FİTNELERDEN KORUNMA

Bizleri yoktan var eden Yüce Allah; insanoğlunun, dünyaya imtihan için gönderildiğini, her bir anının/fiilinin sorguya çekileceğini Kur’an’da açıklamaktadır.

İmtihan yeri dünyada, insanın hayatı inişli çıkışlıdır; bazen ikrama bazen de ihanete uğrar. İnanan kişi, müspet/menfi yaşanan tüm olaylar karşısında, “Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır” (İnşirâh,94/5) ayetini temel düstur edinerek moral ve motivasyonunu en üst seviyede tutmalıdır.

Âdemoğlu, fıtraten sosyal bir varlık olması itibariyle ev, işyeri, çarşı vb. mekanlarda ikili ilişkiler kurmak zorundadır. Bu ilişkiler, (yakînî) kesin bilgi üzerine bina edilerek sürdürüldüğü takdirde yanlış anlaşılmalar, fitne, dedikodu gb. huzursuzluğa sevk eden amillere set çekilir. Şayet zihinlerimizde vehim ve zan gibi kesin bilgi içermeyen (“kuruntu” diye de tabir edilen) hislerle hareket edilirse, cemiyet içinde yanlış anlaşılmalar, kaos, kargaşa ve fitneler baş gösterir.

Fitne, köken itibariyle Arapçadır ve Kur’an’da pek çok anlamda kullanılmıştır. Saflığını ortaya çıkarmak için altın ve gümüş gibi kıymetli madenlerin ateşte eritilmesi anlamından yola çıkıldığında, “insanın; zorlu imtihanlar karşısında imanını, karakterini ve benliğini açığa çıkarmasıdır” denilebilir.

Kimi zaman evde, kimi zaman akrabalar arasında, kimi zaman iş yerinde, kimi zaman da milletçe fitne ateşinin ortasında kalıyoruz.

Fitne döneminde insanların gerçek şahsiyetleri ortaya çıkar. Kardeşliğin zarar gördüğü, birlik-beraberliğin baltalandığı, akrabaların birbirine karşı tutkunluğunun törpülendiği ve insanların yalnızlaştığı fitne anlarında çetin bir imtihan verilir.

Fitne; insanlar arasında sevgi ve saygıyı köreltir, kardeşi kardeşe düşman eder, dostlukların bozulmasına sebebiyet vererek Müslümanlara büyük zararları dokunur.

Fitnenin kol gezdiği zamanlarda insan, hayatından zevk alamaz, stres doludur, kalbi daralır, zihin ve fikir dünyası altüst olur, Saydığımız olumsuz haller de bizleri hataya düşürür.

İslam tarihine kabaca göz attığımızda kanlı çatışmaların, Müslüman devletlerin; kendi aralarında savaşmasıyla gayrimüslimlerin güçlenerek İslâm’a ve Müslümanlara saldırması, kaos ortamı gibi durumların arka planında fitnenin bulunduğu görülmektedir.

Öyleyse, tarihten ibret alarak aynı hatalara düşmeme adına, toplumun en küçük yapı taşı aileden başlayarak fitne ve fesat çıkaranlara karşı son derece uyanık olmalıyız. Nasıl ki, bilgisayarımızı virüsten koruyan programlar varsa firasetimiz, sağduyumuz, serin kanlılığımız, her lafın/sözün peşine düşmeme ve dualarımız; tıpkı virüs programı gibi bizleri fitne ve fesattan koruyacaktır.

Fitneye sebebiyet veren haller; fevri davranış, maddeye odaklanma, nefse uyma, kin ve öfkeyle hareket etme, zan ve vehimle hareket, hedefsizlik, (yerli-yersiz) çok konuşma, kişisel ihtiraslarımız…

Bir Müslümanın diğer bir Müslümana karşı hüsnü zanda bulunması hem fitnenin önüne geçer hem de imanını arıttır. Zira hüsnü zan, imandandır.

Dinimizin iki esas kaynağı Kur’an ve Sünnet; fitne gibi zorlu zamanlarda sabır, sâlih amel, dua, iltica ve namaza sarılarak imanımızı güçlendirmemizi tavsiye etmektedir.

Fitne son bulduğunda ise elde edilen tecrübe ve derinlik hayatımıza yön verir, insanları daha iyi tanımamıza ve ahiret yolculuğuna emin adımlarla ilerlememize vesile olur.

Hz. Allah her türlü fitne ve kötülüklerden bizleri korusun, fitnelere karşı uyanık kalmayı nasip eylesin. Âmîn.

Bu yazı toplam 10455 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Polat Arşivi

Piyango Bileti Almayalım

18 Aralık 2025 Perşembe 10:00

Unutmak III

10 Aralık 2025 Çarşamba 13:25

Niyet

28 Kasım 2025 Cuma 10:01

Musa, Harun ya da hiç olmak

21 Kasım 2025 Cuma 15:00

Kelimelerimiz

13 Kasım 2025 Perşembe 12:40

İlgi Alanımız

30 Ekim 2025 Perşembe 09:44

Seferden Sorumluyuz

23 Ekim 2025 Perşembe 10:37

Unutmak

16 Ekim 2025 Perşembe 11:04

Kur’an’ı Anlama XVI. Cüz

25 Eylül 2025 Perşembe 10:04

İtidal ve Denge

17 Eylül 2025 Çarşamba 10:47