Halis Haktanır

Halis Haktanır

ÜŞÜMÜYORSUNDUR REİSİM

ÜŞÜMÜYORSUNDUR REİSİM

Hayat yolun karlı Boranlı, çalılı dikenli oldu. Yoluna setler çektiler, bentler yaptılar, seni yolundan döndürmek istediler. Aslan yüreğini, kartal bakışını Anadolu'nun toprağı üzerinden çekmek istediler, hedefin Nizam'ı aleme eriştirmek istemediler, ülkü yolunun hedefini şaşırtılmak istediler, cefakar Türk milletinin, mazlum insanlarının dertleriyle uğraşmanı istemediler, yalancılara, riyakarlara cephe açtın onu istemediler. Müslüman Türk özü doğru, sözü doğru dedin onu istemediler. Türk milletinin geleceği olan imanlı, milliyetçi, cefakâr, fedakar yetiştireyim dedin onu istemediler. Türk'ün Dünya üzerindeki yerini muasır devletler seviyesine çıkartalım dedin, hedef gösterdin onu istemediler. Hep yoluna engel oldular. Hapislerde yattın üşüdüm, işkenceler gördün üşüdün, üşürken bu asker bizim asker dedin şikâyetçi bile olmadın. Zindanlarda Allah’a karşı ibadetlerini bütün zorluklara rağmen yerine getirmeye çalıştın yine şikâyetçi olmadın. Üşüdün ama yüreğin yanıyordu, yürek vatan diyordu, yürek Nizam'ı alem diyordu. O yürek ülkücü maneviyatçı vatansever, ezan dinler bir nesil diyordu. Üşüyordun ama Allah ve peygamberinin ulvi sıcaklığı seni ısıtıyordu. Şükürler olsun diyordun. Zindanlardan suçsuz olarak çıktın. Hedeflerine koşar adımlarla başladın. Yiğittin, şerefli idin, yalan bilmez, gözü kara idin. Geleceğin başbakanı idin yolunu kestiler, hem de keş dediğimiz buz dağında karla kucaklaştın yine üşüttüler seni. Dağlarda parçaladılar. Yolunun, hedefine varmak istediğin ulvi yola ulaştırmadılar, karlarda üşüttüler. Reisim sen biliyordun ki bu üşüyüşün sonu cennet. Sonu Allah yolu, sonu peygamber dostluğu, cennetin güzellikleri, cennetin serinliği. Varmak istediğin gerçek yolu sen her zaman hedeflerdin ve bu hedefini yüce yaradanım eriştirdi. Karlar, zindanlar, soğuk koğuşlar, işkenceler geride kaldı. Hiç dönüp bakmadın. Ulaştın Allah'a, ulaştın hedefine. Şu anda üşümüyorsundur. Allah'ım rahmet eylesin. Ayrıldın, çok erken ayrıldın çok. Zamanında üşüyerek çıktın yola kavuştun Allah'a. Gelmez bir daha semin gibi ülkücü yiğit. Gelmez bir daha üşürken Allah'a şükreden bahadır. yazamıyorum, elim titriyor, gözlerim buğulanıyor ve diyorum ki...

 

Ömrün çileli, yılların ıstıraplı bilirim

Ülkücü olmak kolay değil, sezerim

Bu yolda ülkü devi reisim derim

Muhsin Yazıcıoğlu seni çok özlerim.

 

Belalar, çileler yıldırmadı ülkü devini

Allah yolundan ayrılmayacağına ederdi yemini

Onda başka sevgi yoktu, severdi memleketini

Sen çok verdin vatan, bayrağın beklediklerini.

 

Karlı dağlar seni çağırmış gidersin

Ömür havada biçilecekmiş nasıl bilesin

Helikopter havada parçalanmış, şehitlerdensin

Cennete yolculuk, peygamberlere selam edersin

 

Zindanlar buz keser, çok üşüdüm derdin

Karlı dağlara bir post, bir asa ile girdin

Hepimizi öksüz olarak çok geride koydun

İnanıyorum ki Yusuf peygamberi o dağlarda gördün.

 

Halis, ne yazarsın reisin dağlarda dondu kaldı

Ağlama anam şehidim diye birde haber saldı

Ülkücü, reisini kaybetti, garip öksüz kaldı

Peygamber sancağını alarak cennete daldı.

 

Bu yazı toplam 23544 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halis Haktanır Arşivi