POLİTİK GÜRÜLTÜ
Türkiye’de kamuoyunu şekillendiren gündemin önemli ölçüde siyaset eksenli ilerlediği hepimizin malumudur. Günlük hayatın en sıradan meselelerinden ulusal ölçekteki stratejik sorunlara kadar neredeyse her konu, çoğunlukla politik bir söylem içerisinde ele alınmakta ve bu durum “politik gürültü” olarak adlandırılabilecek bir olguyu ortaya çıkarmaktadır. Politik gürültü, aslında kamusal tartışmaların niteliğini bozan, çözüm bekleyen sorunların görünürlüğünü azaltan ve toplumsal enerjiyi polemiklere yönlendiren bir olgu olarak Türkiye’nin en önemli sorunlarından biridir.
Politik gürültünün en kritik sonucu ise toplumsal mutabakat zeminini engellemesidir. Bütün meselelerin politik kapsamda ele alınması kutuplaşmayı ve ayrışmayı derinleştirirken diğer yandan meselenin özünden uzaklaşılması sonucunu doğurmaktadır. Her konu –ekonomi, eğitim, çevre veya kültür– siyasal kimlikler üzerinden yorumlandığı için, meselelerin teknik boyutu geri planda kalmakta, toplumsal fayda yerine tarafgirlik öne çıkmaktadır. Böylelikle toplum, uzun vadeli kalkınma hedeflerine odaklanmak yerine, gündelik politik tartışmalar arasında savrulmaktadır. Bu da, aslında “çağı ıskalamak” şeklinde ifade edilebilecek yapısal bir sorun üretmektedir.
Açıkça ifade etmeyelim ki bu durumun sorumluları başta siyasi parti liderleri olmak üzere neredeyse bütün siyasi aktörlerimizdir. Kameralar karşısında kaşları çatık, sesi yüksek ve dili sert siyasi aktörlerin yarattığı gergin toplumsal atmosfer, tartışma programlarındaki kadrolu şarlatanların provokasyonuyla insanımızı sürekli germektedir. Eminim ki yaratılan bu gerginliğin ve politik gürültünün toplumsal psikoloji kapsamında şiddet olaylarıyla ve suç oranlarıyla doğru orantısı bulunmaktadır.
Gelişmiş toplumların kuantum teknolojisi, yapay zeka, uzay çağı, iklim krizi ve otonom teknolojiler konuştuğu bir çağda politikacıların “müfteri, alçak, utanmaz, yalancı, fitneci” gibi yüzlerce ithamına maruz kalmak önümüzü tıkıyor. Politik gürültü duymamız gereken sesi bastırıyor: Bilimin, üretimin, inovasyonun sesi… Eğer bu gürültüyü azaltamazsak, sadece bugünü değil yarını da kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacağız.
Dr. Hasan KAYA