M.Bilge Demir
Kanyonların Kalbi: Kastamonu

"Doğanın güzelliği, insanın içindeki yorgunluğu unutturur." diyor, John Keats.
Ben de John Keats'in sözüne katılıyorum. Hepimizi esir alan, adı güya modern olupta, kendisi son derece atıl, tek tip insan yetiştirmeye, enerjimizi sömürmeye; düşünme, konuşma, yaratma kabiliyetlerimizi sinsice emmeye... ve modernlik kisvesi altında insanlığı yetisiz ve cansız bırakmaya yeminli bu sistemde hepimizi kucaklayan bir ana var. Ve biz onun gönüllü evlatlarıyız.
Ben 'Toprak Ana, Doğa Ana' diyorum.
Bizler de bu sistemin çarklarına kapılmamak için yine yollara düştük.
Ve bu kez durağımız Karadeniz'in masalsı şehri KASTAMONU'ydu.

Mimari dokusu, tarihî mekanları, ahşap evleri, taş köprüleri, Nasrullah Camiî, Yakupağa Külliyesi ve Saat Kulesi ile Batı Karadeniz'in davetkâr şehrine bir göz atalım sevgili okurlarım.
Osmanlı'dan Cumhuriyete, oradan günümüze kadar, tarihî ve doğal güzellikler kenti Kastamonu'da, Kırıkkale Bozkır Dağcılık ve Doğa Sporları Klubü vardı.
Ülkemizin dünyaya meydan okuyan doğal güzelliklerine sahip şehirlerinden biri olan Kastamonu, Bozkır Dağcılık Doğa Sporları ve Spor Kulübü tarafından sindire sindire keşfedildi.
Birbirinden değerli 70 katılımcı ile önce Küre Dağları Millî Parkı sınırları içerisinde yer alan Horma Kanyonu'nda müthiş bir yürüyüş yaptık. Öylesine heyecan vericiydi ki, yazıyı yazarken o anları yaşıyorum adeta. Adrenalin ve keyif dolu bir yürüyüşten sonra Ilıca Şelaleleri ile doyumsuz anlar yaşadık. Biz doğayı çok sevdiğimiz için doğa da bizi bereketi ile karşılamış olmalı. Horma Kanyonu'nu yağmurlar eşliğinde tamamladık. Ahşap yolda yürümenin hazzı tarif edilemez. Doğanın ruhu var diyorum ya hep, onun dilini ruhunu anlamak için içli dışlı olmak gerek. Fotoğraf çekimleri ile bu anı ölümsüzleştirdik. Ardından Valla Konyonu Burgu Terası ve Azdavay Çatak Kanyonu Cam Teras ile bu benzersiz yolculuğu tamamladık.

BOZDAK 'ın kurucusu Sayın Mehmet Dim, katılımcılara doğaya karşı gösterdikleri ilgi ve duyarlılıktan dolayı teşekkür etti. Doğaya sevgimizi hem sözlerimizle hem ilgimizle belli etmeliyiz, mesajları vererek bu anlamlı etkinliği sonlandırırken, yeni keşiflerin müjdesini verdi.
Sevgili arkadaşımız Burak Doğan beyefendiye de fotoğraf çekimleri ile her anı ölümsüzleştirdiği ve herkesin en keyifli anlarına şahitlik ettiği için çok teşekkür ediyorum. Yollar en güzel yoldaşlarla daha da çekilir ve keyifli bir hâl alır.
Kastamonu, Küre Dağları Millî Parkı Horma Kanyonu insanların hizmetine sunulmuş bir şaheser. Kanyonun oluşumu milyonlarca yıl süren erozyon aşındırmasına bağlı. Milyonlarca yıl insan aklı için kavranması zor bir zaman dilimi. Milyonlarca yıl önce, bölgede kalker (Kireçtaşı) ağırlıklı bir kaya yapısı mevcuttur. Horma Deresi bu kanyonun üzerinden akmaya başlar. Suyun içindeki mineraller ve akıştaki süreklilik doğal olarak kayaları aşındırır. Kayaların yumuşak olan yerleri oyuldukça oyulur; dar ve derin geçitler ortaya çıkar.

Yani bu kanyonun insan eliyle yapılmış tarafı ahşap yürüme platformudur. Yani Horma Kanyonu tamamen doğal bir oluşumdur.
Zaman su gibi akıp geçerken sadece insanda izler bırakmıyor. Her şey zamanın eliyle ya oyuluyor ya kapanıyor.
Doğa tutkunu bir kadın olarak, gücüm yetene kadar doğa aktivisti olmaya gönüllüyüm; bunca güzelliği görüp herhangi bir şeymiş gibi alelade bir tavır takınmak, üç beş fotoğraf çektik, gezdik gördük bitti demek olmaz.

Her zaman söylüyorum, doğa insanın besin kaynağı, edebiyatın esin kaynağıdır.
Bunca güzelliği kelimelerle anlatmak mümkün değil, ancak yaşanır. Ne güzel demiş şair:
"Anlatamıyorum!" Orhan Veli Kanık
Keyifli okumalar diliyorum.


Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.