SİYASETTEN MURAD
Siyaset, insanlığın en eski uğraşlarından biridir. Toplum halinde yaşamanın doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmış, yönetsel süreçlerin toplumsal mutabakat ile yürütülmesinin vasıtası olmuştur. Bu kapsamda birileri siyaset sahnesine çıkmış ve diğerleri adına söz söyleme yetkisini elde etmiştir. Bana göre tarihsel süreç içerisinde koşullara bağlı olarak değişiklik gösterse de “insan neden siyaset yapar?” sorusunun bugün de geçerli olacak şekilde 3 cevabı bulunmaktadır: Değerlendirmek için, değer görmek için ve değer katmak için…
1. Değerlendirmek İçin
İnsanlar siyaseti çoğu zaman fırsatları değerlendirmek için bir araç olarak görür. Kimi makamı, kimi serveti, kimi de nüfuzu elde etmek için siyasetin imkânlarından yararlanır. Bu yaklaşımda siyaset, toplumsal faydadan ziyade bireyin kendine alan açma mücadelesine dönüşür. Değerli olan ilke ve fikirler değil, bunların üzerinden sağlanan kazançlardır. Elde edilen konumun getirdiği bütün maddi ve manevi avantajlar mübah görülür. Yolsuzluğa elverişlidir. Kişi menfaat sağlamadığı en ufak bir faaliyeti yapmaktan bile kaçınır. Hamlelerinin neredeyse tamamında “bunun bana faydası nedir?” sorusuyla hareket eder. Kendinden başka kimseye faydası olmaz.
2. Değer Görmek İçin
İnsanın yaratılışında takdir edilme, kabul görme ve itibar kazanma arzusu vardır. Siyaset, bu ihtiyacı karşılamak için cazip bir sahadır. İnsan, kürsüde alkışlandığında, sokakta selamlandığında, kendisine danışıldığında değerli olduğunu hisseder. Ancak değer görme hırsı, eğer ölçüsüzleşirse, siyaseti bir hizmet mecrasından çıkarıp bir gösteri alanına dönüştürür. Bu durumda siyaset, toplumun meselelerini çözmekten ziyade, bireyin kendi egosunu tatmin ettiği bir sahneye dönüşür. Temel kaygısı şov yapmak olan siyasetçi, genellikle “Tanrı tarafından insanlığa gönderilmiş özel bir şahsiyet” olduğuna inanır. Bu tip siyasetçilerde kibir oldukça fazladır ve eleştiri kabul etmez. Çünkü asla yanlış yapmaz. Sürekli gündemde kalmak ve fark edilmek en temel amaçlarındandır. Daha popüler olmak için ilkelerini bir çırpıda terk edebilir.
3. Değer Katmak İçin
Siyasetin en yüce gayesi, topluma değer katmaktır. Bu anlayışta siyaset, bir hizmet ve emanet bilinciyle yapılır. Şahsi çıkarın ötesinde, gelecek nesillere bırakılacak mirasın kaygısı vardır. Değer katmak için siyaset yapanlar, şehrin sokaklarına, ülkenin kurumlarına, milletin hafızasına kalıcı izler bırakır. Onlar için önemli olan alkışlar değil, insanların hayatına dokunan eserlerdir. Polemikten uzak, şov çabası ve makam hırsı olmayan mütevazı bir görüntü sunarlar. İşte siyasetin asıl anlamı ve kıymeti burada ortaya çıkar. Çünkü değer katmak, siyaseti bir makam yarışından çıkarıp bir medeniyet inşasına dönüştürür.
Şimdi etrafınıza bakın ve bildiğiniz, tanıdığınız siyasetçilerin ne için siyaset yaptığını, siyasetten muradlarının ne olduğunu uzunca bir düşünün…