Tuvalette ekmek yemek
Yüce dinimiz İslam her konuda en güzel metotları, prensipleri koyduğu gibi çocuk eğitiminde de en güzel örnekleri gerek Hazreti Peygamber (Sallallahü aleyhi ve sellem)in hayatnda, gerekse sahabenin hayatında önümüze sergilemiştir.
Bu konuda da gene ilim ve bilim öne çıkmaktadır. İslamî bilgisi olmayan nice insanlar kaş yapayım derken göz çıkartıyorlar. Bunların iyi niyetli olması da hiçbir işe yaramıyor.
Bunlardan bir örnek: Bir anne yedi sekiz yaşlarındaki oğluna nasihat ediyor ve diyor ki: “Tuvalette ekmek yersen Allah ağzını eğer!” Aradan bir iki gün geçtikten sonra çocuk annesine: “Anne sen bana yalan söylemişsin. Ben denemek için tuvalette ekmek yedim ama ağzım eğilmedi? O anda Allah mı görmedi, yoksa sen mi yalan söyledin?
Haydi çık meselenin içinden!
Böyle diyeceğine, “Yavrum! Ekmek en kutsal yiyeceğimizdir. Biz onsuz yaşayamayız. Şairimiz ekmek hakkında:
Güzel kokulu ekmek, olmaz seni sevmemek. Sensin yemeklere baş, her yemeğe arkadaş. Demiştir.
Birincisi, tuvalette ekmek yemek, ekmeğe saygısızlık olur. İkincisi, tuvalet ne kadar temiz olsa da mikropların yaşamasına daha elverişli yerlerdir, hastalık kapma ihtimali vardır. Bir yandan tuvalet yaparken bir yandan ekmek emek insan fıtratına aykırıdır. Kötü koku içinde yemek yenmez. Üçüncüsü, yemeğe başlarken Eûzü ve besmele çekilir. Oysa tuvalette besmele çekilmez….
Allah ağzını eğer diyeceğine “yaptığın iş Allah’ın hoşuna gitmez. Sana sevgisi azalır… gibi şeyler söyleseydi daha iyi olmaz mıydı?
Hazreti Peygamber (Sallallahü aleyhi ve sellem) Ömer İbni Ebû Seleme isimli çocuğa: “Oğul, besmele çek! Sağ elinle ye! Hep önünden ye!” (Buhârî, Et`ıme 2, 3; Müslim, Eşribe 108) buyurmak suretiyle üç tane yemek kuralını bir arada beyan etmiştir.
Çocuk yaramazlık yaptığında bazı annelerin sinirlenerek: Allah belanı versin, Allah canını alsın, ölüne yanayım… gibi laflar söylediğini duymaktayız. Sonra da çocuğun başına bir bela geldiğinde gene annenin ciğeri yanmaktadır. Böyle diyeceğine, Allah seni islah etsin, Allah sana akıl fikir versin gibi hayır duada bulunsa kim küser? Tabi ki Şeytan.
Biz uğraşa uğraşa yedi on beş yaşlarındaki çocukları namaz alışsınlar diye camiye getiririz, çocuk bu ya, namaz kılarken gülerler. Bizim sonradan görme bir takın ham sofular selam verice hemen çocukları azarlayarak camiden kovarlar gülüyorlar, konuşuyorlar diye.
Bir adam, 8-10 yaşlarında bir çocuğu elinden tutarak Hazreti Peygamber (Sallallahü aleyhi ve sellem)e getirir ve: Benim bahçemde hurma yerken yakaladım, der. Şefkat abidesi Hazreti Peygamber (Sallallahü aleyhi ve sellem) çocuğa niçin bu adamın hurmalarından yedin? Diye sorar. O da: karnım açtı. Yiyecek ekmeğimiz yoktu, der. Bunun üzerine rahmet Peygamberi: “Bir daha daldan koparma, dibine dökülenlerden ye!” buyurur.
işte İslam’ın çocuk terbiyesi örneği.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.