Ahmet Polat
İMAM NİKÂHI HAKKINDA 4
Halkımız, 1926’da yeni kanunla ihdas edilen Medenî Nikâh’ı, İmam Nikâhına alternatif görmüştür. Çünkü İmam Nikâhı, dini hassasiyetler gözetilerek besmele, ayet ve dualar eşliğinde akdediliyordu. Medenî nikâh ise bunlardan herhangi birini barındırmadığından dini hassasiyetleri olan milletimizce “din dışı” olarak telakki edilmesine sebep olmuştur.
Dini hassasiyetleri yoğun olan halkımızın zihninde şöyle bir soru oluşuyor: “Medenî/Resmî Nikâh; besmelesiz, Kur’an’sız ve duasız kıyılması hasebiyle bizim nikâhımız oluyor mu?” Bu soruya şu şekilde cevap verilebilir: “Nikâh, bir taraftan akit/sözleşme, diğer taraftan ibadet olması itibariyle çift yönlüdür. Kadın ve erkeğin karşılıklı rızası (icap-kabul) ve şahitlerin bulunması, nikâhın akitle ilgili taraflarıdır. Akdi gerçekleştirenlerin “İslâmî bir aile oluşturma” niyeti ise ibadet yönüdür. Dolayısıyla nikâhın, dini merasim şeklinde icra edilmesi ibadet anlamı taşımamaktadır. Şu kadar var ki, “Dua müminin silahıdır” düsturundan hareketle dualar ve aile büyüklerinin eşliğinde nikâhın seramoni şeklinde icra edilmesi, akabinde de düğün yemeği (velîme) ikram edilmesi müstehap görülmüştür. Başka bir ifadeyle, nikâhın; Nikâh Memuru veya Din Görevlisi tarafından kıyılması nikâhın rükün veya şartlarından olmayıp örf ve adet kabilindendir.”
Türk Medeni Kanunu, ilk başlarda İmam Nikâhı’nı kabul etmemiş hatta nikâh akdini gerçekleştirenler hakkında resmi işlem yapmıştır. Ancak zaman içerisinde yapılan değişikler sonucunda İmam Nikâhı dolaylı yönden kabul edilmiştir. Burada şunu ifade etmek yerinde olacaktır: Bir toplumun örf ve ananesini, dini inanışlarını göz önünde bulundurmadan çıkarılan kanun, o toplum nezdinde çok zor makes bulur. Bizim ülke olarak bu meseleyi 1926’dan beri hâlâ tartışıyor olmamız; çıkarılan TMK’nın Milletimizin dokusuyla uyuşmadığındandır.
Türk Medeni Kanunu, sütkardeş olan iki gencin izdivacının mümkün olması, İslâm’ın belirli şartlarda izin verdiği çok eşliliğin bir eş ile sınırlandırılması, nikâh akdinde mehrin söz konusu olmaması gibi birkaç yönden eleştirilebilir.
Günümüzde Medenî Nikâh kıyılmadan gerçekleştirilen İmam Nikâhı’nda veya bunun tam tersinde bazı problemlerle karşı karşıya kalınabiliyor. Bunları birkaç madde halinde sıralayarak konuyla alakalı yazı dizimize son verelim.
- Bilindiği üzere reşit olmayan kız, annesinin/babasının izniyle Resmi/Medenî Nikâh kıydırabiliyor. Ancak İmam Nikâhı akdeden kimse, bu önemli ayrıntıya dikkat etmeden kanunlar nezdinde reşit olmayan kızın nikâhını kıydığı takdirde ilerleyen zaman zarfında büyük sıkıntılara kapı aralamış olur. Zira bu nikâh, her ne kadar iki tarafın ailesinin mutabakatı ile icra edilse de kanunen geçersizdir. Dolayısıyla nikâh akdine taraf olan kız, resmi mercilere gidip; “ben, reşit olmadığım halde babam beni zorla evlendirdi, cinsel istismara maruz kaldım” şeklinde şikâyette bulunduğu zaman nikâh kıyan kimse suçlu sayılmaktadır.
- İmam Nikâhı ile izdivaç eden aile, boşanma söz konusu olduğunda sıkıntılar yaşayabiliyor. Kadın, meşru mazeretlere binaen boşanmayı istediği vakit erkek, boşama hakkının elinde olduğunu öne sürerek bu süreci zorlaştırabilir. Bu durumda kadın ve erkek aileleri birer hakem seçerler. Hakemler, arabuluculuk göreviyle beraber evliliğin sonlandırılması (tefrik) kararını da verebilirler.
- Yabancı ülkeden oturum izni alma, bulunduğu yerin vatandaşlığını kazanma, eş durumundan yararlanarak tayin hakkı elde etme gibi formalite icabı evlilikler dinen caiz görülmemektedir. Zira bu tür durumlarda haksızlığa fırsat verilerek din istismar edilir.
- Ülkemizde son zamanlarda kötü bir adet zuhur etti: Kadın; vefat eden anne-babası veya eski eşinden kalan maaşı kaybetmeme gayesiyle yeni evliliğini -gayri resmi- İmam Nikâhı adı altında gerçekleştirmektedir. Bu uygulamanın arkasında maddi çıkarların bulunması sebebiyle haksız kazanca ve sahteciliğe yol açıyor ve Yüce Allah’ın (c.c.); “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin; ancak karşılıklı rızânıza dayana ticaret böyle değildir…“ (Nisâ, 4/29) buyruğuna girdiğinden haram oluyor. Mevcut kanunlardaki boşluklar da bu duruma müdahale edilmesinin önüne geçiyor. Hâliyle toplumumuzda bu kötü örneğin sayısı maalesef çoğalıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.