TÜRK SÜSLEME SANATLARI (3)
16. yüzyıldan başlayarak Gördes, Kula, Milas, Uşak, Ladik, Kırşehir, Sivas, Osmanlı Döneminin nitelikli halı üretim merkezleri olarak ün kazanmışlardır....
16. yüzyıldan başlayarak Gördes, Kula, Milas, Uşak, Ladik, Kırşehir, Sivas, Osmanlı Döneminin nitelikli halı üretim merkezleri olarak ün kazanmışlardır. Bu merkezlerde dokunan halıların renk, motif, kompozisyon gibi farklılıkları olmakla birlikte, Türk düğümüyle ve yün ipliğinden dokunmaları ortak özelliklerini oluşturmaktadır. (12)
Gördes halılarında kimi zaman ipek atkı ipliği de kullanılmıştır. Bu halılar genellikle mihraplıdır. Mihrabın iki yanında birer sütun bulunur, bunlara Marpuçlu Gördes denir. Mihrabın üzerinde ibrik ya da kandil motifi asılıdır. Fildişi zemin üzerine çift mihraplı olanlara Kız Gördes denir ve genellikle çeyiz olarak dokunur. (13)
Kula halıları çoğunlukla seccade tipindedir. Külmüncü (Kömürcü) Kula, Gemili Kula ve Dua Kulası gibi çeşitleri vardır. Milas halıları daha çok seccade tipinde dokunur. Motifler stilizedir. Nişteki bir sekizgen içine yerleştirilmiş sekiz köşeli yıldızlar ve baklavalar tipik motiflerdir. Uşak halıları, 16-17. yüzyıllarda en parlak dönemini yaşamıştır. Beyaz zemin üzerine madalyon ve yıldız motifli olanlar bu dönemde çıkmıştır. 17. yüzyılda beyaz ya da fildişi zemin üzerine çintemani ve stilize yaprak motifli halılar yaygınlaşmıştır. Lâdik halıları küçük boyutlu halılardır. Lâle ya da haşhaş motifi karakteristik özelliğidir. Kırşehir halıları küçük boyutludur, mihraplı ve manzaralı seccade tipleri yaygındır.
MİNYATÜR SANATI Minyatür sanatı, çok ince işlenmiş ve küçük boyutlu resimlere ve bu tür resim sanatına verilen genel addır. Minyatür sözcüğü Ortaçağda Avrupa'da elyazması kitaplarda baş harfler kırmızı bir renkle boyanarak süslenirdi. Bu iş için, çok güzel kırmızı bir renk veren ve Latince adı "mini-um" olan kurşun oksit kullanılırdı işte minyatür sözcüğü de buradan türemiştir. (14) Minyatür resim aynı zamanda "nakş" diye de isimlendirilmiştir. Bunları yapanlara da "nakkaş" denirdi. Geleneksel Türk sanatlarından biri olan “minyatür”, 8. ve 9. yy’a ait olan ve Uygur merkezlerinden günümüze gelmiş olan Türk sanatı örneklerinden biridir. Nakkaşlar tarafından, kâğıt, parşömen, fildişi gibi nesnelerin üzerine boya ve yaldızla süsleme şeklinde yapılır. Çok ince işlenerek ve küçük boyutlu olarak çalışılır(15) Nakkaş denen minyatürcü bir tabaka has kâğıt (sırf pamuktan yapılmış kâğıt) alır bir mermerin üzerine yayarak parlak bir cisimle (mermer fildişi) sürte sürte düzleyip parlatır. Tıpkı freskler ve halılar gibi minyatürlerde de kök boyalar kullanılırdı. Eski minyatürlerin bugün bile parlaklıklarını korumaları hayranlık vericidir. Minyatür yerini yavaş yavaş bildiğimiz anlamda çağdaş resme bırakmaya başladı. Ama batıda olduğu gibi ülkemizde de geleneksel bir sanat olarak varlığını sürdürmektedir. Prof. Dr. Süheyl Ünver’in çabalarıyla tekrar gün yüzüne çıkmıştır. Minyatür resmin çok güzel anlatıldığı bir sanattır. (16) (Devam edecek…) Resim-Türk Minyatür Sanatından Örnekler 12- Şerare Yetkin, Türk Halı Sanatı, İş Bankası Yay. İstanbul, 1974 13-Şerare Yetkin, Tarihi Türk Halıları, İş Bankası Yay, İstanbul, 1981 14-(Cahide Keskiner, Minyatürler Kitabı, Zeytinburnu Belediyesi Yay. İstanbul, 2011 15-Şerare Yetkin, Anadolu’da Türk Çini Sanatının Gelişmesi, İ.Ü. Yay. İstanbul, 1972 16-Banu Mahir, Osmanlı Minyatür Sanatı, Kabalcı Yay. İstanbul, 2000
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.