Türkiye Maraş merkezli deprem için ağlıyor.
Küçüğünden büyüğüne, yaşlısından gencine herkesin Yüreği yanıyor, acıları dinmiyor.
Yaşanan acı öylesine derin ki; özellikle yakınlarını kaybedenlerin içinde kor ateşi gibi büyüyor, yakıyor kalpleri.
Enkaz altından sağ olarak çıkartılan vatandaşlar elbette büyük sevinç yaratıyor, azda olsa su serpiyor yüreklere ama yine de yüzlerde tebessüme yetmiyor.
-Kalpler kırık,
-Vicdanlar yanık,
-Gözler sönük
-Bedenler halsiz
Ayaklar dermansız, yürümüyor, adımlar atılamıyor eskisi gibi.
-Gündüzler karanlık,
-Geceler uykusuz,
-Günler tatsız,
-Haftalar geçmiyor.
Ağlıyor insanlık, ağlıyor çaresizlik içinde.
Damlalar yüreklere düşüyor, acıtıyor içten içe.
Dondurucu soğuk bile üşütmüyor bedenleri.
-Enkazın ötesinde yakılan ateş,
-Çadırda yanan soba,
-Evlerde açılan kombi, yetmiyor yorgun yürekleri ısıtmaya.
Feryadı figanlar yükseliyor her gün, bir öncekinden daha büyük.
İnsanlık yemekten kesildi.
Lokmalar boğazlarda düğümleniyor.
Yumruk gibi kalıyor orda.
Bir ekmek alabilmek, ekmeğine katık yapacak bir şey bulmak için;
-Çırpınan,
-Savrulan,
-Oradan oraya koşan,
-Aç ve sefil çocuklar,
-Anneler,
-Babalar geliyor gözler önüne.
Ekmek kalıyor masada, kaşık düşüyor ellerden.
Annesi, babası, çocukları, dedesi yani aile hep beraber otururken masaya, çorbaya kaşık dalmıyor sofralarda.
Beton yığınlarının altında kalanlar, o yığınlar altında halen kurtarılmayı bekleyenlerin görüntüsü incitiyor hepimizi çünkü.
Yediklerimiz ve içtiklerimizden tat almaz hale geldik.
Tadımız, tuzumuz kalmadı bir nevi.
-Ve.. her gün,
-Ve.. her saat,
-Ve.. her an gözlerimiz televizyonlarda yeni iyi bir umutlu haber gelir mi diye bekliyoruz sabırla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.