2020 Yılında Kaybettiklerimiz (60)
Arif Duygu TANSI!
(Kukla Sanatçısı)
Kukla, tek aktörlü, üç boyutlu, taklit ve söze, karşılıklı konuşmaya dayalı geleneksel seyirlik oyunu.
Türkçe oyuncak bebek anlamına gelen ve bugün Anadolu 'da yaşayan korçak, kudurcuk, kaburcuk, koğurcak, kavırçak, lubet, ninik gibi isimlerle yaşayan kukla seyirlik oyunların en eskilerindendir. "Korkolçak", "Çadır hayal" (ipli kukla) adı ile yaşayan kukla Orta Asya’da da aynı isimle yaşatılmakta ve Orta Asya'dan getirildiği sanılmaktadır.
Birçok Türk boyunda kendine özgü basit teknik içinde görülen ve 17. yüzyıldan beri Türkiye'de şehirlerde kukla adı ile bilinen oyun Anadolu'da köylüler arasında "bebek, çömce gelin, karaçör" gibi isimlerle yaygındır. Konusu günlük yaşamdan ve edebi hikâyelerden alan kukla bir hareket ve hacim oyunudur. 14. yüzyıldan bu yana oynatıldığı bilinmektedir. Bu oyunun baş kahramanı “İbiş” ve ihtiyardır. İbiş kurnaz ve hazırcevaptır. İhtiyar ise varlıklı bir kişidir.
El kuklacısı, küçük bir sahnenin ardından iki eliyle kuklaları karşılıklı konuşturur, oynatır. İpli kuklada ise sahnenin üstünden iplerle kuklaları hareket ettirir. Sahnenin üstünde kukla köprüsü denilen bir yerde vardır kuklacı buraya çıkarak kendisi gözükmeden kuklasını oynatır. Sözlü sözsüz kukla olabilir. Eğer kukla oyunu sözlüyse perdenin arkasında seslendirilir. Bir dönem kuklalar politik amaçlı kullanılmıştır. Ayrıca Hristiyan kiliselerinde dini konular kuklalar oynatılarak insanlara anlatılmaya çalışılmıştır.
Türkiye'de ipli kukla, el kuklası, araba kuklası, iskemle kuklası, yer kuklası, ayak kuklası, baş kuklası gibi türlerle bilinen kukla sanatı 19. yüzyıl sonlarında önemini kaybetmeye başlamıştır. Cumhuriyet döneminde sınırlı sayıda sanatçı yaşatmaya çalışmıştır. Türkiye’de en çok bilinen Karagöz Hacivat kuklaları gölge oyunu kategorisinde yer alır.
* * * * *
İbiş kukla geleneğinin son temsilcilerinden, kukla sanatçısı Arif Duygu Tansı, 62 yaşında vefat etmişti.
Kuklalarım her şeyim!
"Avrupalılar'ın Pinokyosu, Ruslar'ın Petruşkası varsa, bizim de İbişimiz var" diyordu.
Açıkgöz Kukla Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Arif Duygu Tansı, yaklaşık 40 yıldır sergilediği oyunlarla çocukları eğlendirmeyi sürdürüyordu. Kukla tiyatrosunun kendisine dedesinden kalan bir miras olduğunu vurgulamıştı. Oyunları arasında "İbiş" ve "ipli kuklalar"ın yanısıra "ortaoyunu" da olduğunu ifade ediyordu. Çocukların tercih ettiği oyunların başında İbiş'in geldiğini kaydeden, gösterilerini daha çok Milli Eğitim Bakanlığı'nın izni ile okullarda, kreşlerde ve 'Ramazan'larda halkın yoğun olduğu yerlerde sergilediklerini söylemişti. Kuklalarını büyük özenle hazırladıklarını belirtiyordu. Evladı gibi sevdiği kuklalarından bir dakika bile ayrılmak istemediğini belirtiyordu.
Çocukların İbiş'e olan sevgilerini sahnede onunla konuşarak ortaya koyduklarını kaydeden ve İbiş'in kendisine dedesinden miras kaldığını ve yüz yaşında olduğunu ı söylüyordu.
"İbiş okula gitmemiş, fakat her şeye hazır cevap birisi. Beyefendinin uşağı, ancak beyefendinin söylediklerinin tam tersini uyguluyor. Ihlamur ağacından yapılmış olan İbiş'in bir örneğini Türkiye'de yapacak başka hiçbir usta yok. "
Oyun sırasında çocuklarla kurduğu diyalog ile onları sadece eğlendirmekle kalmayıp, temizlik becerisi ve trafik kurallarına uyum konusunda bilgilendirdiğini de söylemişti. Kukla tiyatroculuğunun gelecek nesillere aktarılması için Türkiye'de yeni oyuncuların yetişmesine ağırlık verildiğini dile getiren sanatçı, bu mesleğin merkezinin ise Ankara olduğunu söylemişti. Türkiye'de iki senede bir "Uluslararası Kukla Karagöz Festivali" düzenlendiğini belirten sanatçı, Bursa, İzmir ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Muammer Karaca Tiyatrosu'nda da yeni tiyatroculara kurs verildiğini kaydetmişti.
Yaklaşık 40 yıldır evli olduğu eşi Oya Tansı, eşinin İbiş karakterine olan sevgisine işaret ederek, "Kuklada son ustaydı. İbiş'i çok seviyordu. Dayısı Nevzat Açıkgöz'den sonra İbiş tekrar öksüz kaldı." dedi.
Tansı'nın dedesi, Karagöz ustası Camcı İrfan Açıkgöz'ün yanına defnedildiğini belirten Tansı, eşiyle hiç ayrı oyun oynamadıklarını söyledi.
"Kukla ve Karagöz üstadıydı"
Türkiye'nin pek çok şehrinde ortaoyunu, kukla ve Karagöz oyunlarında eşiyle birlikte sahne aldıklarını aktaran Oya Tansı, "Türkiye'yi belki 3-4 kez dolaştık. 1982 yılından beri beraber oyunlarda oynadık." diye konuştu.
Mart 2020 tarihinde beyin kanaması geçirmiş ve tedavisine evde devam ediliyordu.
30 Mayıs 2020 tarihinde hastaneye kaldırılmıştı.
Sanatçı, yoğun bakımda durumunun ağırlaşmasının ardından sabah saatlerinde, 02 Haziran 2020 tarihinde, 65 yaşında aramızdan ayrıldı.
Ailesinin ve sevenlerinin başı sağ olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.