AİLEDE HAKEMLİK MÜESSESESİ

Muhtelif zamanlarda nişan veya nikâh merasiminde dua yapmak için davet edilmekteyiz. Dini hassasiyetleri gözeten milletimiz, resmi nikâh akdi gerçekleştirildikten sonra dini nikâhı da arzulamaktadır. Görevimiz icabı, aile meclislerine giderek dualar eşliğinde “dini nikâh” diye isimlendirilen akdi, usulüne uygun gerçekleştiriyoruz. (Resmi nikâh akdini sormadan davetlere katılmadığımızı da belirtelim.) Nikâh akdinden evvel; iki tarafın birbirine karşı sorumlulukları, hadesten taharet, helâl lokma, sabır, anlayış, sevgi-saygı, istişare, hoşgörü, mahremiyet, evlilikteki gaye, namaz ve zekât gibi dinimizin ana esasları, süt emzirmeden kaynaklı doğabilecek problemler, talak, sünnî talak, hakeme gitme vb. mühim konuları kısaca anlatmaya çalışıyoruz. Ancak kısa zamanda bu kadar yoğun ve bir o kadar da hassas meseleleri anlatmak her ne kadar zor olsa da sorumluluğumuz gereği vazifemizi yerine getirmeye çalışıyoruz.

Esasında yukarıda bahsedilen konular, pek çok İl ve İlçe Müftülükleri tarafından evliliğe ilk adım atacak gençlerimize belirli bir program dâhilinde, sahasında uzmanlaşmış ADRB Vaizleri tarafından anlatılmakta ve işlenmektedir. Üzülerek belirtmeliyiz ki, bu programa yeteri kadar ilgi alaka gösterilmemektedir. Sürücü Belgesi ve bilgisayar sertifikası gibi hayatımızı kolaylaştıran vesikaları elde ederken gösterdiğimiz ihtimamı, dünya-ahiret bir yastığa baş koyacağımız kişiyle evlenmeden önce “evlilik müessesi nasıl yürür?” sorusunu cevaplayacak programlara katılmıyoruz. Sonunda da kabullenmesi zor durumlarla maalesef karşılaşıyoruz.

Nice dünya evine giren gençlerimiz; evliliklerinin henüz ilk dönemlerinde, nikâh akdini boşanmak suretiyle sonlandırdıklarına şahitlik etmekteyiz. (Oysa evlilik, mücadele ve sabrı gerektirir.) Geride boynu bükük yavrular, gözü yaşlı anneler ve aile dramları gibi yazmak dahi istemediğimiz üzücü olayları görüyor ve işitiyoruz.

Gelecek nesillerin sağlam temeller üzerinde yetiştirilmesi iyi bir aile yaşantısından geçmektedir. Dolayısıyla evlilik, deneme yanılma yöntemiyle tecrübe edilecek bir kurum değildir. Günümüzde taciz, tecavüz, Hz. Allah’ın lanetlediği hemcinsine ilgi duyma, istismar, psikolojik travmalar, alkol ve kumar gibi zararlı alışkanlıklar, eğitim arızası çocuklar vb. vakaların arkası araştırıldığında genelde şu sebep karşımıza çıkmaktadır: Boşanmış aileler. Dile getirmek bile istemediğimiz üzücü hadiseleri asgariye indirebilmemiz için aileye yönelik İslâmî hükümleri özümsemeli ve derhal içselleştirmeliyiz.

Bu meyanda gerek İslâm öncesi şeriatlarda gerekse Efendimiz (s.a.v.) ile birlikte kıyamete kadar berdevam olan şeriatta aile hukukuna yönelik kurallar getirilmiştir. İslâm, hüküm vaz ederken, önceki şeriatlarda insanlığın menfaatlenebileceği teamüllerin devamını benimsemiştir ki, buna “ibkâ ilkesi” denilir. Aile içi geçimsizliklerde boşanma gerçekleşmeden evvel “hakeme gitme” ciheti de ibkâ ilkesiyle bağlantılıdır.

Buna göre, önceki dönemlerden beri uygulanagelen, merkezi otoritenin bulunmadığı ya da kişiler arasındaki ihtilafları giderme adına; akıllı, adil, liyâkat sahibi, karizmatik ve mütemayiz kimselere (hakem) müracaat edilirdi. Kökleri, çok öncelere dayanan hakemlik müessesi, karı-koca anlaşmazlıklarında çözüm üretme adına Kur’an ve Sünnet’te yerini almış, Hz. Peygamber (s.a.s.) ve Sahabe döneminde aktif bir şekilde kullanılmıştır.

