“Zafer, zafer benimdir diyebilenindir.”
Türk milletinin birlik ve beraberlik içinde verdiği onurlu ve kahramanca mücadelenin sonucu olan Zaferi Bayramı için hazırladığım yazıyı iptal ederek, bir arkadaşımın Whatsapp’tan göndermiş olduğu ‘alıntı’ yazısını birlikte okumayı düşündüm!
Yazıdan önce, tüm ülkelere örnek olmuş M. Kemal Atatürk’ün geçen yıl Şubat ayında gitmiş olduğumuz Şili’nin başkenti Santiago’daki göğsümüzü kabartan Atatürk Anıtını da paylaşmak istedim.
Bronz dökme kabartma, Heykeltıraş Şadi Çalık tarafından yapılmış. Söz konusu eser 4 Haziran 1973 tarihinde Santiago Las Condes Belediye Meclisi tarafından alınan karar sonucu başkent Santiago’nun en seçkin köşelerinden birini oluşturan Apoquindo Caddesi üzerinde bulunan Cerro Navidad parkına, 29 Ekim 1973 tarihinde Cumhuriyetimizin 50. yıl dönümünde törenle yerleştirilmiş.
Yüksekliği 3,90 metre, genişliği 2 metre ebadındaki çok özel bir taşla kaplanmış duvarın üzerinde Atatürk’ün rölyefi, yanında büyük bir ayyıldız ve altında bakır harflerle yazılmış açıklama. Duvarın arkasındaki park ve büyük fıskiyeler caddeden geçen herkesin dikkatini çekiyordu. Rölyefde, Atatürk’ün portresi ve altında aşağıdaki yazının İspanyolcası vardı.
’’Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, anavatanının fedakâr ve sadık hizmetkârı, eşsiz kahraman ve insanlık idealinin yaşayan sembolü, Tüm hayatını Türk milletine adadı ve ruhunun ateşi ile halkına ilham kaynağı oldu. Hatırası, söndürülemeyen bir ateş gibi, halkına güç vererek ebediyete kadar yaşayacaktır.’’
* * *
27 Ağustos 1922 sabahı Mustafa Kemal Paşa'ya telefonda kuşattıkları tepeyi yarım saat sonra alacaklarını bildirmesine rağmen bunu başaramayınca intihar ederek hayatına son veren Miralay Reşat (Çiğiltepe)’ı,
Özellikle cephenin biraz gerisinde yüksekçe bir yere oturup tabancalarını dizlerine koyarak "Geri çekileni vururum" mesajı vermesi ve birkaç sefer geriye kaçan askerler üzerinde bunu bizzat uygulamasıyla “Deli Halit” lakabını alan Mirliva Halit (Karsıalan)’i.
Kütahya'nın Emet ilçesinden kendisi, Emet halkı ve süvarileri tarafından kaçırılan Yunan ordusunu kovalayarak İzmir’e giren ilk süvari birlikleri komutanı Ferik Fahrettin (Altay)’i,
Demiryollarının kesiştiği yer olan Eskişehir'e bir üs kuran ve savaş boyunca derme çatma trenlerle cepheye asker, cephane, malzeme nakleden; ray döşeten; gerektiğinde ray ve vagonlardan çelik söktürüp kılıç yaptıran miralay Behiç Bey’i,
İstanbul'dan bizzat kendisine gönderilen ve Mustafa Kemal Paşa'yı tutuklamasını emreden telgrafa rağmen “Ben ve kolordum emrinizdedir Paşam!” sözünü söyleyerek Mustafa Kemal Paşa'nın emrine giren Birinci Ferik Musa Kâzım (Karabekir)’ı,
İzmit ile Adapazarı'nı geri alıp, Sakarya Meydan Muharebesi'ne katılarak üstün başarılar kazanan Birinci Ferik Kazım Fikri (Özalp)’yi,
Birlikleri ile İzmit ve Adapazarı üzerinden Bilecik ve Eskişehir istikametine ilerleyen İngiliz kuvvetlerine Geyve yakınlarında ateş açarak onları durdurup geri püskürten ve Türk Kurtuluş Savaşı'nı fiilen başlatan ilk komutan olan Mirliva Ali Fuat (Cebesoy)’ı
Bahriye Nazırlığı’ndan ayrılan ve Anadolu'daki Milli Mücadele hareketine katılan albay Hüseyin Rauf (Orbay)’ı,
İstanbul'dan Anadolu'ya silah ve mühimmat kaçıran, İtalyan işgalindeki Antalya depolarında bulunan silah ve mühimmatın Kuva-yı Milliye'ye kazandıran Mirliva İbrahim Refet (Bele)’i,
İstanbul Hükümeti tarafından ulusal hareketin önderlerinden biri olarak rütbesi kaldırılan, nişanları geri alınan ve idamına karar verilen Müşir Mustafa Fevzi (Çakmak)’yi,
Harbiye'de Askeri Taktik ve Strateji Öğretmenliği yapması nedeniyle başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Kurtuluş Savaşı'ndaki üstü düzey komutanların büyük çoğunluğu tarafından "Hocam" diye hitap edilen, Büyük Taarruz'dan önce taarruz stratejisinin belirlenmesi için yapılan toplantılarda, tedbirli ve titiz karakteri nedeniyle, taarruz planını çok riskli ve tehlikeli bulduğu için şiddetle itiraz eden, ancak yine de verilen emirleri, biri hariç, harfiyen yerine getiren Orgeneral Yakup Şevki (Subaşı)’yi,
