IV. MURAD’IN TAHTA ÇIKIŞI VE ANADOLU’NUN AHVALİ -7-

Kıymetli okuyucu, IV. Murad’ın saltanat döneminde Anadolu’nun ve Osmanlı Devleti’nin ahvalinin nasıl olduğu konusundaki malumatlarımızın yedincisini takdim ediyorum.

Sultan Murad, gerek ordu kumandanlarıyla ve gerek devlet ricalinin ileri gelenleriyle ve gerekse adaleti temsil eden kadılarla yapmış olduğu toplantıda herkesten söz almış ve söz almakla da kalmayarak bütün konuşulanları ve üzerinde mutabık kalınan hususları sicile kaydettirip taraflara da imzalatmıştı. Şimdi artık daha rahat hareket edebilir ve gerekeni yapabilirdi.

Temizleme Hareketinin Başlaması:

Sinan Paşa köşkü kararlarından sonra bu günkü Sultan Ahmet meydanı o zamanki adıyla At Meydanı’na toplanan sipahiler Sultan Murad’ın yapmış olduğu toplantıya iştirak eden ve kararları imza altına alan ocak eskilerinin yeminlerini tanımadıklarını beyan ederek birtakım asayişsizlikler yapmaya başladılarsa da yeniçeri ocağının Sultan Murad’ın emri altında olması olayların büyümesini önledi ve bu isyancı gurubun maneviyatını bozdu ve aynı zamanda sadarette yapılan bir toplantıda da imza altına alınan kararlara muhalefet edeceklerin haklarından gelineceği hususu kararlaştırıldı ve keyfiyet padişaha arz edilmişti.

Bunun üzerine Saka Mehmet, Gürcü Rıdvan, Cadı Osman gibi asker kılıklı şakiler ve kışkırtıcıları yakalanarak katledildi ve cesetleri denize atıldı. İstanbul genelinde daha önceden tespit edilen ve ihbar edilen ne kadar sipahi ocağına mensup zorba kılıklı şahıslar var ise bunlar birer birer yakalanarak haklarından gelindi. Aynı zamanda gerek Anadolu’da ve gerekse diğer mahallerdeki bu gibi zorbalarda yakalandıkları yerde öldürüldüler. Böylece büyük bir temizlik hareketi başlamış oldu.

Bu temizlik hareketinde Beyşehir, Seydişehir ve havalisine zorbalıklarıyla ve mezalimiyle kan kusturan Deli İlahi isimli şaki kendisine haber verilmesine rağmen İstanbul’a gelmişti. Ancak aleyhtarları tarafından ihbar edilerek yakalandı ve saraya getirilerek öldürüldü. Bunun yanı sıra Bozkır’lı Dereli Halil de yakalanarak öldürüldü. Sultan Murad, bu temizlik hareketinde gerek sadrazam Hafız Ahmet Paşa’nın katledilmesinde alakası olanları ve gerekse Hüsrev Paşa’nın taraftarlığı bahanesiyle zorbalık yapanları takip ettirerek tamamını öldürtmüştü. Bütün bu hadiseler ortalığın sakinleşmesini ve zorbaların sindirilmesini sağladı.

Anadolu Beylerbeyi İlyas Paşa’nın Katledilmesi:

Aslen Balıkesirli olan İlyas Paşa, cesur ve faal bir şahsiyetti. Balıkesir ve havalisindeki eşkıyaya göz açtırmamasıyla şöhret bulmuştu. Hafız Ahmet Paşa, Bağdat seferine giderken Anadolu Beylerbeyi olarak orduya katılmış ve başarılar elde etmişti. Ancak Hüsrev Paşa’nın sadrazam olmasıyla; sadrazamla aralarındaki anlaşmazlıklar sonucunda Balıkesir’e çekilerek ve orduya katılmayarak yanına almış olduğu bir hayli askerle kendisini müdafaaya başlamış ve kimseye baş eğmemişti.

Sultan Murad, İlyas Paşa’yı gerek yola getirmek ve gerekse ele geçirmek için kendisine vezirlik vermişse de yine de Balıkesir’den ayrılmamayı tercih etti. Ancak vezirlik unvanını aldıktan sonra Balıkesir ve havalisine tahakkümü ve zulmü bütün bütün artış gösterdi. Bir ara Midilli adasını fethetmek istediyse de başarılı olamadı ve Manisa’yı işgal etti ve yağmalattı. Bunun üzerine Sultan Murad, üzerine asker gönderdi, yapmış olduğu muharebede yenildi ve mağlup olarak Bergama’ya kaçtı orada da tutunamayarak teslim olmak mecburiyetinde kaldı. Sultan Murad, İlyas Paşa’yı bizzat huzuruna alarak sorguya çekti, daha sonra da işlemiş olduğu suçların sabit olması münasebetiyle idam edildi.

Maanoğlu Vak’ası ve Maanoğlu Fahreddin’in Öldürülmesi:

İlyas Paşa’nın üzerine gönderilen kuvvetin komutanı Küçük Ahmet Paşa idi. Sultan Murad, paşanın bu başarısından dolayı Küçük Ahmet Paşa’yı Şam Valisi olarak nasp ve tayin etti. Bu arada da Suriye’de Maanoğlu Fahreddin yaklaşık kırk seneyi aşkın bir zamandır nüfuz sahibi olarak o bölgede söz sahibi ve Osmanlı’ya karşı tehlike arz etmekteydi. Maanoğlu Fahreddin ve oğulları devletin başına adeta bela olmuşlardı. Maanoğlunun defedilmesi için Sultan Murad yine Küçük Ahmet Paşa’yı görevlendirdi. Paşa, Maanoğlu ile yapmış olduğu muharebede onu mağlup etti, ancak yakalayamadı. Maanoğlu sarp kayalık dağa çekilerek bir mağaraya sığındı. Neye mal olursa olsun onu yakalamakta kararlı olan Küçük Ahmet Paşa, Maanoğlu’nun ve oğullarının saklanmış olduğu mağaraya kadar onu takip ederek saklanmış olduğu mağaranın üzerine odun yığdırdı ve bu odunları yaktırıp üzerine sirke dökerek taşların kızmasını ve yumuşamasını bekledi. Maanoğlu daha fazla dayanamayarak teslim oldu. İstanbul’a getiriline Maanoğlu Fahreddin ve oğulları Hüseyin ve Mesut hapsedildi. Sultan Murad’ın emriyle Fahreddin ve büyük oğlu Mesut idam edildiler. Küçük oğlu Hüseyin ise Enderun’da eğitim görerek elçilik vazifesiyle Hindistan’a gönderildi. Devlet adına birçok hizmetler gördükten sonra orada da vefat etmiştir. Meşhur tarihçi Naima birçok malumatı bizzat Hüseyin’den dinleyerek yazdığını bildirmiştir.

Tütün Yasağı Vesilesiyle Temizlik Hareketi:

     

 

Bu yazı toplam 18237 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Özdemir Arşivi