İMANIN ŞUBELERİ 2
İman; dil ile ikrar, kalp ile tasdikten ibarettir. Başka bir deyişle, Allah’ın, inanmamızı emrettiği hususları lisanımızla ifade edip kalbimizle onaylamamızdır. Bir kimsenin inandığını alenen söylemesi zahirde müminliğini tesciller. Kalple onaylaması ise münafık olmadığına delalet eder.
İmanı bir ev gibi düşünürsek, şubeleri de o evi dört başı mamur hale getiren unsurlar şeklinde değerlendirmemiz mümkündür. Buna göre bir Müslümanda, imanın şubelerinden biri eksik olsa evi mükemmelleştiren aksamdan birinin eksikliği nasıl dikkat çekiyorsa imanı meydana getiren maddelerin eksikliği de dikkat çeker.
- Allah’ı Sevmek: De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.”(Âl-i İmrân, 3/31)
- Allah İçin Sevmek: Müslümanın sevgi ve nefretteki kıstası Allah’a göre olmalıdır. Allah için sevme ve buğzetmede Sahabe-i Kiram örnek alınmalıdır. “Onlardan önce bu yurda yerleşmiş ve gönülden inanmış olanlar, kendilerine göç edip gelenleri severler, onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar; ihtiyaç içinde olsalar bile onları kendilerine tercih ederler.” (Haşr, 59/9)
- Allah İçin Buğzetmek: “Onunla beraber olanlar da kâfirlere karşı sert, kendi aralarında merhametlidirler.” (Fetih, 48/29)
- Peygamberi Sevmek: “De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım-akrabanız, kazandığınız mallar, durgunluğa uğramasından endişe ettiğiniz ticaretiniz ve hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihattan daha sevimli ise, artık Allah buyruğunu (kıyameti) gerçekleştirinceye kadar bekleyin.” (Tevbe, 9/24)
- Peygambere ve Sünnetine Tazimde Bulunmak: “Kuşkusuz seni şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik ki, (ey insanlar) Allah’a ve peygamberine iman edesiniz, O’nu destekleyip büyüklüğü karşısında eğilesiniz ve akşam sabah O’nu tenzih ederek anasınız.” (Fetih, 48/8-9)
- Riya ve Nifakı Terk ederek İhlaslı Olmak: “De ki: “Kuşkusuz bana, kendisine içten bir inanç ve bağlılık göstererek Allah’a ibadet etmem emredildi.” (Zümer 39/11)
- Tövbe Etmek: “Kim bu haksız davranışından sonra tövbe eder ve halini düzeltirse bilsin ki Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphe yok ki Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir. (Mâide, 5/39)
- Allah’tan Korkma: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gereği gibi saygılı olun ve ancak Müslüman olarak can verin.” (Âl-i İmrân, 3/102)
- Allah’tan Ümidi Kesmemek: “De ki (Allah şöyle buyuruyor): ‘Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.’” (Zümer, 39/53)
- Şükür: “Bana şükredin, bana nankörlük etmeyin!” (Bakara, 2/152)
- Verdiği Sözü Yerine Getirme: . “Ahde vefa gösterin; çünkü ahid sorumluluk doğurur.” (İsrâ, 17/34)
- Sabır: “Ey iman edenler! Sabır ve namazla yardım dileyin. Şüphesiz Allah sabredenlerin yanındadır.” (Bakara, 2/153)
- Allah’ın Takdirine Rıza: “Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara, 2/216)
- Hayâ: “Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Allah onların bütün yaptıklarından haberdardır.” (Nûr, 24/15)
- Tevekkül: “(Bir konuda) karar verdiğin zaman Allah’a tevekkül et. (Ve onu uygula. Çünkü) Allah, tevekkül edenleri sever.” (Âl-i İmran, 3/ 159)
- Merhamet: “O, Allah’ın elçisi Muhammed’dir. Onunla beraber olanlar da kâfirlere karşı sert, kendi aralarında merhametlidirler.” (Fetih, 48/29)
- Tevazu: “Rahmân’ın has kulları yeryüzünde vakarla yürüyen, cahiller onlara laf attığı zaman, “selâm” deyip geçen kullardır.” (Furkân, 25/63)
Önümüzdeki hafta devam edeceğiz inşallah.
Bu yazı toplam 3672 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.