Ahmet Polat
KURBAN 2
Kurban ibadeti, Hz. Peygamber (s.a.s.) Medine’ye hicretinin ikinci senesinde teşrî’ olunmuştur.
Efendimiz (s.a.s.) irtihal edinceye kadar her sene bizzat kendisi kurban kesmiştir. Hatta öyle ki,
“İmkânı olup da kurban kesmeyen bizim namazgâhımıza yaklaşmasın!” (İbn Mâce, Edâhı, 2)
buyurarak kurban kesmenin ne derece önemli olduğuna dikkat çektiği söylenebilir.
Önceki yazımızda kurban ibadeti hakkında genel bir çerçeve çizmeye çalıştık. Bu yazımızda
ise kurbana müteallik bahislerin daha iyi anlaşılması bakımından yazımıza soru-cevap şeklinde
devam edeceğiz.
Soru I: Sevabının ölen kimseye bağışlanması adına kurban kesilebilir mi?
Cevap I: Şayet ölen kimse, ölmeden evvel kurban kesilmesini istemişse bu takdirde adak yerine
geçer. Ancak böyle bir talebi yoksa kurban kesilerek sevabı merhum için bağışlanabilir.
Soru II: Kurban etini nasıl değerlendirebiliriz?
Cevap II: Hz. Peygamber’in (s.a.s.) bizlere öğrettiği üzere kurban eti üç eşit parçaya bölünür.
Bunlardan biri ev hanesine (nafaka), biri misafirlere (hediye), diğeri de ihtiyaç sahibi fakir
ailelere (sadaka) dağıtılır. Ancak şu kadar var ki, maddi durumu orta halli (ya da zayıf) olan bir
kimsenin, bakmakla yükümlü olduğu fert sayısı fazlaysa o zaman kurban etini dağıtmayabilir.
Soru III: Kurban edilecek hayvanın iri ya da ufak olması arasında fark var mıdır?
Cevap III: Kurban, bir teslimiyet nişanesi ifade ettiğinden ötürü büyük olması Efendimizden
(s.a.s.) gelen rivayetlerde tavsiye edilmektedir. Ayrıca kurban alırken körlük, topallık, zayıflık
ve hastalığının bulunmamasına dikkat edilmelidir. Bu dört kusur hayvanın kurban edilmesine
manidir.
Soru IV: Her sene Kurban Bayramı’nın yaklaştığı dönemlerde sıkça bahsedilir; tavuk, horoz,
hindi gibi hayvanlar neden kurban edilemez?
Cevap IV: Biz Müslümanların asıl referansı Kur’an ve Sünnet’tir, dolayısıyla dünya ve ahirete
müteallik bahislerde bu iki temel kaynağa müracaat ederiz. Kurbanlık hayvanlarla ilgili
kıstaslar da bu kabildendir. Hadis kaynaklarına baktığımızda tavuk, horuz gibi hayvanların
kurban edilebileceğine dair herhangi bir rivayete rastlanılmamaktadır. Bu soruya farklı bir bakış
açısıyla cevap vermek gerekirse; insanın iç dünyasında Hâbil ve Kâbil’den beri süregelen “kan
dökme” özelliği vardır. Tavuk, ördek vd. hayvanlarda ise “insandaki kan dökme” hissini
dindirebilecek kadar kan mevcut değildir. Toparlayacak olursak hem dini kaynaklar, hem de
insanın ruh hali mezkûr hayvanların kurban edilmesine elverişli değildir.
Soru V: Kurbanı kim kesmelidir?
Cevap V: En güzeli bizzat kendimizin kesmesidir. Eğer biz kesemiyorsak ehil birine
kestirmemiz gerekir.
Soru VI: Hayvanı boğazlarken nelere dikkat edilmesi gerekir?
Cevap VI: Bu soruya maddeler halinde cevaplayalım:
Hayvanı boğazlayacak olan kimsenin besmele ile Allah adını anmasıdır. “Ben, O’nun
birliğine inanarak yüzümü, gökleri ve yeri yoktan yaratana çevirdim ve ben
müşriklerden değilim.” mealindeki En‘âm Suresinin 79. ayetin Arapça aslından
okuması da tavsiye edilir.
Kurban kesiminde yurt dışında bulunan Müslümanların özellikle dikkat etmesi gerekir.
Zira kitâbî diye isimlendirilen Yahudi veya Hıristiyan kimsenin kesmesi ise mekruhtur.
Kurbanı boğazlarken yemek borusu, nefes borusu ve iki şah damarını kesmemiz lazım.
Ayrıca gövde ile başı bir anda ayırmamak gerekir. Vücutta bulunan kanın tahliye
edilmesi adına şah damarını daha sonra kesmeliyiz.
Soru VII: Büyükbaş hayvanda ortaklığa girdiğimizde nelere dikkat etmeliyiz?
Cevap VII: Kurban keserken ortakların “Allah için kurban kesmek” niyetini almaları gerekir.
Buradan hareketle kâfir bir kimse veya “et yeme” niyetiyle ortaklığa girenleri hisseye dâhil
etmemeliyiz. Çünkü bu iki zümrede ibadet kastı bulunmadığından kurban ibadetimize halel
gelir.
Soru VIII: Taksit, kredi kartı veya veresiye kurban alınabilir mi?
Cevap VIII: Üç şekilde de kurban alınabilir. Ancak kredi kartı ile alınan kurbanın ödemesinde
faize girilmemesi adına ödeme gününün geciktirilmemesi gerekir.
Soru IX: Bir kimsenin adağı olsa, Kurban Bayramı’nda aldığı büyükbaş hayvan hissesine bu
adağı dâhil edebilir mi?
Cevap IX: Nezir, adak ve (Hac menâsikindeki düştüğü) ceza gibi farklı kurbanlar Allah’a
yaklaşma niyeti taşıdığından Kurban Bayramı keseceği büyükbaş hayvanla beraber mevzu
bahis kurbanları da hisseye dâhil edebilir. Başka bir deyişle, bir hisse kurban vecibesi, bir hisse
de adak olabilir.
Soru X: Hisseli kurbanda, hissedarın birisi vefat ederse ne olur?
Cevap X: Vefat eden kimsenin geride bıraktığı oğlu ya da kızı var ve bunlar da âkil bâliğ ise,
bunlar da “babamızın kurbanını keselim” şeklinde talepte bulunursa o zaman kurban caiz olur.
Şayet mirasçılardan izin alınmazsa o takdirde hiç birinin kurbanı caiz olmaz. Mirasçı, âkil-bâliğ
değilse hisseden düşen para o çocuğa verilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.