AİLEDEN TOPLUMA ÂDÂB-I MUÂŞERET KURALLARI

Geçtiğimiz ay içerisinde Van İl Müftülüğü’nün tertiplediği Çevrimiçi Aile Sohbetleri kapsamında “Aileden Topluma Âdâb-ı Muâşeret Kuralları” konusunu işlemiştik. Görgü kuralları, ahlâki krizler yaşayan günümüz Türkiye’sinde enine boyuna ele alınması gereken mevzuların başında gelmektedir. Dolayısıyla bu yazı dizimizde, âdâb-ı muâşeretin anlamı, konunun önemi, kaynağı, ailede ve toplumdaki âdâb-ı muâşeretin nasıl gerçekleşeceği gb. hususları küçük başlıklar halinde değerlendireceğiz.

Konuya girmeden hemen önce, (ileri okuma gayesi güdenler için) yararlandığımız ve tavsiye edebileceğimiz kitapların listesini sizlere vereceğiz. Tabi başka eserlerden de müstefit olunabilir.

  • Ramazannâme - Mehmet Şevket EYGİ (İstanbul ahlâkı görgüsü)
  • Kur’ân-ı Kerim’de Âdâb-ı Muâşeret – M. Zeki DURAN
  • Müminin Kılavuzu – Ahmet ÖZTÜRK
  • Görgü –Âdâb-ı Muâşeret- Adli MORAN
  • İslâm’da Edeb – Tahir BÜYÜKKÖRÜKÇÜ
  • Âdâb-ı Muâşeret – M. Necati BURSALI
  • Büyük İslâm İlmihali – Ö. Nasuhi BİLMEN (Ahlak Bahsi)
  • Min Edebi’l-İslâm – Abdülfettah Ebû GUDDE (Bu eserin tercümesi de mevcuttur)
  • Ayetler ve Hadisler Işığında Âdâb-ı Muâşeret – Yusuf DOKUMACI
  • Etkinliklerle Adab-ı Muaşeret (Görgü Kuralları) Hüseyin ÖZHAZAR

Âdâb: Arapça “edep” kelimesinin çoğuludur ki, “iyi terbiye, naziklik, usüllülük ve zariflik” anlamına gelir.

Muâşeret: Birlikte yaşayan kişilerin iyi ve olumlu geçinmeleridir.

Âdâb-ı Muâşeret: Topluluk halinde yaşayan insanların iyi ilişkiler kurmasında ve başarılı olmalarını sağlayan bilgilerdir. Başka bir deyişle, insana toplum içinde yaşamayı öğreten bir sanat olarak nitelendirilmiş ve insanın toplum içerisinde ilişkilerini kolay ve hoş bir şekilde ifa etmesini öğretir. Âdâb-ı Muâşeret, günümüzde “görgü kuralları” şeklinde de ifade edilmektedir. Görgü kuralları, insan hayatının bütün yönlerini ihtiva eder ki, evde, çarşıda, iş hayatında, trafikte, sıra beklerken ve diğer mekânlarda milletçe arzuladığımız huzur ve sükûnete kavuşmamıza vesile olur.

Kaynağı: Kitap, Sünnet ve örftür. Dinimizdeki tam yerine değinecek olursak, İslâm’ın 1/3’nü teşkil eden ahlâkın altındadır. Bu bağlamda (sonraki yazımızda da zikredileceği üzere) muhtelif ayet ve hadisler bizlere rol modeldir. Burayı biraz daha açmak gerekirse, çeşitli ayet ve hadislerde, bir Müslümanın nerede nasıl davranması gerektiğinin ipuçları mevcuttur. Ecdadımız da bunları deyim yerindeyse süzgeçten geçirmek suretiyle hayatına yansıtmıştır. Dolayısıyla görgü kuralları, bizim tarihi derinliklerimizde de yer almaktadır. Bu meyanda Osmanlı medreselerinin kapı üzerindeki “edep ya hu” yazısı veya

“Edep bir tac imiş Nur-u Hüda’dan

Giy ol tacı, emin ol her beladan.” dizesi örnek gösterilebilir.

Yeri gelmişken hemen burada belirtmeliyiz ki, görgü kuralları bize Batı’dan değil kendi kültürel kodlarımızdan gelmiştir. Bugün elbette Batı’nın da kendi örf ve ananelerine has görgü kuralları vardır. Onlar, tıpkı bilimde olduğu gibi kültürde de bizden yararlanmışlardır. Ancak Batı, görgü kurallarını İslâm’a göre şekillendirmeyip kendi yaşam tarzlarına göre uyarlamışlardır. Binaenaleyh milletimizin Batı’ya öykünmesi hem gereksiz hem de yersizdir.

