(Tükeniyoruz/Tüketiyoruz)Dilek Alkan ÖZDEMİR
Sanatın düşmanı bilgisizliktir. Ben Johnson Kalan senelik iznimi kullanmak üzere Kasım ayının ikinci haftası İstanbul’dayım. Hafta sonu...
Sanatın düşmanı bilgisizliktir.
Ben Johnson
Kalan senelik iznimi kullanmak üzere Kasım ayının ikinci haftası İstanbul’dayım. Hafta sonu da eşim gelecek birlikte dönecektik. Taksim’de karşıladım kendisini. Daha eve uğramadan Beyoğlu İstiklal caddesinden gidelim, gezmiş oluruz dedi. Elimizde valizle yürüyoruz… Hafta sonu kalabalığı… Hava kapalı, yağmur çiseliyor… İnsanlar üstümüze üstümüze geliyorlar sanki! Adım başı, tek çocuklu, iki çocuklu, üç çocuklu kaldırımda, yol kenarında dilenen kadınlar… İnsanlık dramı tek kelimeyle! Geçen yıl Aralık ayında gezdiğim, İstanbul Tünel Ziraat Bankası Sanat Galerisine attık kendimizi elimizde valizle! Giriş alt kattaki Dilek Alkan Özdemir’in sergisini geziyoruz. 10.11.2014-28.11.2014 tarihleri arasında sanatseverlere açık olan Tüketiyoruz/Tükeniyoruz Seramik Sergisi… Tanıtım kitapçığına da bir yandan göz atıyordum. Sergilenen tüm eserler vardı kitapçıkta! 1970 Eskişehir doğumlu. Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü Lisanslı, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Seramik ASD Master Programı Yüksek Lisanslı, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Seramik ASD Sanatta Yeterlilik Programı Doktoralı bir sanatçımız. 18. yüzyılda İngiltere’de buhar makinasının bulunmasıyla ortaya çıkan sanayi devrimi, 1970 den sonra Avrupa ve Amerika’ya yayılmasıyla insanlık tarihi süresince en önemli gelişmelerden biri olmuştur. Teknolojideki bu inanılmaz gelişmeler yeni sanayi kollarının açılmasına yol açmıştır. Dolayısıyla üretimde çok büyük artış sağlanmış, daha çok mekanik güce, daha fazla hammaddeye ihtiyaç duyulmuş, daha çok mal üretilmiş, daha çok satıcı oluşmuş, daha çok insan çalıştırılan daha büyük firmalar oluşmuştur ve sonuçta sistem daha çok TÜKETİCİYİ doğurmuştur. Birey, hayatını sürdürdüğü toplumda üretimin artmasıyla inanılmaz bir şekilde tüketime yönlenme başlamıştır. İçinde bulunduğumuz çağda tüketim çılgınlığı, üretimin inanılmaz boyutlara ulaşması ve binlerce yeni ürünün piyasaya sürülmesi ile kendini göstermektedir. Bu anlamda toplum için yeni yaşam alanları yeni bir yaşam kültürü oluşmasından ziyade para ve gücün egemen olduğu baskın bir sistemin oluşturulduğu görülür. Bu oluşum beraberinde “hız”ı da getirir ve bireyi bir kovuşturmanın içine sokar. Birey yaşama yetişme kaygısıyla tatminsiz, mutsuz ama bunun bile farkında olmayan, sanki bir savaşın içinde sevgileri, arkadaşlıkları, yiyecekleri, köyleri, kentleri her şeyi tüketir duruma gelmiştir. Bütün dünya, çocuklarının aynı oyuncaklarla oynadığı, aynı köftelerin, pizzaların yendiği, aynı kıyafetlerin giyip aynı müziklerin dinlendiği bir hale gelmiştir. Global bir dünya oluşturulması gerekirken, özel mülkiyete yönelik, yüksek kar elde etmeye dayalı bir sistem oluşmuştur. Buda gezegendeki insanların çoğunun yaşam standartlarını düşürürken, küçük bir azınlığın büyük ölçüde zenginleştiği bir durumu yaratmıştır. Bu süreç içinde, insan nesneler tarafından