Yeraltından S.O.S (Bakış Açısı - Selami Mutlu)
Özelleştirmeye kurban verilen maden ocaklarımız maalesef daha fazla kazanç elde etme insafsızlığına terk edilmiştir. Şayet, yöneten siyasi iradeye yakınsan...
Özelleştirmeye kurban verilen maden ocaklarımız maalesef daha fazla kazanç elde etme insafsızlığına terk edilmiştir. Şayet, yöneten siyasi iradeye yakınsan ve oradan ihale-maden ocağı-tesis kapmışsan gelsin nemalar. Devlet bakar ama görmez, yasalar kağıt üstünde vardır ama işlemez. Fazla konuşursan gerçeği objektif olarak bile seslendirirsen, çıkar cüppeni-ceketini erkeksen çık meydana denir.
Sistem dediğimiz olay böyle işlemektedir. Adı da vahşi kapitalizmdir. Onun sözcüleri ve temsilcilerine göre de para ve kar her şeydir. İnsandan da, insanlıktan da önce gelir. Neden bu sömürgen sistemin onu yaşatan ve varlığını sağlayan sermayenin kankası olmuş siyasetçilerin suçu ve sorumluluğu yok? Ölen ölür kalan sağlar bizimdir, biz kazancımıza bakarız derseniz sonuçta bu iş ihmalden çıkar cinayete, katliama dönüşür.
19 yıldır Uluslararası Maden Güvenliği sözleşmesini imzalamazsan, yeraltı yaşam kaçış odaları kurmazsan, acil çıkış asansörleri yapmazsan, ihmal edip güvenlik tedbirlerini almazsan, sonuçta ölümcül ve de kayıp oranı yüksek olur. Bu koşulları hayata geçirmeyen bir tek Türkiye-Pakistan-Afganistan kaldı. Peki neden imzalanmaz ve uygulamaya konmaz? Çünkü işverene belli yükümlülükler getiriyor. Maliyeti artırıyor. Uluslararası denetime açıyor. İşlevlik kazanmış sendikal denetime açıyor. Maden ocaklarında ucuz işçilik ücretleriyle taşeron işçi çalıştırılamıyor. İş sağlığının ve güvenlik önlemlerinin alınmadığı koşullarda çalıştırılamıyorlar.
Neden? Daha fazla kar, daha az ücret, daha fazla verim. Sistem bunu gerektiriyor. Türkiye ölümle sonuçlanan maden kazalarında başı çekiyor. Dünya devi Çin de 7 milyon maden işçisi var. Türkiye de 48-50 bin arası maden işçisi var. Kaza ölüm oranı bizde onlardan 5 kat fazla. Sadece Soma’da 5000’nin üzerinde iş kazası var. Türkiye de iş kazaları AB’nin de 8. 5 katı. TÜİK verilerine göre 2002-2013 yılları arasında toplamda 880 bin iş kazası oluyor. Yani günde 219 iş kazası. Kazalarda ölen işçi sayısı 13 bin 442. Bütün bunlara iş kazası deyip geçmek kader bahanesi üretmek çözüm değil. Bilime ve teknolojiye ağırlık vermek gerek. Sayısı bile günlerce zorluklarla belirlenemeyen kayıpların temel nedeni kar hırsı-kotasız-kuralsız üretim…
Şimdi artık siyasi demeçler peş peşe gelir, timsah gözyaşları dökülür. İşin fıtratı budur. Burada ölmekte var denir, yaslar tutulur, maddi karşılığı sağlanmaya çalışılır ve sonra unutulur diğerleri gibi. Bizim gerçeklerimiz Soma’da yaşadıklarımızsa o zaman büyük laflar etmeye gerek yok. Milletimizin başı sağ olsun. Ölen işçi kardeşlerimize rahmet diliyorum, ailelerine sabır diliyorum.
Yas tutup destan yazmanız, timsah gözyaşlarınız dindiyse, alacağınız tedbirleri görelim bakalım. 2011 yılında Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun Madenlerle İlgili hazırlayıp Başbakanlığa gönderdiği raporun hasıraltı edilmesine benzemesin!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.