LGBT VE CİNSİYETSİZLEŞTİRME 3

Gündemde sıcaklığını koruyan “LGBT ve Cinsiyetsizleştirme” operasyonu hakkında iki haftadır LGBT kavramlarını ve dünya tarihindeki seyrini işlemeye çalıştık. Bugünkü yazımızda ise fıtratımıza kasteden hastalığın son iki asırdaki gelişmeleri dünya ve Türkiye ölçeğinde ele alacağız. Daha sonra da verilen bilgilerin kısaca tahliline yer vereceğiz. 

Günümüz Dünyasında LGBT

  • 1867: Karl Heinrich Ulrichs, eşcinsellerin haklarını alenen savunan ilk kişidir.
  • 1869: “Eşcinsellik” kavramı ilk olarak Almanya’da Carl Maria Kertbeny tarafından kullanılmıştır. Daha sonra da verilen bilgilerin kısaca tahliline yer vereceğiz. 
  • 1870: Eşcinsellikten bahseden ilk roman ABD’de neşredilmiştir.
  • 1885: İngiltere’de eşcinselliğin cezası idam yerine hapse dönüştürülür. Kanunun değiştirilmesiyle birlikte eşcinsellik gizli-aşikâr, gönül rızası olsun ya da olmasın tüm İngiltere’de yayılmaya başlar. (Değiştirilen kanun ise 1533’de Kralı VIII. Henry tarafından eşcinselliği yasaklayan ve bu cürme irtikâp edenlerin idam edilmesidir.)
  • 1892: “Biseksüel” ve “heteroseksüel” kelimeleri İngilizce sözlüklere dâhil edilmiştir.
  • 1924: Eşcinsellerin haklarını savunan STK, ABD’nin Şikago şehrinde kurulmuştur.
  • 1931: Almanya Berlin’de cerrahi operasyonla ilk defa bir kadın cinsiyet değiştirdi.
  • 1938: İlk kez “gay” kelimesi kullanıldı.
  • 1947: “Vice Versa” isimli ilk eşcinsel dergisi ABD’de neşredildi.
  • 1970:Eşcinsellerin taleplerini içeren “A Gay Manifesto” isimli kitap Carl Wittman tarafından yayınlandı.
  • 1972: Eşcinsellerin, cinsiyet değişikliğini kanunen tanıyan ve ücretsiz hormon ilaçlarını ücretsiz sağlayan ilk ülke İsveç’tir.
  • 1974: Eşcinsellik, Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) tarafından akıl hastalıkları listesinden çıkarıldı.
  • 1978: 8 renkten müteşekkil gökkuşağı, eşcinseller için kullanıldı.
  • 1979: Eşcinselliğin hastalık olmadığını tanıyan ilk ülke İsveç’tir.
  • 1980: Norveç, eşcinsellikteki temyiz yaşını kaldırmıştır.
  • 1984: Eşcinsel ilişki sebebiyle AİDS’e yakalanan kişi öldü.
  • 1988: İsveç’te eşcinsellere kanuni imtiyazlar sağlamıştır.
  • 1989: Eşcinsel evliliği kanunen tanıyan ilk ülke Danimarka’dır.
  • 2013: Brezilya Yüksek Mahkemesi eşcinsellerin evliliğini onaylamıştır.

Görüldüğü üzere eşcinselliğin tarihi kırılma anları özellikle son elli yıla tekabül etmektedir. Zira “Dünya devrimi” diye tabir edilen 1968 olayları, ortak mefkûreye sahip kitlelerin teşkilatlanmasına yol açmıştır. Bunun neticesinde eşcinsellerin STK’lar vasıtasıyla mevcut hükümetlerden bir takım taleplerde bulunduğu ve bunların da tedricen kabul edildiği anlaşılmaktadır. Tabi burada kitle iletişim araçlarının payını da unutmamak gerekir.

Türkiye ve LGBT

•          1981 Askeri yönetimin kadın kılığındaki erkeklerin sahneye çıkma yasağı getirmesi.

•          1987 Kamusal alanda yapılan ilk LGBT eylemi gerçekleştirildi.

•          1988 Türk Medeni Kanunu’nda yapılan değişiklikle cinsiyet değişikliğinin kanunen düzenlenmesi (40. madde).

•          1993 ilk onur yürüyüşü girişimi.

•          1994 İlk dergi basımı.

•          2003 ilk onur yürüyüşü (istiklal caddesi, 20 kişi).

•          2005 ilk resmi LGBT derneğinin kuruluşu.

•          2007 Geniş katılımlı onur yürüyüşü (istiklal caddesi, yaklaşık 1500 kişi).

•          Türkiye'de yaşayan LGBT’lilerin sorunlarını seçim kampanyalarıyla kamusal alanda dillendirilmesi.

•          2008 LGBT ailelerinin topluluğu listag'ın örgütlenmesi.

•          2013 Gezi olayları ve sonrasında düzenlenen onur yürüyüşünde 50.000 kişinin katılımı.

•          2014 LGBT adayların yerel seçime katılması.

•          2015 Bilgi Üniversitesi, LGBTİ Ruh Sağlığı Sempozyumunu tertipledi.

1968 Olaylarının ülkemizdeki yansımaları 12 Eylül 1980 darbesinden sonra görülmeye başlanmıştır. Dolayısıyla darbe öncesi eşcinsellikle ilgili vuku bulan hadiseler münferittir. Bunun sebebini ise şöyle açıklayabiliriz: Türkiye’de aile yapısının sağlamlığı, milli kültürünü muhafaza etmesi, gençlerin erken yaşlarda evlendirilmesi ve mahalle baskısı diye tabir edilen otokontrol mekanizmasıdır. Yukarıdaki kronolojiye bakıldığında eşcinselliğin, Türkiye’de, bu hastalığın yeni yeni neşvü nema bulduğunu söylenebilir. Ancak şu kadar var ki, bu menfur hadisenin daha önceki dönemlerde cereyan etmediğini kimse iddia edemez. Ne var ki, bu adi fiilin “Şuyuu vukuundan beter” tabirinden hareketle dillendirilmediği ve örtüldüğü kanaatindeyiz.

Haftaya konuyla ilgili noktayı koyacağız inşallah.

Bu yazı toplam 2855 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Polat Arşivi

Piyango Bileti Almayalım

18 Aralık 2025 Perşembe 10:00

Unutmak III

10 Aralık 2025 Çarşamba 13:25

Niyet

28 Kasım 2025 Cuma 10:01

Musa, Harun ya da hiç olmak

21 Kasım 2025 Cuma 15:00

Kelimelerimiz

13 Kasım 2025 Perşembe 12:40

İlgi Alanımız

30 Ekim 2025 Perşembe 09:44

Seferden Sorumluyuz

23 Ekim 2025 Perşembe 10:37

Unutmak

16 Ekim 2025 Perşembe 11:04

Kur’an’ı Anlama XVI. Cüz

25 Eylül 2025 Perşembe 10:04

İtidal ve Denge

17 Eylül 2025 Çarşamba 10:47