kuşatılmış hale gelmiştir, hazır giyim ve besin maddeleriyle dolu şıkır şıkır vitrinler, yiyecek ve giyecek şenliği içindeki tüm caddeler insanın ağzını sulandıracak büyülü bir ortam sunar. Tüketimin güncel merkezleri devleşmiş AVM’ler ise çok başka bir anlama sahiptir alış veriş yapmak, film izlemek, sergi gezmek, kafe, yemek salonu, sinema fitness, kısaca sanatın, eğlencenin, mevsim ve saat ne olursa olsun insanın gökyüzünü görmeden başka bir dünyadaymış gibi yaşadığı yerlerdir. Aslında AVM’ler bir “kaleydoskop” gibidir, her şeyi içine alır ve onların inanılmaz cazip bir biçimde dağılımını sağlar. Kısaca dünyamız, tüketim ve tüketim eleştirisi üzerine dengelenmekte, tek düze bir tüketim kültürü yaşanmaktadır. Bu anlamda aslında sistem çok büyük çark biz insanlar da bu çarkın parçalarıyız. Hoşnutsuzuz, arayış içindeyiz ama bu öyle bir döngü ki kurtulmak istedikçe çıkamıyoruz belki de bir kısmımız çıkmak bile istemiyor artık. İşte bu noktada toplumda sözü edilen kişilerin, toplum liderlerinin, topluma yön verenlerin, medyatik kişilerin politikacıların, sanatçıların…. Daha duyarlı olup, yeniden düşünüp yeniden üretmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda oluşturulan sergide “tüketim” konusuna dikkat çekilmek istenmiştir. Yapılan seramik çalışmaların genelinde, artık hayatın rutini olan TÜKETİM tanımlanırken, her birinin özelinde ise çok tanıdık, yaşamımızın içinde olan objelerle, yaşam ve yaşam hızın birbirinin içine geçmiş bir yapı sergilediği hayatın bir koşturma ile tüketilerek bitiriliyor olması tanımlanmıştır. Uluslararası Bilimsel Toplantılarda Sunulan ve Bildiri Kitaplarında Basılan Bildirileri, Ulusal Hakemli Dergilerde Yayınlanan Makaleleri, Ulusal Hakemsiz Dergilerde Yayınlanan Makaleleri ve sergileri olan sanatçımız… Sergileri; Antalya, Eskişehir, Ankara, İzmir, Bozüyük, Meksika, Tokyo-Aoyama Gren Gallrery Japonya, Münih-Almanya… Muammer Çakı 2004 Uluslararası Seramik Yarışması Serbest Daldı Başarı Ödülü, 2004 İzmir Rotary Kulübü VIII. Altın Testi Yarışması, Özel Ödülü, İZMİR, 2002 İzmir Rotary Kulübü VII. Altın Testi Yarışması, III.Ödülü, İZMİR, Başarılarının devamını diliyoruz!28x11x40 cm.
Şamotlu Çamur serbest şekillendirme 1200 °C de sırlı 760° C dekor pişirimi.
Alışveriş poşetleri, tüketimi ve tüketim hızını en iyi tanımlayacak objelerden birisidir. Hemen hemen her gün her yerde kullandığımız alışveriş poşetleri, Çevre Koruma ve ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı’nın açıklamasına göre dünyada 1 yılda 1.000.000.000.000 adet tüketilmektedir.40x130x70 cm.
Şamotlu Çamur serbest şekillendirme 1200 °C sırlı pişirim.
Karıncalar bir yiyecek bulduklarında belli bir koku salarak yuvalarına dönerler ve sonra o kokuyu takip ederek buldukları yiyecek ve yuvaları arasında gidip gelen bir davranış sergilerler. Bizler aslında karıncalar gibiyiz, hemen hemen hayatımızın büyük bir kısmını AVM’ler işimiz ve evimiz üçgeni içinde geçiriyoruz. İnsanların günümüzde AVM’lerde hayatlarını sürdürmesi, birbirini bir sürü halinde takip eden karınca ordusu biçiminde yorumlanmıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.