Ahmet Polat
RAMAZAN AYI SONRASI
Allah nasip ederse 21 Nisan Cuma günü itibariyle Ramazan ayından Şevval’e geçeceğiz. Başka bir deyişle, Ramazan Bayramı’nı idrak edeceğiz. Dini kaynaklarda geçtiği üzere ve Arapların ifadesiyle ‘îdü’l-fıtr; fıtrata dönüş (Ramazan) bayramından sonra, kendimizde ve çevremizde pek çok değişikliğin görülmesi/dışa yansıması gerekir. Zira Allah’ın rızasına erişebilmek için bir ay boyunca genetik kodlarımızın (fıtratımızın) dışında hareket ederek uykusuz, aç ve susuz kaldık, her şeyin azıyla yetinmeyi öğrendik. Tabiatıyla Ramazan ayının anlam kazanması adına bunu bir semeresi, hâsılası kişiliğimizde ve toplumumuzda gözükmelidir.
Ramazan ayı ile birlikte Kur’an-ı Kerimler, raflardan alınarak başucu kitabı yapıldı. Başlı başına mektep olan on bir ayın sultanı ve Yüce Kitap, dini ve dünyevi kazanımlar bakımından kişiliğimizde ve dini yaşantımızda büyük değişikliklere vesile olduğunu hissedebiliriz. Bu kazanımları aşağıda sıralayacak olursak;
- Kılavuzumuz Kur’an’ın bizlerde öğrettiği şekilde rabbimize bol bol dua edeceğiz.
- Oruç, namaz, zekât, fitre, sadaka ve mukabelelerle Hz. Allah ile ahdimizi yenileyerek imanımızı perçinleştirdik.
- Dünya hayatı, mallarımız ve evlatlarımızın birer imtihan aracı olduğunu içselleştirdik.
- Son ana kadar tövbe kapılarının açık kaldığını tövbe ve istiğfar ile Allah’a yönelmenin farziyetini (Kur’an’da) defalarca okuduk.
- Ecelin; ansızın gelerek ertelenemeyeceğini, buna göre ahirette en az pişmanlık duyanlar sınıfına girebilmek için hayatımızı Allah rızası doğrultusunda planlamamız gerektiğini anladık.
- Cennet ehli kimselerin vasıflarını öğrendiğimiz gibi onların özelliklerini kişiliğimizde uygulayacağız;
- Namazlarımızı huşu içerisinde devamlı kılacağız.
- Namazın, ancak infak ve sadakayla kabul edildiğinin idrakine vardık.
- Kinimizden arınacağız.
- Öfkemizi yeneceğiz.
- Affedici olacağız.
- Irzımıza (namusumuza) sahip çıkacağız.
- Aleyhimize bile olsa, adaleti her daim gözeteceğiz.
- Verdiğimiz sözleri yerine getireceğiz.
- Şahsımıza tevdi edilen emanetlere (ihanet ve zayi etmeden) sahip çıkacağız.
- Boş ve faydasız şeylerle meşgul olmayacağız.
- İnancımıza, (menfaat vb.) hiçbir şeyi katmadan ihlas ve ihsanı hayat felsefesi edineceğiz.
- Gücümüzü ve enerjimizi, boş-faydasız işler yerine sâlih amellere harcayacağız.
- İnsanoğluna verilen yeryüzünü imar vazifesi doğrultusunda, İslâm’ın, dünyaya hâkim olması için var gücümüzle çalışacağız. Çalışacağız ki, savaş yerine barış, kargaşa ve kaos yerine huzur, zulüm yerine adalet egemen kılınsın. Bunların da bulunduğumuz makam ve mevkide, işimizi en iyi şekilde yerine getirmekten geçtiğini biliyoruz.
- İyiliği emredip kötülüklerden alıkoyma vazifesinin hocalara değil de herkese münhasır olduğunu gördük.
- İnsanoğlunun aceleci ve peşinci; kulluğun ve Allah rızasının ise (ahirete yönelik namı hesabımıza yazılmak üzere) veresiyeci düzenlendiğini okuduk.
- Kur’an-ı Kerim’in 1/3’ni teşkil eden geçmiş ümmetlerin hayatlarında dersler çıkararak tarihi menfi cihetten tekerrür ettirmeyeceğiz.
- Bela ve musibetlere karşı sabır ve tevekkülü katık edineceğiz.
- Kulluk açısından kadınların erkeklerden hiçbir farkının bulunmadığını, fizyolojik ve fiziki bakımdan üstünlüğün olabileceğini, dolayısıyla dinimizin; “kadına ikinci sınıf insan muamelesinde bulunmadığını” çeşitli ayetlerde gördük.
- Akraba, öksüz ve yetimin adaletle kollanıp gözetilmesi ve haklarının korunması noktasında önemle vurgulandığını ve bundan sonraki hayatımızda, daha çok dikkat edeceğimizin sözünü verdik.
- Cehennem ateşinden korunması maksadıyla, (iman, ahlâk ve ibadete yönelik) dini konuların öğrenilmesi ve yaşanması noktasında aile reisinin; eş ve çocuklarına karşı sorumlu tutulduğunu Tahrîm sûresinde okuduk.
- Âhirette her şeyden hesaba çekileceğiz.
- Bizleri büyütüp yetiştiren anne-babalarımıza karşı saygı ve hürmette kusur etmeme emri fermanına sıkça rastladık.
- Kalp kırma yerine gönül almanın, dinimizin esas prensiplerinden biri olduğunu okumalarımızdan çıkardık.
- Pek çok ayette münafık ve müşriklerin özelliklerinden bahsedildi. Bu özelliklerin aksi istikamette davranacağız ki, onlara benzemeyelim.
Ramazan Bayramı’nın başta ülkemiz olmak üzere tüm İslâm âlemine hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ederim. Bayramımız mübarek olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.