DİNİ VE HAYRİ HİZMETLERDE YER ALABİLME

Bu haftaki yazımızda, üç-dört yaşanmış ibretlik hadiseler ele alınacak, sonra da asıl konumuza temas edilecektir.

  1. Prof. Dr. Celal TÜRER; Ankara İlahiyattan Felsefe Hocamızdır. Bilindiği üzere, Felsefe dersleri çok zordur. Hatta öyle ki, Celal Hocamız; “arkadaşlar, Felsefe’den geçer not alırsanız yeter, bu dersten öyle 85-90 almak zordur.” derdi. Felsefe derslerini hiç kaçırmazdım; Hocamız hem dersi çok iyi anlatır hem de hayat tecrübelerinden/gerçeklerinden ara ara bahsederdi. Bir gün ders esnasında, ABD’de doktora eğitimi aldığı dönemde başından geçen bir hatırayı nakletmişti (sarf ettiği kelimeler, bire bir aynı olmasa da aşağı yukarı şu sözlerden ibarettir): “ABD’de, Üniversitede odamda ders çalışırken yaşlı birisi geldi. Bizimle Türkçe konuştu, sohbet esnasında “1960’larda Burdur’da İngilizce Öğretmenliği yaptığını” dile getirdi. Arkadaşlar! Siz inanıyor musunuz bu adamın 1960’larda Anadolu’nun ücra sayılabilecek ve o zamanlarda doğru dürüst yolu bile bulunmayan Burdur’da, İngilizce Öğretmenliği yaptığına? Burdur’a, İngilizce Öğretmenliği kisvesi altında misyonerlik faaliyetleri için geldi.”
  2. Van-Bahçesaray’da 8 ay beraber ve çok uyumlu çalıştığımız saygıdeğer, çalışkan ve dürüst bir Kaymakamımız vardı. Eksik olmasınlar, vazife icabı en az haftada bir görüştüğümüz, tecrübelerinden çok istifade ettiğimiz, hâlen Trabzon-Yomra Kaymakamı Sayın Muhammed ÖZTABAK; “bu hassas bölgede, din adamlarının nasıl din hizmeti vermesi gerektiğini” sohbet esnasında aktarırdı. Hatta yaşadığı şu olayı da birkaç defa örneklendirmişti: “Eğitim için İngiltere’de bulunduğum dönemde, bir uçak yolculuğunda, yanımda Hıristiyan din adamı vardı. Sağdan soldan konuşurken Afrika’da gittiği ülkeleri teker teker saydı. Afrika’nın zorlu coğrafi ve iklim şartlarına hiç aldırış etmeden, yüksünmeden batıl bir din için diyar diyar gezmiş, misyonerlik faaliyetlerinde bulunmuş adam. Müftü Hocam! hak din İslâm için, sizlerin de en az böyle gayret göstermeniz gerekir diye düşünüyorum.”
  3. 23 Mayıs Salı günü, Cumhurbaşkanlığı II. Tur Seçimleri için sabah erkenden Strasbourg Başkonsolosluğuna hanımla birlikte gittik. Oy kullanma işlemleri sonrası aracımıza doğru giderken Konsolosluğun 50 metre ötesinde, şık ve temiz giyinmiş bir erkek bir de hanımefendinin stant açtığını gördük. Merakımız icabı, stanttaki broşürleri incelemeye çalışırken; erkek olanı, diksiyonu düzgün bir Türkçe ile “ücretsiz İncil dağıttıklarını, İncil alabileceğimizi ve zihnimizdeki sorularımıza cevap verebileceklerini” söylediler. Tabiatıyla bu cümleleri duyduktan hemen sonra oradan uzaklaştık.
  4. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depreminin akabinde, Diyanet İşleri Başkanlığı, 15.000 civarı personel görevlendirdi. Görevlendirilen Hoca arkadaşlarımız ile sosyal medyada anlık irtibat kurarken, “misyonerlerin deprem bölgesinde faaliyet gösterdikleri, milletimizin itikadını bozmaya yönelik cümleler/kelimeler sarf ettikleri” yönünde mesajlar alıyorduk.