Yaptığı konuşmaları ile zihinlerde yer etmiş usta bir hatip olan, Kurtuluş Savaşı'nda cephede Mustafa Kemal'in yanında görev yapan, sivil olmasına rağmen rütbe alarak bir savaş kahramanı sayılan Onbaşı Halide (Edip Adıvar)’yi,
Kağnıyla cepheye silah taşıyan Fatma Nine’yi,
İnebolu'da bulunan cephaneleri Ankara'ya götürülmesinde çocuğu ve kağnısıyla yer alırken, kış şartları nedeniyle cephane ıslanmasın diye battaniyesini cephaneye sarman, bebeğinede sarılıp onun donmaması için uğraş verirken donarak ölen Şerife Bacı’yı,
Onbaşı olduğunda neredeyse sadece kadınlardan oluşan birliği ile düşmanın cephe gerisine bir saldırı düzenleyen ve aralarında bir Yunan subayı dahil toplam 25 esir askerle geri dönen Erzurumlu Kara Fatma (Seher Erden)’yı,
Kocayayla baskınında geri çekilen silah arkadaşlarına cesaret vermek için hızla öne atılınca başından vurularak şehit olan Gördesli Makbule’yi,
Çanakkale’de ölen kocasından kalan tek hatıra elmas küpelerini bozdurup kendine bir tüfek alıp dağa çıkan ve Yörük Ali Efe’ye katılan Emir Ayşe’yi,
Düzenli ordu kurulana kadar yirmi aylık bir sürede düşman kuvvetlerinin Aydın kanadından Anadolu içlerine ilerlemesi engelleyen Yörük Ali Efe’yi,
Bekir Ağa Bölüğü`ne baskın düzenleyerek tutuklu bulunan vatansever ve aydınları kurtarıp Anadolu`ya geçmelerini sağlayan Yahya Kaptan’ı,
Bir Fransız gemisini kaçırmayı başarınca ona layık görülen istiklal madalyasını geri çevirerek "Ben madalya için değil milletim içim savaştım" diyen İpsiz Recep’i,
Kumardan hileyle kazandığı 45 bin frank ile kendi deyimiyle İzmir'deki vatan görevine başlayan İngiliz Kemal lakabıyla anılan Türk ajan Ahmet Esat (Tomruk)’ı,
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın gizli örgütü Karakol’un yöneticisi Naciye Faham’ı,
İşkence görmesine rağmen Karakol’un adresini vermeyen Topkapılı ebe Şahende’yi,
Felah Grubu’na saraydan bilgi taşıyan V. Murat’ın kızı Fehime Sultan’ı,
İşgal protestolarında on binlere konuşan Şükufe Nihal’i,
Sebahat’i
Zeliha’yı,
Darülfünunlu Saime’yi,
12 yaşında İnönü muharebelerinde savaşan Nezahat’ı,
“Muhabere bana düğündür Paşam” diyen Mustafa Kemal’in askeri Sivaslı Fatma Seher'i,
Çerkez kadınları örgütleyen Hayriye Melek’i,
Alaşehir’deki zulmü dünyaya çektikleri telgraf ile duyuran Makbule’yi,
Nebile’yi,
Yunan işgaline elinde silahla karşı koyan Turgutlulu Çavuş Ayşe’yi;
Ödemişli Fatma’yı,
Köpekli Nuri Çetesi’ne katılan Aydınlı -namı diğer Binbaşı- Ayşe’yi,
Yörük Ali Efe’nin 1. bölüğünün 4. mangasında nişancı olarak savaşan Emire Aliye’yi,
Elinde balta ile Menderes Köprüsü’nde düşman bekleyen Arşın Teyze’yi,
Sarayköy’e gelen İngilizci Nasihat Kurulu’nun üzerine silahla yürüyen Adöv Ayşe’yi,
Başındaki yırtık örtüsünü erkeklerin yüzüne atıp, “alın bunları örtünün, verin silahları ben savaşırım” diyen Kezban’ı,
Mavzeri hiç susmayan şehit eşi Senem Ayşe’yi,
Düğünde takılan altınları Ankara’ya bağışlayan Kastamonulu 17 yaşındaki Hatice’yi,
Üç kızını Mustafa Kemal’e emanet edip Sakarya Cephesine koşan ve yaralanan Ayşe Çavuş’u,
Düşmanla işbirliği yapan oğlunu vurup dağa çıkan Domaniçli Habibe’yi,
Erkek kılığında savaşan ve sonra kadın olduğu anlaşılan Halime Çavuş'u... ..
Soyadını İnönü meydanında çarpışa çarpışa alan Mustafa İsmet’i,
“Geldikleri gibi giderler” deyip, geldiklerinden biraz daha hızlı gitmelerini sağlayan Mustafa Kemal’i
UNUTMAYIN…
* * *
Atatürk ve silah arkadaşları bu ülke toprakları için hayatlarını ortaya koydular.
Bu mutlu günde, zaferi bize yaşatan Atatürk ve arkadaşları ile kahraman Türk Ordu’suna, halkımıza minnet borçluyuz.
Gericilere karşı, bize dayatılanlara karşı boyun eğmeyeceğiz!
Ayrıca Kırıkkale’mizin Ulusan Basında yer aldığını söylemeden geçemeyeceğim!
Kadının Gücü… Kırıkkale’de kendini gösteriyor. Kasaba Kültür Sanat Derneği tarafından, Kadın Ritim grubu kuruldu. Kimi davul, kimi tef çalıyor. Kimi de darbuka… Her meslekten yaklaşık 70 kadın aldığı eğitimlerde, hem eğlendi, hem öğrendi. Kadın Ritim grubu 30 Ağustos etkinlerinde sahne alacak olmanın heyecanını yaşıyorlar.
Bir etkinli daha! İsmail Altunsaray ve Mustafa Taş konseri…
Bu ülkede yaşayan halkın genelini ilgilendiren, bu günü tüm yurtta coşkulu kutlamak için haydi meydanlara…
103. Zafer Bayramımız kutlu olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.