BABAMDAN MİRAS
"Hayat bir okul" derler ya, ne kadar doğru... Benim okulum da tam on yıl önce, kimsenin inanmadığı, hatta benim bile kendime zaman zaman yabancılaştığım bir anda başladı. O günler, hayatımın kusursuz bir tablo gibi göründüğü, her şeyin yerli yerinde olduğu günlerdi aslında. Ama içimde kelimelere dökemediğim, tarifini yapamadığım bir boşluk vardı. Sanki ruhum, varlığını unuttuğu sessiz bir odayı arıyordu; derinden gelen bir eksiklikti bu.
Bir sabah uyandım ve kişisel gelişim denen o büyülü dünyaya adım atmaya karar verdim diyemem; bu kararın tohumları okuduğum köşe yazıları ve başarılı kadınların ilham veren hayatlarıyla atılmıştı. Öğrenmek, kendimi keşfetmek, içsel bir yolculuğa çıkmak... Bu fikir içimde bir umut ışığı yaksa da, ilk adımı attığım an içimi tarifsiz bir korku sardı. "Acaba doğru mu yapıyordum?" Asıl korkutan ise, çevremdeki insanların ne diyeceğiydi. "Senin yaşında hâlâ eğitim mi? Hayatını kurmuşsun, daha neyin gelişimi bu? Maceramı arıyorsun ?" Bu sesler, hem içimdeki o cılız kararlılığı sarsıyor, hem de kendi içimdeki şüpheleri besliyordu.
Hatta itiraf etmeliyim ki, zaman zaman ben bile kendime olan inancımı yitiriyordum. Ama içimdeki o inatçı boşluk, bana başka bir yol fısıldıyordu.Bu yolculuk sadece yeni bilgiler öğrenmekten çok daha fazlasıydı; bu, kendimi yeniden keşfetmek, içsel bir dönüşüm arayışıydı. Başkalarının ne dediğine kulaklarımı tıkayarak, o aradığım kapıyı aralamaya, o meçhul yolculuğa çıkmaya karar verdim.
Her duyduğum şüphe, her karşılaştığım küçümseme, içimde daha da büyüyen bir azme dönüştü. Çünkü bu yolculuğun en derininde, içimdeki gerçek "ben"i bulmak yatıyordu. Attığım her adım, bana hayata dair yeni bir şeyler öğretiyor, bakış açımı genişletiyordu. Zamanla fark ettim ki, bu yolculuğu sadece başkalarının beklentilerine göre şekillendirmemeliydim. Yıllarca, "Ben ne istiyorum?" diye sormak yerine, hep çevremdeki insanların isteklerine, görüşlerine göre hareket etmiştim. Bu durum, içimde tarifsiz bir tatminsizlik yaratmıştı. "Ben" demek, benim için o kadar da kolay değildi; sanki bencillikmiş gibi geliyordu. Ama zamanla öğrendim ki, kendi içsel gücümü ve değerimi kabul ettiğimde, sadece kendime değil, başkalarına da daha iyi yardımcı olabilirdim. Kendi mutluluğumu önceliklendirdiğimde, çevremdekilere de daha fazla değer verebilirdim.
Bu zorlu yolculukta beni en çok cesaretlendiren güçlerden biri canım babamdı. Bana her zaman o kadar sevgi dolu yaklaşırdı ki... "Prensesim papatyam," derdi bana. Oysa ben nedense gelincikleri daha güzel bulur, bir gelincik olmak isterdim. Babam ise gülümseyerek, "Hayır prensesim, sen papatya gibi güçlü olacaksın," derdi. "Gelinciğin hafif bir rüzgarda bile savrulup dökülen narin yaprakları olur, ama sen papatya gibi dimdik duracaksın. Yani hayatın rüzgarı da, yağmuru da seni yıkamayacak kadar güçlü olacaksın. Sen benim güçlü papatyam olacaksın."
Babamın henüz sekiz yaşımdayken söylediği bu anlamlı sözler, hayatımın her alanında adeta bir pusula gibi yol gösterdi bana. Şimdi çok daha iyi anlıyorum ki, o günden sonra bana sadece derin bir sevgi değil, aynı zamanda paha biçilmez bir güç mirası da bırakmıştı. Beni bir masal prensesi gibi narin değil, papatya gibi güçlü bir prenses olarak hayata hazırlamak istemişti.
İşte bu yüzden, babamın o içten sözleri, "Sen benim güçlü papatyam olacaksın," demesi, hayatımda hiçbir zaman unutamadığım, her düştüğümde yeniden ayağa kalkmamı sağlayan bir anıya dönüştü. Bu cümle, her türlü zorluğa karşı dimdik durmamı sağlayan bir öğüt oldu. Babamın bu sözleri, içimdeki o saklı gücü keşfetmeme, hayatın beklenmedik fırtınalarına karşı direncimi artırmama yardımcı oldu. Çünkü o, bana ne olursa olsun ayakta kalmam gerektiğini öğretmişti. Babamın öğrettikleri, hayatımın en kıymetli rehberiydi. Keşke bugünleri görebilseydi... Eminim ki, o güçlü papatyasıyla gurur duyardı. Canım babacığım, nur içinde yat, mekanın cennet olsun. Onun kızı olmaktan her zaman gurur duydum.
