ALİ AYDEMİR

ALİ AYDEMİR

ÜLKEMİZ, BU HALLERE DÜŞMEMELİYDİ

ÜLKEMİZ, BU HALLERE DÜŞMEMELİYDİ

Her alanda perişanlığın oynandığı ülkemizde eğitimin karma karışık olması, her gelen bakanın bir yöntem denemesi, tarikatların eğitim üzerinde ki etkileri içinden çıkılmaz problemlerle baş başa bırakmıştır.

Türkiye ve Türk Milleti üzerinde hain emeller taşıyanlar; emperyalist ülkelerin hazırladıkları projelerle eğitimimizi irtica alanında, Arap kültürünü,Afganistan kültürünü  ve inancını empoze etme için planlarını kuranlara karşı mücadele etmeyi, milli olmayı, yerliliği korumayı ilke edinmeliyiz.

Yirmi yıldır eğitim alanlarında o kadar acımasız, gaddarca uygulamalara şahit olduk ki, eğitimi delik deşik ettiler. Kafalarına, ilkelerine, siyasi görüşlerine uymayanları, Atatürk ce Cumhuriyet sevdalısı eğitimcileri, yöneticileri harcamak için her yolu denediler. Sakala ve türban göre hüküm verenler oldu. Öze değil, göze hitap edenler makbul sayıldı.

Öğretmenlerin ve diğer memurların sakalla,belikle, küpeyle, kot ve dar pantolonlarla toplum önüne çıkarılması utanç vesilesidir.Çoğu memurlar makamlarını korumak için bu rezalet kılıklara girmektedirler. Öğretmenle öğretmen yakışır kıyafette olmalıdır. Liyakat yerine mülakatla büyük yanlışlar yapıldı.

Kendi tarikatından ve kendi sendikasından olanları çeşitli yönetmelik değişiklikleriyle makamlara taşıdılar. Makam ve koltuk sevdalısı olanları da sendika değiştirtip liyakate bakmadan mülakat rezilliği ile projeleri uğruna istedikleri yerlere yerleştirdiler. Onurlu ve omurgalı, marka olmuş nice eğitimciyi harcamak için rotasyon kalıbıyla ya öğretmenliğe dönmeye mecbur ettiler.

Bazı idarecileri de başka okullara, ilçelere ve illere gitmek zorunda bıraktılar. Bazı başarılı idarecileri emekli olmaya zorladılar. Bu uygulamalar başta din görevlileri olmak üzere bazı kurumlara neden uygulanmadı?Bir milleti yok etmenin en önemli şartı eğitimi bozmaktır.

Kılık ve kıyafet keşmekeşliği her tarafa yayılırken disiplin kurallarını hiçe saydılar. Tarikatlarla yaptıkları protokollerle ana sınıflarına ders vermesi için imamları görevlendirdiler. Yeni yaptıkları protokollerle de ana okullarına haftada 6 saat din dersi verme dayatmasını uygulamaya koydular. Osmanlı idaresinde ki Sübyan Okullarını tekrar uygulamaya başladılar. 4-6 yaş arası kuran kursu adıyla milletten ve camilerden topladıkları paralarla gereksiz binalar ortaya çıkardılar. Bir nesli ilimden, fenden, çağdaşlıktan uzaklaştırmak için küçük yavruları güdümlerine aldılar.

Bu millet, A.K.P. iktidara gelmeden sanki dini bilmiyor, sapıklıklarla uğraşıyor gibi din adına politikalarını uygulamaya koydular. Bir İmam hatip furyası hızla çoğalmaya başladı. Bazı valiler çeşitli toplantılar yaparak imamlara, muhtarlara her eve, her mahalleye gidip imam hatip okulları için öğrenci bulmalarını pervasızca söylediler.

Ülkemizde ki diğer okullar sanki fitne yuvası, dinsizlik merkezleri gibi görmeye başladılar. Hutbelerde açıkça imam hatip okullarına kayıt yaptırılması için din adamlarını kullandılar. Bu zamana kadar kutlanmayan “Kutlu Doğum Haftası”, adıyla günlerce okullarda etkinlikler düzenlediler. Bu projenin bir Feto projesi olduğunun farkına vardıktan sonra bu etkinliği kaldırdılar. Milli bayramlarımızı adeta kuşa çevirdiler. Kadir Gecesi haricinde diğer kandil gecelerini ve mevlidi nebiye adıyla yeni yeni etkinliklerin uygulamaya koydular.

Tarikat şeyhlerinden icazet alan devlet büyükleri, ilim, fen ve uygarlık alanlarında yapılması gerekenler yerine hurafelerle, batıl inançlarıyla eğitime darbe vurmaya çanak tuttular. Demokrasiyi rafa kaldırıp, konuşma ve düşünce özgürlüğünü kısıtlayan yöntemlerle ülke yönetmeye çalışanları, yanlışta söylese, alkışladılar. Gerçekleri söyleyenleri ve yazanları kıskaca aldılar. Hapishanelere koydular.

Haksızlıkları gördükleri halde söylemeyenler, geleceklerinden endişe edenler ve yakınlarının işten çıkarılma korkusu taşıyanlar ne yazık ki susmak zorunda kalıyorlar. Medyayı istedikleri gibi kullandılar.İktidarın yanlışlarını, ihanetlerini yazar,anlatan medya kuruluşlarına yağmur gibi cezalar yağdırdılar.

“Zulümle abat olanın, sonu berbat olur.” Sözünü atalarımız boşuna söylememiştir. Bu milletin yumuşak karnı olan din duygularını körükleyip amaçlarına ulaşmak isteyenler, kendi milletine zarar vermekten vazgeçsinler.Bu güzel ülke hiçbir zaman Araplaşmayacak, Afganistan'a dönmeyecektir.Ülkeyi tarikatların ve mafyanın cirit attığı hale getirdiler. Sadat gibi gizli silahlı kuvvetler kurdurdular. 8.000 trollerle devlet içinde devlet kurdular.Zengin ve fakir sınıf yarattılar.İstanbul seçimlerinin intikamını almak için vicdana ve kitaba sığmayan girişimde bulundular.

                Milli ve yerlilikten tamamen uzaklaştılar.Üretim yapan kurum ve kuruluşları ya kapattılar, ya da sattılar. Görkemli yapılarla birilerini zengin ettiler.Devlet kesesinden bunlar beslendiler.Faili meçhul cinayetler çoğaldı. Torbacılar ve Baronlar en önemli kişilerle poz verdiler.Dürüst görev yapanları bir çırpıda sürgüne gönderdiler.

Türkiye’m, iyi olmalı, İyi olacak. Hak ettiği yerleri mutlaka bulacaktır.Koltuklara yapışanlar; o makamları terk edecekler ve hesap vereceklerdir.

 14.01.2023. Ali Aydemir. Araştırmacı gazeteci

Bu yazı toplam 4346 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ALİ AYDEMİR Arşivi