Önemi: Milli ve manevi değerleri bir kenara iten Müslümanın tamamen dünyevileştiğine hepimiz üzülerek şahitlik ediyoruz. Oysa dünyada maddeden daha değerli erdemlerin bulunduğunu yüksek sesle haykırmalıyız. İşte âdâb-ı muâşeret de; hayatın her safhasında estetiği, inceliği ve nezaketi ön plana çıkarıyor.

Görgü kuralları; evde, işyerinde, okulda ve sosyal hayatta nasıl hareket edilmesi gerektiğini bizlere öğretir. Âdâb-ı Muâşeretin bulunmadığı/işletilmediği toplumlarda kibir, stres, kargaşa, yanlış anlama/anlaşılma, hoşgörüsüzlük ve asık suratlılık meydana gelir; sevgi-saygı, medeniyet, merhamet ve tevazu gibi hasletler bulunmaz.

Günümüzde haddini hududunu bilmeyen insanların; kime nasıl davranacağını bil(e)mediğinden pek çok sefer kavgaya, kargaşaya ve kaba kuvvete kapı araladığı aşikârdır. Bununla birlikte meramını tam ifade edemeyen kişiler de iletişim eksikliğinden yanlış anlaşılmalara sebebiyet verdiği görülmektedir.

İslâm, toplum içerisinde yaşamayı öngören bir dindir. Toplumun da belirli kurallar manzumesi dâhilinde hayat sürdürmesi zorunludur. Nitekim bazı kuruluşlar, görgü kuralları kursları açarak hayata yeni atılmaya çalışan nesle para karşılığında hizmet etmektedir.  

Sevgili Peygamberimiz (sav), hicret ettiğinde yeni bir medeniyet inşasına yönelmiş ve ilk olarak “Yesrib” ismiyle bilinen şehrin adını (medeniyet anlamını içeren) Medine’ye çevirmiştir. Buradan hareketle dünya ve ahiretimizi imar konusunda medeniyet merkezli bir hayat tarzını benimsemek hedeflerimizin en başında yer almalıdır.

Görgü kuralları dünyaya pozitif bakmamızı sağlar; ruhi buhranların ortasında kalan günümüz Müslümanların, âdâb-ı muâşeret kurallarına riayet ederek kendine manevi bir çıkış kapısı aralamasına yardım eder, maddi - manevi çeşitli sebeplerden ötürü yitirdiğimiz hoşgörü ortamının yeniden sağlanmasına zemin hazırlar. 

Önümüzdeki hafta “Aile ve Toplumda Âdâb-ı Muâşeret” bahsini ele alarak kaldığımız yerden devam edeceğiz inşallah. Topluma karşı sorumluluk makamında bulunanlar olarak temennimiz o dur ki, her bir ferdin; görgü kurallarına uyarak huzur ortamının kurulmasına katkı sağlamasıdır.

Geçtiğimiz hafta Bartın Amasra’da meydana gelen maden ocağındaki elim hadisede hayatını kaybeden bütün kardeşlerimize Hz. Allah’tan rahmet, geride kalan acılı ailelerine sabır, yaralılarımıza da acil şifalar dilerim. Kazada kusur ve ihmali olanların da bir an önce adalet önünde hesap vermesini sabırsızlıkla bekliyorum.

 

Bu yazı toplam 2117 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Polat Arşivi

Piyango Bileti Almayalım

18 Aralık 2025 Perşembe 10:00

Unutmak III

10 Aralık 2025 Çarşamba 13:25

Niyet

28 Kasım 2025 Cuma 10:01

Musa, Harun ya da hiç olmak

21 Kasım 2025 Cuma 15:00

Kelimelerimiz

13 Kasım 2025 Perşembe 12:40

İlgi Alanımız

30 Ekim 2025 Perşembe 09:44

Seferden Sorumluyuz

23 Ekim 2025 Perşembe 10:37

Unutmak

16 Ekim 2025 Perşembe 11:04

Kur’an’ı Anlama XVI. Cüz

25 Eylül 2025 Perşembe 10:04

İtidal ve Denge

17 Eylül 2025 Çarşamba 10:47