Alaattin Karaer

Alaattin Karaer

YAŞAYAN TARİH BEYPAZARI -1

YAŞAYAN TARİH BEYPAZARI -1

1-001.jpg

Evdeki hesap çarşıda uymadığı gibi, gezilerde de farklı olmuyor. 

    Çünkü günler öncesinden araç ayarlanıyor. Gideceğiniz yer hakkında bilgi ediniyorsunuz. Günü birlik gezi ise sabah öğle, akşam yemekleri birlikte yenmesi gerekiyorsa ona göre önceden tesislerle görüşmeler yapıyorsunuz. Son güne yakın gitmekten vazgeçenler oluyor. Gün gelip çatıyor. Sabah erken gitmek gerekiyor ki gündüz gözüyle gezebildiğiniz kadar gezesiniz. En önemli sorunlardan biriside o günkü hava durumu. Kendi aranızda da, tur şirketleriyle de yapsanız çok fark etmiyor sonuç. Hafta sonu gideceğimiz Beypazarı yağışlı görünüyor.

    İşte bir hafta sonu Pazar günüde, önceden karar verdiğimiz gezimiz başlamak üzere…

    Şoförle konuşuyoruz. Sabah saat 06.10 gibi bizi alırsanız, diğer katılımcılardan birkaçını evden alıp toplu buluşacağımız noktada birleşip saat 06.30 da hareket edeceğiz.

    Biz saat 05.00’de uyanıp hazırlanmaya başlarken, Yurdanur Duman’dan saat 05.10 da mesaj biz hazırız. Allah Allah diyorum kendi kendime. Bir saat önceden hazırlanmak niye derken, telefonum çalıyor. Şoför;

  • Abi ben geldim, evin önündeyim.
  • Kardeşim daha saat 05.10. Neden erkenden geldin ki. Saat 06.10 demiştim.
  • Abi saat 06.10.

Telefonuma yeniden bakıyorum, saat 05.10.

Eşime sesleniyorum. Şoför gelmiş aşağıda bekliyormuş. Saat 06.10’muş. O da hayret edip telefonuna bakıyor. Benim ki gibi telefonunun saati 05.10.

Şoför’ü arıyorum alınacak iki aileyi alıp toplu binilecek yere hareket etmesini, bizim de bu arada hazırlanıp kendi aracımızla yetişeceğimizi söylüyorum.

Aceleyle hazırlanıp çıkıyoruz. Toplu olarak binilecek Özel yaşam Hastanesinin önünde bekleyen minibüsü yetişiyoruz. Fakat eksikler var. Sabah ki saat olayını konuşuyoruz. Saatler geri akınmış. Bizim telefonlar değişmemiş falan. Ben çok anlamadığım için bir şey de diyemiyorum. Bizim gibi saat uygulamasına takılan geç kalanlar bekleniyor.

Gelmek isteyenlerden biriside vazgeçmiş. Neyse ki diğer birisi annesini getirmiş. Buna da şükür diyoruz.

Görüyorsunuz bir günlük gezinin, daha anlatmadığım detaylarını!

190 km.lik yolculuğumuz başlıyor.

    Kırıkkale- Ankara Akköprü’den İstanbul yolu. Ankara çıkışı Yenikent’e kadar biliyorum. Ancak ondan sonraki yolu hiç bilmiyorum. Yol çok güzel ve sakin. Ayaş’tan geçiyoruz. Termalleriyle meşhur Ayaş’tan geçiyoruz. Termelerle ilgili devre-mülk satışını yakından bilen oralara vatandaşları zaman zaman götüren şoförümüzle sohbet ediyoruz. Nasıl ayak oyunlarının döndüğü.

     Beypazarı’na yaklaşırken kahvaltı yapacağımız tesisi arıyoruz hazırlık yapması için.

     Şehir merkezine girmeden kahvaltı yapacağımız tesisin olduğu tarafa dönüyoruz. Dönüşte Beypazarı Maden Suyu Şişe amblemini ve çeşmesini görüyoruz. Bu çeşmeden maden suyundan halk ücretsiz yaralanıyormuş.

      Dostlar Tesisinin önündeyiz. Sonbaharın son günleri. Ağaçlar renk renk yapraklarını dökmeye başlamış. Hava serin, hafif yağışlı. Tesis ilgilisi kapalı mekanı hazırlamış. Girişte sobanın üzerinde semaverler bizi bekliyor.

