Bu haftaki yazımızda ailede görgü kuralını ele alacağız. İslâm, sosyal hayatın başlangıcı aileye büyük önem atfetmiştir. Sosyal hayat, deyim yerindeyse “kuralları gerektiren bir oyun” gibidir.
Hz. Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de emrettiği şekilde karakterli, dini bütün, ahlâklı ve erdemli bir neslin yetişmesi şuurlu bir aile ortamında mümkündür. Bu yüzden aile; anne-babanın, cinsel birlikteliğinden öte sevgi ve şefkat yumağı eşliğinde çocuk yetiştirme müessesesidir.
İliklerimize kadar dünyevileştiğimiz şu fani dünyada ebeveynlerimiz, kendilerine emanet edilen yavrularını (para, makam, ev, eşya, güzel/yakışıklı biriyle evlenmesi gb.) maalesef tamamen madde üzerine kurulmuş bir hayat hazırlama gayesi gütmektedirler. Oysa Hz. Peygamber’in, “Hiçbir baba çocuğuna güzel ahlâktan daha hayırlı bir miras bırakmamıştır” (Tirmizî, Birr, 33) hadisi konumuz açısından kayda değerdir. Âdâb-ı muâşereti edinmek için anne babanın; bol bol dua ve niyazda bulunması, iyi bir gözlemci olması, niyetlerini tashih etmesi ve evlatlarına rehberlik etmesi elzemdir.
Konumuzun daha da somutlaştırılması bakımından ayet ve hadislerden derlediğimiz aşağıdaki maddeler, ailede görgü kurallarının yerleşmesine yardımcı olacaktır.
Önümüzdeki hafta bu yazıyı tamamlayacağız inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.