Eğitim sürecim, sanki babam hep yanımmaymış gibi bir inançla devam ediyordu ve bir gün müjdeli bir haber aldım: Amerika’dan bir burs kazanmıştım! Bir yıl boyunca aldığım o değerli online eğitim, o zamana kadar belki de hayatımda kazandığım en büyük fırsattı. O fırsat, sadece yeni bilgilerle dolu bir yolculuk değil, aynı zamanda ruhsal bir arınma, bir dönüşüm oldu benim için. O bir yıl boyunca kendi içsel gücümün ne kadar derin ve sınırsız olduğunu daha da derinden keşfettim. Farklı kültürlerden, farklı bakış açılarından beslendim. Ancak aslında en değerli kazanımım, bu yolculuğun bana kendimi daha yakından tanıma fırsatı sunmasıydı. Sadece zihinsel olarak değil, duygusal ve ruhsal anlamda da bambaşka birine dönüştüm. Her geçen gün kendime biraz daha yaklaştım ve nihayet, o içimdeki tarif edemediğim boşluk hissi yavaş yavaş dolmaya başladı.
Bugün, 55 yaşımda, yaşam koçluğu, nefes terapisi ve biyoenerji uzmanı olarak danışanlarımla buluşuyor, öğrencilerime eğitimler veriyor, çeşitli seminerler düzenliyor ve hayatlarına dokunmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Bir gün, çok kıymetli bir danışanım bana şöyle demişti: "Sizin dokunduğunuz her yerde çiçek açıyor hocam." O sıcacık cümle, yıllarca süren bu anlamlı yolculuğun ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattı bana. Çünkü ben, bu içsel keşif yolculuğunda aslında hiç yalnız yürümemiştim. Başkalarının hayatlarına dokundukça, ben de kendimi daha derinlemesine bulmaya devam ediyordum. Her bir danışanım, bana hayata dair yeni bir pencere açıyor, yeni bir ders veriyordu. Onların her adımında, ben de bir adım daha ileriye gidiyordum.
Bir yandan da, aldığım o değerli eğitimi ve kazandığım hayat tecrübelerini köşe yazılarımda paylaşmaya başladım. Yazılarım, sadece kişisel gelişimle ilgili kuru bir rehber olmanın ötesine geçerek, kendi içsel yolculuğumun en derin duygusal ve düşünsel yansımaları oldu. Kendi sesimi duyurmak, belki de hayatın bir köşesinde benzer arayışlar içinde olan diğer insanlara ilham vermek umuduyla yazmaya devam ettim. Ve nihayet, o satırlar, o içten paylaşımlar bir gün bir kitaba dönüştü. O kitap, benim gibi yol arayan, içindeki gücü keşfetmek isteyen başkalarına bir ışık tutmak, onlara rehberlik etmek amacıyla yazılmıştı.
Ve o kitabı yazarken, kalbimin derinliklerinde bir gerçeği daha net bir şekilde fark ettim: Gerçek büyüme, başkalarına dokunabilmekte ve onların kendi içlerindeki sonsuz potansiyeli keşfetmelerine samimiyetle yardımcı olabilmekte saklıydı. Benim o yalnız başladığım içsel yolculuğum, artık bambaşka hayatlara rehberlik edebiliyordu. Oysa bir zamanlar, etrafımdaki çoğu insan inanmazken, ben o meçhul yola tek başıma çıkmıştım.
Bugün, yaşam koçluğu yapıyor, nefes terapisi ve biyoenerji alanlarında uzmanlığımı insanlarla paylaşıyorum.Yıllar önce, içimdeki o tarifsiz boşluğu doldurmak için başladığım kişisel gelişim yolculuğu, bana sadece kendimi bulma ve anlama fırsatı sunmakla kalmadı, aynı zamanda başkalarına da bu anlamlı yolculukta eşlik etme gücünü verdi. Hayatın hangi yaşında olursak olalım, hangi durumda bulunursak bulunalım, yeniden başlamak için her zaman bir fırsat vardır. Ve unutmayın ki, eğitim sadece okulların duvarları arasında verilen bilgilerden ibaret değildir. Gerçek eğitim, hayatın ta kendisidir. Yaşadığımız her deneyim, karşılaştığımız her insan, içinden geçtiğimiz her zorluk, bize kendimiz ve hayat hakkında değerli dersler verir.
Evet, o ilk adımları attığımda, etrafımdaki pek çok insan bana inanmamıştı. Belki de kendi hayatlarının sınırlarına bakarak benim de aynı çizgide kalacağımı düşünmüşlerdi. Ama ben, içimdeki o sönmek bilmeyen arzuya, o derinlerdeki fısıltıya kulak verdim ve hiçbir zaman vazgeçmedim. Karşılaştığım şüpheler, duyduğum küçümsemeler ve belki de alaycı bakışlar, beni yıldırmak yerine daha da güçlendirdi. Çünkü ben, bir zamanlar kimse inanmazken, kendi içimdeki o muazzam gücü keşfetmeye başlamıştım. Ve hayatta en büyük dönüşüm, çoğu zaman o ilk, cesur adımı atmakla başlar. Artık biliyorum ki, "Ben demek," asla bencillik değilmiş. Aksine, kendini sevmenin, kendi değerini bilmenin ve dolayısıyla başkalarına daha iyi, daha şefkatli bir şekilde hizmet etmenin ilk ve en önemli adımıymış."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.