2-001.jpg

Masalarda hazırlıklar yapılmış. Tabakların altındaki bastırılmış broşür ilgimi çekiyor. Kahvaltıya başlamadan, biz de bu arada Beypazarı’nı tanıyalım demiştim. Güzel hazırlanmış ‘Yaşayan Tarih Beypazarı’ bilgisini sizlerle paylaşalım.

    Ankara’nın kuzeybatısında bulunan Beypazarı; Hitit, Frig, Galat, Roma, Bizans, Selçuklu ve son olarak da Osmanlıların egemen olduğu tarihi İpek yolu üzerinde bulunan yerleşim merkezinden biridir.

        Beypazarı ilçesine ilk ismi Luwi’ler “Laganaia” olarak vermişlerdir. Kaya doruğu ülkesi anlamına gelen bu isim Beypazarı’nın konumunu ifade etmektedir. Günümüzde olduğu gibi o dönemde de çevre kentlerin ilgi odağı olan Beypazarı’nda büyük Pazar yerleri kurulmuş, halk alışveriş amaçlı bu pazarlara gelip gitmeye başlamıştır. Bu meşhur Pazar, ilçenin “Beypazarı” olarak anılmasına neden olmuştur.

    Verimli tarım alanları, doğal su kaynaklarının zenginliği, sarp yamaçlı tepelerle çevrelenmiş korunaklı bir konumda olması, Beypazarı’nı önemli bir yerleşim merkezi haline getirmiştir. İlçenin İpek yolu üzerinde bulunması ardında eşsiz bir tarihi zenginlik bırakmıştır.

    Beypazarı denince akla ilk gelen tarihi evleridir. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesine de konu olan Beypazarı Evleri; Cumbalı, üstünde guşgana adı verilen bir çatıdan oluşan iki üç katlı yapılardır. Evlerin iskeleti ahşaptır ve bu ahşap, tatlı kireç denilen malzeme ile sıvanmıştır. Odalarda ki kirli havayı ve nemi alan yöreye özgü bu malzeme, Beypazarı Evlerini farklı kılar. Tavan arasında ki zemin katlar taştan, geri kalan kısmı ahşaptan oluşan bu evlerin girişinde demir kapılı mahzenler bulunur. Tarih boyunca yangınlarla birçok kez harap olan Beypazarı’nda evlerin içindeki bu mahzenler kıymetli eşyaların saklanması amacıyla kullanılmıştır. Yine bu yangınlar nedeniyle binlerce yıllık tarihi Beypazarı’nda, mimari açıdan enerken tarihi konak 13. yüzyıla aittir. Sokaklarda iç içe yerleşim tarzı benimsenmiştir. Bu nedenle kapılar, pencereler ve guşganalar birbirine bakar şekilde düzenlenmiş, evler yerleşim olarak bitişik ve birbirine yakın inşa edilmiştir.

    Beypazarı Osmanlı mimarisi tarzındaki tarihi eserleri ve evlerinin yanı sıra 600 yıllık çarşısı bu çarşıda faaliyet gösteren zanaatkarları ve saray mutfağı tarzındaki yemekleri ile de Türk kültürünün tüm inceliklerini yaşatmaktadır.

    Gerek Beypazarı halkı gerekse Beypazarı’nı ziyarete gelenler, 15-200 yıl öncesinin hayat tarzını; havasıyla suyuyla, gelenek ve görenekleri ile en önemlisi, sıcacık insan ilişkileriyle 21. yüzyılın Beypazarı’nda yaşama fırsatı buluyorlar. İşte bunun adına “GEÇMİŞTE YOLCULUK” diyoruz.

    Geleneklerimizden gelen konukseverliğimizle sizleri; tarih ve doğal güzellikleri ile, el sanatları ile, saray mutfağı tarzındaki yöresel ev yemekleri ile guşganalı evleri ile, İNÖNÜ VADİSİ ile eşsiz güzellikteki Beypazarı’mızda “Geçmişe Yolculuk” yapmaya davet ediyoruz diyordu…

 

devam edecek…

Bu yazı toplam 2560 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Alaattin Karaer Arşivi