Yerebatan Sarnıcı: Sulu Miras
Kapısından girerken neyle karşılaşacağınızı bilmediğiniz, tarihin en sulu mirası Yerebatan Sarnıcı sessizce konuklarını bekliyor.
Merdivenlerden usul usul inerken, taş duvarların arasında su damlaları üzerimize şıp şıp damlarken her damla tarihinin derinliklerine bizi çekiveriyor.
Birkaç dakika sonra bu büyüleyici bir atmosfere teslim oluyorsunuz. Deli sorular kim neden yapmış bunu?
Şunu söylemek istiyorum, Yerebatan Sarnıcı 6. yüzyıla ait bir tarihi mirastır. Yani kim yapmış dersiniz? Tabii ki Bizans İmparatorluğu'nun o meşhur İmparatoru 1. Justinianus. Yani Ayasofya Camiî'ni yaptıran kişi.
Ben iki satır tarihini bilsem yeter, görsel şölenini yaşamak istiyorum derseniz ona da tamam. Ama şu kadar da olsa aklımızda bulunsun:
"Bizans İmparatoru 1. JUSTİNİANUS döneminde (6. yüzyıl) şehrin su ihtiyacını karşılamak için yapılmış bir yeraltı su deposudur."
Koskoca İstanbul, şehrin su içme ve kullanımı nasıl temin edilecekti ki başka türlü.
"Kaçınılmaz ihtiyaçlar imparatorluk kentine hizmet etmeyi mecbur kılmaktadır. Ve her halükârda bir kısmı gizli fakat bir kısmı çok açık her yol ve hünerle bu suların kent içerisinde hava nehirlerinde azametli akışını görüp hayran olabiliriz..."
Böyle yazıyor, kapısında.
Uzunluğu 140 metre, genişliği 70 metre ve yaklaşık 100 bin ton su depolayabilecek kapasiteye sahip.
İçinde 336 sütun var ve "sütunlar ormanı" olarak biliniyor.
Müthiş bir mühendislik harikası. Bakınca kendini tekrarlıyor gibi gelebilir ama tesirinden kurtulmak biraz zaman alıyor.
İstanbul, hangi taşını kaldırsak bir tarihe gebe misin? İnsanoğlunu her yönden besleyen, hayrete ve peşine düşüren, hem asi hem sadakatli bir sevgili gibisin...
Yerebatan Sarnıcı, Bazilika Sarnıcı olarak da biliniyor.
"Üç tarafı denizlerle çevrili, ulaşım ağlarıyla ticaret potansiyeli yüksek, mükemmel savunma sistemine sahip bir şehirdi. Ancak içme suyu bakımından kaynakları oldukça yetersizdi. Kentte ilk su sisteminin inşası Roma İmparatoru Hadrianus'a (h. 117-138) atfedilir.
Bizans İmparatoru 1. JUSTİNİANUS 'un imar, mimari ve siyasi hırsı ve tabii ki zorunluluklar böyle mirasların yolculugumuza eşlik etmesine, ufkumuzu açmasına sebep oluyor.
Bana göre bu İmparator derin bir araştırmayı hak ediyor.
Devam edeceğim...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.