Rehberimiz ve hidayet kaynağımız Kur’an, inananlara her konuda yol göstermiş, insan fıtratına uygun çözümler sunmuştur. Bu meyanda eşler arasında vuku bulan anlaşmazlıklar karşısında, “Eğer karı kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Düzeltmek isterlerse Allah aralarını bulur; şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.” (Nisâ, 4/35) ayeti inmiştir. Ne var ki, mezkûr ayet, günümüzde işletilmemektedir. Haliyle aile arasındaki anlaşmazlıkların hallinde, yanlış adımlar atılarak telafi edilemeyecek daha büyük problemlerle karşılaşılmaktadır.

Hakemlik müessesi, karı-koca arasında ortaya çıkan anlaşmazlıkların, dillere düşmeden ve mahkeme kapılarını aşındırmadan “aileler arası çözüm bulma” yöntemidir. Böylece neslimizin devamını sağlayacak (göz aydınlığına namzet) yavrularımızın, huzurlu aile ortamlarında yetişmelerinin zemini sağlamlaştırılacaktır.

Hakemlik müessesesini kısaca ifade etmek gerekirse, karı-koca arasında vuku bulan anlaşmazlıkları belli bir usûl çerçevesinde sühuletle çözüme kavuşturmaktır ki, hakeme gidilmeden önce, sırasıyla şu yollar işletilir:

  1. Karı-koca; ortaya çıkan problemi kendi aralarında (sabır, tahammül ve karşılıklı anlayışla) konuşarak çözmeye çalışırlar.
  2. Geçimsizlik, kadından kaynaklanıyorsa kadına tatlı bir dille nasihat edilmelidir.
  3. Yataklar ayrılmalıdır.
  4. Tedip (baba evine gönderme, şiddetli ikaz) cihetine gidilmelidir. 3. Ve 4. Maddeler işletildiğinde, iki taraf, ruhunun derinliklerinde salim bir kafayla “genel değerlendirme” fırsatı bulurlar. Salim ve dingin zihinle daha doğru hareket etme fırsatı ortaya çıkar.
  5. İki taraf, kendi yakınlarından yukarıdaki şartlara haiz bir hakem seçmelidir. İki hakem; ailenin kutsallığı, boşanmanın çözüm getirmeyeceği, (maddi-manevi) mevcut imkanlarla yetinme, geçinmenin yollarını aktarma gibi alternatif çözümleri hayat tecrübelerinden aktarırlar. Böylece aile birlikteliğini muhafazaya yönelik lüzumlu nasihatleri verirler. Şayet aile birlikteliğinin devam edemeyeceği kanaati hâsıl olursa ayrılmaları hususunda ortak görüş bildirirler, akabinde de boşanma işlemleri için resmi mercilere gidilir. Şunu da ifade etmeliyiz ki, önceki dönemlerde hakemlerin boşama işlemi geçerli iken şimdi bunu söyleyebilmemiz pek mümkün gözükmemektedir. Zira resmi makamların bu işlemi gerçekleştirmesi gerekir.

Beşerî bilimler, günümüzde sistematize edilmesi sebebiyle çok yönlü ilim/bilim tasnifine gidilmiştir. Tabiatıyla hakemlik müessesi, farklı alanlarda, sahasında uzmanlaşmış kimseler tarafından profesyonellikle hizmet verilmektedir. Bunlardan birkaçını saymak gerekirse, iletişim uzmanları, psikologlar, aile danışmanları, NLP vb. meslek dalları aileyi koruma ve kurtarmayı hedeflemektedirler. İşin dini ve gönüllülük boyutu ise bizlerin omuzlarındadır. Özellikle dini nikâh akdini icraya giden Hoca; mevzu bahis konuları etraflıca anlatmalıdır.

Görüldüğü üzere evlilik kurumunda nikâhın; apar topar sonlandırılması dinimizce hoş karşılanmamış ve sıkı şartlara tabi tutulmuştur. Boşanma gerçekleşmeden evvel de hakem tayini “son çare” görülmüştür.

Yüce Allah, cümle Ümmet-i Muhammed’in yuvasını mutlu ve bahtiyar eylesin, son çarelere bırakmasın. Âmin.

Bu yazı toplam 10078 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Polat Arşivi

Piyango Bileti Almayalım

18 Aralık 2025 Perşembe 10:00

Unutmak III

10 Aralık 2025 Çarşamba 13:25

Niyet

28 Kasım 2025 Cuma 10:01

Musa, Harun ya da hiç olmak

21 Kasım 2025 Cuma 15:00

Kelimelerimiz

13 Kasım 2025 Perşembe 12:40

İlgi Alanımız

30 Ekim 2025 Perşembe 09:44

Seferden Sorumluyuz

23 Ekim 2025 Perşembe 10:37

Unutmak

16 Ekim 2025 Perşembe 11:04

Kur’an’ı Anlama XVI. Cüz

25 Eylül 2025 Perşembe 10:04

İtidal ve Denge

17 Eylül 2025 Çarşamba 10:47