Ahmet Polat
HELAL GIDA NEDİR? 4
Soru: Helal gıda konusunda ülkemizdeki açmazlarımız nelerdir?
Cevap: Üretici ve fabrikaların yeterli derecede denetlenmemesi, kanuni boşluklar, millet olarak bilinçsiz hareket edilmesi, (biz Müslüman ülkede yaşıyoruz; helaldir galiba vb. düşünceyle) herkesi kendimiz gibi görme, düşük maliyetli ürün arama, nefsimizin esareti altında yaşama, STK’ların gündeminde yeterince yer almaması vd.
Soru: Gıda katkı maddelerine verilen “E’’ kodu neyi ifade eder?
Cevap: Hazır gıda paketleri üzerinde gıda katkı maddesinin özel adları ve E kodları yer alır. E kodları Avrupa birliği ülkelerinde gıda katkı maddelerini pratik olarak kodlamak amaçlı geliştirilmiş bir yöntemdir. Her gıda katkı maddesinin uluslararası kabul görmüş bir numarası vardır. Avrupa Birliği‘nde kullanımına izin verilen katkı maddelerine “Europe” kelimesinin baş harfi olan E kodu verilmiştir. Aroma maddelerine E kodu ve numara verilmemiştir. Çünkü bu grup çok geniştir. Ayrıca gıdalara katılan fakat gıda bileşeni olarak kabul edilen bazı gıda katkı maddelerine de E kodu verilmemektedir. Günümüzde gıda ambalajlarında E kodları yerine kullanılan katkı maddesinin bizzat ismi yer almaktadır. Bu uygulamayla tüketicinin gıda içeriğindeki katkı maddesini daha sağlıklı değerlendirmesi amaçlanmaktadır. "E" numara sistemi ile gıda katkı maddelerinin temel işlevlerine göre sınıflandırılması ise şu şekildedir:
- Renklendiriciler ( E 100 – 180 arası ),
- Koruyucular ( E 200 – 297 arası ),
- Antioksidanlar ( E 300 – 321 arası),
- Emülsifiyerler ve stabilizatörler ( E 322 – 500 arası ),
- Asit baz sağlayıcılar ( E 500 – 578 arası ),
- Tatlandırıcılar, koku verenler ( E 620 – 637 arası ),
- Geniş amaçlılar ( E 900 – 927 arası ).
Soru: Gıda katkı maddelerinin miktarını kim belirliyor?
Cevap: Gıda katkı maddeleri ile ilgili çalışmalar Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) oluşturduğu gıdalarla ilgili komisyonu (CAC) ve bu kuruluşun alt komitesi olan Birleşik Gıda Katkı Uzman Komitesi (JECFA), Gıda katkı ve Kontaminantları Kodeksi Komitesi (CCFAC) tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu kurumlar, gıda katkı maddelerinin, insan sağlığı açısından güvenilir olan dozları konusunda çalışmalar yapmakta güvenilir olan gıda katkı maddeleri ile ilgili listeleri hazırlamaktadır. Uluslararası Gıda katkı ve Kontaminantları Kodeksi Komitesi (CCFAC) ise, gıda katkıları ile ilgili sınırlamalar getiren ve bu maddelerin gıdalarda bulunmasına izin verebilecek maksimum miktarları belirleyen bir kuruluştur.
Soru: Gıda katkı maddelerinin kullanılmasındaki kıstas nedir?
Cevap: Gıda katkı maddelerinin kullanımına izin verme sürecinde dikkate alınan en önemli husus kullanımda insan sağlığının korunmasıdır. Gıda katkı maddeleri insanların karşılaştığı kimyasallar içerisinde belki de farkında olunmadan en çok vücuda alınan gruptur. İnsanlar bu maddelere doğuştan ölüme kadar kendi iradeleri dışında maruz kalabilmektedirler. Katkı maddelerini içeren gıdaları milyonlarca kişinin tükettiği düşünüldüğünde, yapılan en ufak hatanın insan sağlığı ile ilgili büyük sorunlar yaratacağı açıktır. Bu özellik nedeni ile gıda katkı maddelerinin kullanım izni, uluslararası ve ulusal sağlık otoritelerinin son derece yoğun ve dikkatli incelemesi sonucunda verilmesi gereklidir. Bu süreçte günümüz bilim ve teknolojisinin verdiği imkânlar kullanılarak yoğun araştırmalar yapılmalı ve bu yönüyle gıda katkı maddeleri kullanımı, insan sağlığının korunması yönünden en sıkı denetim altında tutulan kimyasal madde grubu olmalıdır.
