’ı Anlama XVI. Cüz

25 Eylül 2025 Perşembe 10:04

İtidal ve Denge

17 Eylül 2025 Çarşamba 10:47