Üzerimize düşeni yapmalıyız
Saadet Partisi İl Başkanı Faruk Vurgun, Türk siyasetinde oluşturulan kutuplaştırma ve ötekileştirme politikasının ülke için en büyük problemlerden...
Saadet Partisi İl Başkanı Faruk Vurgun, Türk siyasetinde oluşturulan kutuplaştırma ve ötekileştirme politikasının ülke için en büyük problemlerden olan ekonomi, ahlaki erozyon ve Ortadoğu’daki gelişmelerden daha tehlikeli olduğuna dikkat çekti
HER KONUDA DÜŞÜNMELİYİZ
Vurgun, “Bu ülkenin gidişatıyla ilgili ciddi endişelerimiz var. Ekonomik gidişat, ahlâki erozyon ve Ortadoğu’daki karışıklık en büyük endişelerimizden biri var olan bu kutuplaşmadır. Bu kutuplaşmanın bertaraf edilmesi en azından asgariye düşürülmesi için herkesin üzerine düşeni yapması elzemdir” dedi. Yeni dönemle ilgilide açıklamalarda bulunan İl Başkanı Vurgun, bugün ülke olarak birçok sorunumuz olduğunu belirterek, “Fakat özellikle her seçim döneminde artan en büyük ve en tehlikeli sorunlardan biri de kutuplaşmadır. Bundan sonra başta yeni Cumhurbaşkanı olmak üzere bütün siyasiler üsluplarına daha çok dikkat etmelidir. Bu ülkeye verilebilecek en büyük zarar, insanları kutuplaştırmak, ayrıştırmak ve ötekileştirmektir. Çünkü bir ülke için en değerli şey Birlik ve Beraberliktir. Bunu da temin etmenin yolu ortak paydalarımızı çoğaltmak ve güçlendirmektir. Bu ülkede yaşayan herkes her konuda aynı düşünmek zorunda değildir” şeklinde konuştu.
KARAR VERİCİ MAKAM
“Hatta; ortak paydada buluşmak, olmazsa olmaz konularda beraber hareket etmek şartı ile bazı konularda farklı düşünmek farklı yaşamak zenginliktir. Biz sıradan bir ülke değiliz. Dünyaya bin yıl liderlik yapmış, şu anda bu potansiyeli olan bir ülkeyiz. Kendi içinde birlik ve bütünlüğü tesis edememiş bir ülkenin kendi sorunlarını çözmesi ve başkalarına faydalı olmasının düşünülemeyeceğini kaydeden Vurgun, devlet adamı olmanın ayırıcı vasfına uymalıdır. Unutmayalım ki siyasette karar verici makamında oturanların gerektiğinde ülkesini nefsinden ve partisinden çok sevemiyor veya önceleyemiyorsa ondan devlet adamı olmaz. Bunun yanında yine herhangi bir partilinin partisi yanlış yaptığında o yanlışa yanlış diyemiyorsa o partilinin de kendisine partisine ve ülkesine faydalı olması düşünülemez”
HAKARET, İFTİRA VE TEHDİT
Faruk Vurgun şöyle devam etti “Bir fikir sahibi fikrini anlatır veya savunurken, hakaret etmemeli, iftira atmamalı ve tehdit etmemelidir. Çünkü hakaretin, iftiranın, tehdidin olduğu ortamda barış, kardeşlik ve muhabbet olmaz. Bugün olduğu gibi gerginlik, kutuplaşma ve ancak ayrışma meydana gelir. Bu ülke Alevisi, Sünnisi ile Türkü, Kürdü,Lazı, Çerkezi ile solcusu sağcısı ile, liberali, muhafazakarı ile ortak paydalarda bir araya geldiğinde büyük bir güç ve büyük bir devlettir. Aksi taktirde kutuplaştığında egemen güçler için bir yem ve oyuncaktır” sözlerinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.