Soru: Gıda türlerinin hangisinde TSE tarafından helal gıda sertifikası verilmektedir?
Cevap: Et ve et mamulleri, mikro organizmalar, süt ve süt mamulleri, balık ve balık ürünleri, yumurta ve yumurta mamulleri, su, tahıl ve tahıl ürünleri, kakao ve kakao ürünleri, bitkisel ve hayvansal kökenli sıvı ve katı yağlar, çay ve çay ürünleri, meyve ve sebzeler ve bunların mamulleri, kahve ve kahve ürünleri, şeker ve şekerleme mamulleri, yağlı tohumlar, meşrubat (Alkolsüz içecekler), baharatlar ve çeşni maddeleri, bal ve yan mamulleri, özel beslenme amaçlı gıdalar, besin takviyeleri, gıda katkı maddeleri, enzimler, nişasta ve nişasta ürünleri ve hazır yemekler.
Soru: Helal sertifikası alan ürünlerin bilgisini nerelerden edinebiliriz?
Cevap: GİMDES ve TSE resmi web sayfasında, sertifika alan ve iptal edilen, askıya alınan markaların isimleri verilmektedir.[1]
Soru: GDO ile helal gıda arasında nasıl bir ilişki kurabiliriz?
Cevap: Bir canlı türüne kendi türü dışındaki bir canlıdan gen veya genler aktarılarak kalıtımsal olarak gelen özellikleri değişikliğe uğratılmış bitki veya hayvan mikroorganizmalarına ―Genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) denilmektedir. Yapısında GDO barındıran GDO’lardan elde edilen ürünlere ise genel olarak “Genetiği Değiştirilmiş Ürünler” denilmektedir. Başka bir ifadeyle, Hz. Allah’ın; insan, doğa ve fıtrat arasındaki kurduğu düzen hiçe sayılarak tamamen ticaret, kısırlaştırma ve sömürge üzerine bina edilen “fıtrata müdahale” operasyonudur. GDO’lu ürünler ile helal gıda arasında şöyle bir ilişki kurulabilir: Şayet üretilen gıda; dinen haram kılınmış hammaddeler ile elde ediliyorsa direk haramdır. Bunun dışında ise şüpheyi barındırdığı söylenebilir.
Sonuç: Helal gıda, Müslümanlar açısından çok önemli ve güncel bir problemdir. Bugün (tüm dünya kültür ve medeniyetlerinde görüldüğü gibi) mazisi ile bağları zayıflayan bizlerin, çok ince düşünmesini beklemek, en basit tabirle “hayalcilik” olur. Şu halde toplumun aydın kesimleri ve din hizmetini icra edenler tarafından helal gıda konusu, daima gündemde tutulmalı ve çalışmalar yapılmalıdır.
Gıdanın helalini aramak; sadece Müslümanca yaşamak değil, aynı zamanda “2 trilyon dolar hacmi bulunan helal gıda sektörünün; küresel güçlere karşı alternatif denge oluşturarak Kapitalizmin çıkarlarına alet olmayacağımız” düşüncesini de iliklerimize kadar hissetmektir.
Yazımızın tamamında görüldüğü üzere, Müslümanca yaşamak; muhtelif ayetlerde de ifade edildiği üzere sadece “biz inandık” demekle olmayıp; zorlu, çetin ve meşakkatli yollardan geçmeyi iktiza eder.
“Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız.”[2] ayeti doğrultusunda iyiliği emretme ve yayma sorumluluğuyla hareket etmemiz; ilâhî buyruktur. Biz de, bu yazı dizimizde, konuyu ana hatlarıyla işleyerek vazifemizi bir nebze olsun yerine getirdiğimiz kanaatindeyiz. Yüce Allah hepimizi rızasına muvafık ameller işlemeyi nasip etsin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.