Yukarıdaki misallerin, meramımızı anlatmaya yeteceğini düşünerek konumuza girebiliriz. Konumu, statüsü, kimliği, mezhebi, meşrebi, başı açık/kapalı, maddi durumu ne olursa olsun, Hak Din İslâm’ın anlatılması, yayılması ve yaşanması hususunda biz inanan Müslümanların sorumluluk alması gerekir. Bu minvalde sahip olduğumuz her şeyden hesaba çekileceğimizi, “Nihayet o gün nimetlerden elbette sorguya çekileceksiniz.” (Tekâsür, 102/8) ayeti vurgulamaktadır. Şu hâlde bizlere düşen, Cami ve Kur’an Kursu gibi din hizmeti veren müesseselerin dernek idarelerinde yer alıp mezkûr yerlerin daha aktif faaliyet gösterilmesine yönelik gayret göstermektir. Elbette karşımıza kifayetsiz muhterisler çıkabilir/çıkacaktır. Lakin bunlara aldırış etmeden, buralara ne katabilirim? Sorusuna cevap bulmalıyız. Diğer bir ifadeyle, kişilere takılmayıp Cami ve Kurs faaliyetlerinin katma değerini artırmaya odaklanmalıyız.

Kalbimiz mutmain değilse İl veya İlçe Müftülüklerine giderek Türkiye Diyanet Vakfı’nın gönüllüsü olabiliriz. Zira TDV, yeryüzünün en büyük iyilik hareketlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Yukarıda serdedilen 4 maddenin tam aksine hareketle, TDV; 1993’den günümüze kadar 3.916.723 (üç milyon dokuz yüz on altı bin yedi yüz yirmi üç) kurban keserek gönüller kazanmıştır. 2022 yılında ise, 525.550 hisse kurban kesilerek 81 il-922 ilçe ve yurt dışında 82 ülkenin 375 bölgesinde, 21.897.917 kişiye ve 4.362.723 aileye ulaşmıştır.

TDV’nin kurban faaliyetlerinde “karşılıksız yardımlaşma, İslâm’da yardımlaşma, mazlum ve mağdura el uzatma” ana gayedir. Kurban aracılığıyla, İslâm anlatılarak fakir ülkelerdeki farklı dinlere mensup insanların İslâm’la şereflenmesine vesile olunmaktadır. Daha önce muhtelif millet ve ülkelerin sömürge, misyonerlik vb. gayelerle gittiği -özellikle- Afrika kıtasında binlerce insanın; “karşılıksız yardımlaşma”nın ne demek olduğunu bizlerin aracılığıyla öğrenmeleri, Müslüman olmaları, içten dualarda bulunmalarını sağlayacaktır. Bağışlanan kurban, belki de bizim Allah’ın rızasına erişmemizi sağlayacaktır. Yerimizin darlığı sebebiyle burada, “TDV Saha Hikayeleri”nin adresini vermekle iktifa edeceğiz. (https://tdvmedia.blob.core.windows.net/tdv/MedyaOdas%C4%B1/Kurban2020/TDV_Saha_Hikayeleri.docx)

Başka vakıflar da TDV gibi hizmet veriyor/veriyordur. Fakat TDV; devlet (DİB) denetimi, gözetimi/kontrolü altında, şeffaf ve daha organize olması sebebiyle rahatlıkla kurbanlarımızı vekâleten bağışlayabiliriz. TDV gibi iyilik hareketleri, biz olmadan da yürür elbet. Ancak şu kısa sayılabilecek dünya hayatımızda, yaratılış gayemize muvafık ameller işleyerek, Yüce Kitabımızın “sâlih amel” vurgusuna nail olarak hüsrana uğramayabiliriz: “İnsan gerçekten ziyandadır. Ancak iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler (sâlih amel) yapanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler başkadır.” (Asr, 103/2-3)

Batıl dinleri uğrunda mücadele veren insanlara karşılık bizlerin de harekete geçme zamanı gelmedi mi?

Bu yazı toplam 9884 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Polat Arşivi

Piyango Bileti Almayalım

18 Aralık 2025 Perşembe 10:00

Unutmak III

10 Aralık 2025 Çarşamba 13:25

Niyet

28 Kasım 2025 Cuma 10:01

Musa, Harun ya da hiç olmak

21 Kasım 2025 Cuma 15:00

Kelimelerimiz

13 Kasım 2025 Perşembe 12:40

İlgi Alanımız

30 Ekim 2025 Perşembe 09:44

Seferden Sorumluyuz

23 Ekim 2025 Perşembe 10:37

Unutmak

16 Ekim 2025 Perşembe 11:04

Kur’an’ı Anlama XVI. Cüz

25 Eylül 2025 Perşembe 10:04

İtidal ve Denge

17 Eylül 2025 Çarşamba 10:47