İlkokul mezunu bir baba. İlkokula gitmemiş bir anne. Köyde fakir ailelerden biridir. Baba Kırıkkale’de MKE işçisi olmuştur. Baba dindar bir aile reisidir. Hanımı da izinden gider. Ailenin beş çocuğu vardır. İki oğlu ve üç kızı vardır. Baba, oğlan çocuklarını imam hatip’te okutmuştur. Büyük oğlu askerden sonra ticaretle uğraşmaya başladı. İkinci oğlu da Mısırda EL ESHER de okudu. O da resmi bir işe giremedi. Ticaretle uğraşmaya başladı. Kızların büyük olanı imam hatipte okudu. Ev hanımı olarak teyzesinin oğlu ile evlendi. İmam hatip bitiren kız evlendi. Dört kızı oldu. Kızlarından ikincisi özürlü doğdu. On beş yaşına kadar büyüttüler. O öldü. Kızlarından büyük olanı İlahiyat Fakültesini bitirdi. İlahiyatçı bir gençle evlendi. Diğer iki kız üniversite öğrencileridir.

            İlahiyatçı kız evlendiği ilahiyatçı delikanlı ile yaşamlarını sürdürüyorlarken, FETULLAHÇILIKLA SUÇLANDI. Hapse atıldı. Eşini de aynı suçla suçladılar. Üç çocukları var. Çocuklar peş peşe doğdular. Anneyi bir süre çocukların büyütmesi için içeri almadılar. Dede bu duruma çok üzüldü. Felç oldu. Beş altı yıl yattı. Dede de öldü. Büyükanne bir ara trafik kazası geçirdi. Kürek kemiği kırılır. Kolu kırılır. Bir yıl sürecek bir hasta hayatı yaşar. Şimdi bu büyükanne de kanser olur. Sıkıntıları alabildiğine çoktur. Damat zaten hapistedir. Üç çocuğun annelerini de hapse alırlar. Kanserli anneanne  de bu üç çocuğa bakmak zorunda kalır.

            Ailenin dinine bağlılığı hakkında bildiklerimi anlattım. Fetulahçılıkla suçlanmalarının aileye getirdiği yükü açıkladım. ÇEVREMDE TANIDIĞIM, FETULLAHÇILIKLA SUÇLANAN, SIKINTILAR YAŞAYAN ONLARCA AİLE VARDIR. Oysa bugün ve son yıllarda ülkeyi yönetenlerin Fetullahı öven konuşmaları, internette konuşmalarının özetini vermişler.

            “Bunlar devleti ele geçirmiş, devlete sızmış diyenler var. Bu söylemlere kargaları güldürür.” (Ö. Ç.) “Bu sıla hasreti artık bitmelidir.”( ?.?.? ) “Bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir.” (B. B.)    “Kestane pazarında başlattığı hizmetinden büyük bir mutluluk duyuyoruz.” (B.Y.) “Dünyanın dört bir yanında, Okyanus ötesinden bu sürece destek veren tüm kardeşlerimi” (?.?.?.)  “Hoşgörünün, diyalogun, barışın simgesi, değerli büyüğümüz” (M.G.)  “Bu vizyonu ortaya koyan hoca efendiye saygılarımı arz ediyorum.”  ( K.T.)   “Ta baştan, baş mimar olan” ( F. Ş.) “Türkçe olimpiyatları ve Türk okullarıyla yaptığı hizmetin.” (A.G.) “Ceza genel kurulunda beraat kararı verilmesine rağmen”  (R. P.)  “12 seneden beri yurt dışında haksız bir şekilde ikamete mecbur edilen,” (B. A.) “Hoca efendinin yerinde olsam Türkiye’ye gelirim. Elimde imkân olsa gelmesini sağlayacak.”( N. K.)  Sayın Fetullah Gülen. Yüreğimiz buruk, Siz olmadan eğlenemiyoruz. Yeterince coşamıyoruz.” (E. T.)  “Hoca efendi uçağa binip geldiğinde Onu havaalanında çiçeklerle karşılayacak olanlar”  (B.A.)

            Benim aklıma takılan sade vatandaşlar, yukarıda konuşmalarından birer cümle ile yaptıkları söylemleri dinleyen, duyan insanların Fettullah’ı sevmemeleri, onun yaptıkları doğru saymamaları mümkün değildir. Bir başka ifadeyle bu insanların ne Amerika sevgisi ne de Rusya sevgisi vardır. İslam inancı ne büyük değerleridir. Fetullah ve fetullahçıların ihtilal kararlarıyla uzaktan yakından ilgileri yoktur. Bu inançlı insanların, iyi Müslüman olmak dileklerinden başka bir düşünceleri yoktur. İhtilâlcilikle de bir bağları, bağlantıları yoktur.

            Bunun böyle olduğunu bilmeliyiz. Sen Fetullahın toplantılarına katılmışsın, Fetullah bankasına para yatırmışsın. Sen Fetullahn gazetesini okumuşsun. Sen Fetllahı seven insanlarla birlikte olmuşsun gibi yapılan suçlamalar, bu toplumun aile yapısını bozmakla,  çoluğunu çocuğunu perişan etmekle, gençleri deli divane etmektedir.  Bu Ülkenin geleceğini karartıyorsunuz. Doğrusu şudur. İhtilal günü eline silah alıp eyleme katılanlar için mahkeme karaları doğrudur. Onun dışında ispiyoncuların ifadelerine, kulak vererek yapılanlar tümden yanlıştır. Ülke adına kararlarınızı ve yargılamaları tekrar gözden geçiriniz.