Bu üç konumuzun birisi orman yangınlarıdır. İkincisi maden kazalarımızdır. Üçüncüsü de PKK. PYD. İŞİD. YPG terör olaylarımızdır. Bu konularımızı erteleme, geciktirme, önemse- meme gibi haklarımız yoktur. Terör olaylarında görev alan sorumlularımız, yangın olaylarını önlemeyen, önleyemeyen sorumlularımız ve maden ocaklarımızda gazlardan dolayı meydana gelen patlamaları ve bu patlamalardan dolayı can kayıplarımızı önleyemeyen yöneticilerimizi af edemeyiz. Hiç birini cezasız bırakmamalıyız. Bu üç konunun yeniden ele almalıyız. Çağdaş ölçüler çerçevesinde kesin çözümler üretmeliyiz.

Ülkemizde maden kazaları korkunç boyuttadır. 83 yılında Armutçuk’ta 103 işçi, 90 da Amasra’da 65 işçi, 92 de Kozlu’da 263 işçi, 95 de Sorgun’da39 işçi, 2003 de Ermenek’te 10 işçi, 2004 Küre’de 19 işçi,  2009 Mustafa Kemal Paşa’da 19 işçi, 2010 Dursunbey’de 17 işçi, 2010 Karadon’da 30 işçi, 2013 Kozlu’da 8 işçi, 2013 Soma’da 301 işçi, 2014 Ermenek Pamuklu da su baskınında 18 işçi, 2016 Şırnak Madenköy’de 16 işçi, Son olarak Amasra da 41 işçi felaketi yaşandı. Bu ölülerimiz şehitlik makamına yükselmiş işçilerimizdir. Maden kazalarında ölülerimiz bunlarla sınırlı değil. Keşan’da 3 işçi, Soma’da1 işçi, Elbistan da 1 işçi, Kemerli’de 3 işçi, Dağkonak’ta 1 işçi, Amasra’da 2 işçi, Gelik’te 1 işçi, Alacakaya’da 1 işçi,  Genç’te 1 işçi,  Gemerek’te 1 işçi, Fethiye’de 1 işçi,  Kandilli’de 1 işçi,  Suluova’da 1 işçi,  Milas’ta 1 işçi,  Nallıhan’da 1 işçi,  Soma’da 1 işçi, Yeniçeltek’te 3 işçi, şehit olmuştur. Türkiye’de 1941 yılından beri 3 bin ölümüz ve 100 bin yaralımız olmuştur. Oysa konuşmacılar televizyonlarda söylüyorlar. Almanya’da 51 yıldan beri maden kazası olmuyormuş. Bir buçuk milyar nüfuslu Çin’de bile, bilmem kaç ton kömür çıkarmada ölen işçi sayısı 122 iken aynı miktarda Türkiye’mizde kömür madeni işçilerimizden, ölen işçi sayımız 722 işçi. Bilmem rakamlara dikkat ettiniz mi? 

Orman yangınlarımız konusuna baktığımız zaman, korkunç bir tabloyla karşılaşırız. Her yıl ortalama beş bin orman yangınları görüyoruz. Neredeyse orman yangınlarıyla karşılaşmadığımız İL yok gibi. Neden orman yangınları oluyor diye baktığımız zaman, yüz de doksanına yakını, insan kaynaklı olduğu görülmektedir. Özellikle Antalya, Burdur, Muğla İllerimizde insanlar yangınları çıkarıyorlar. Bu yangıncılara SÖYLEYECEK SÖZ BULAMIYORUM.    Bu sorunun üstesinden geliyor muyuz? Gelebiliyor muyuz? Baktığımız zaman yangınlar hava olaylarını bilen ve takip edenler tarafından çıkarılmaktadır. Yangın çıkarmanın en önemli nedenlerinden biri, bana yâr olmayan ülke, size de yâr olmasın dedikleri için. İkinci yangıncılar, yangın sonrası evler, villalar, turizm için oteller yapmak isteyenlerin çıkardıkları YANGINLARDIR. Üçüncü olarak da yangıncılar bulunmadıkları, bilinmedikleri için yangın çıkarmaktan vazgeçmemektedirler.

Üçüncü kanayan yaramız ise PKK, YPG, PYD, İŞİT gibi terör örgütleridir. Kırk yıldan beri hakkından gelemediklerimizdir. Terör konusunu anlatan en az yirmi yazılmış eser okudum. Terör olayları ile ilgili en az elli asker, onbaşı, çavuş ve astsubay ile sohbetlerimiz oldu. Kitapların yazdıkları, ilgili askerlerle yaptığım konuşmalardan bir şey yazmak istemiyorum. Ancak en çok bir ay içinde bitirilebilecek terör olaylarının,  kırk yıldan beri sürüyor olmasının arka planı vardır. Bu vatandaşlarımız tarafından bilinmemektedir. Sekiz yüz bin askerimizin, beş yüz bin polisimizin. İki yüz bin Jandarmamızın, Yüz bin Korucularımız, bilmem kaç istihbarat elemanımızın olduğu ve silah olarak, savaş araçları olarak eksiğimizin olmadığı bir ortamda, üç beş baldırı çıplağın hakkından gelemiyorsak, bitirdik, bitiriyoruz diye efelenmeler karnımızı doyurmuyor. Bu üç konu acilen çözülmelidir. Sorumluları cezasız kalmamalıdır.   Ayrıca TERÖR ÖRGÜTLERİNİN propagandasını da yapmaktan vazgeçin. Her felakatin sonrasına hem iktidar yanlılarının hem de muhalefet kadrolarının geçmiş olsun, başınız sağ olsun söylemleri  mutluluk vericidir.