Tayfun TALİPOĞLU
Savaş, büyük bir rant oluşturduğundan, barışı korumak da o denli zor olmakta.
Tayfun TALİPOĞLU
Babamla artık konuşamadığımız için, her akşamüzeri Kayseri’de yaşayan, annemi ararım.
Çünkü babam konuşamıyor. Hafızası yerinde, sağlığı da fena sayılmaz, fakat konuşma merkezinde oluşan sorun yüzünden birkaç yıldır sıkıntılı!
Benim torunum olduğu halde, 85 yaşındaki annemin kuzusuyum.
Telefonu açar açmaz, söyle kuzum der!
Anneler ve babalar için bizler hep kuzu olarak kalacağız, yaşımız ne olursa olsun.
Bende alıştım herhalde, iki aylık torunumu severken; kuzumun kuzusu diye seviyorum.
Dün annemi aradığımda;
- Kuzum, gadasını aldığım senin sesin kötü geliyor, yine ağrın mı var!
- Yok! Yok! Havalar biraz soğukta ondandır.
- Senin tüm ağrıların dertlerin bana geçsin kuzum! Daha senin yaşın ne başın ne!
İşte böyledir büyükler, özellikle anneler. Ben 60 yaşındayım. Onun gözünde herhalde 6 yaşındayım.
Hepsinden acısı da ölüm!
Bir ayrılık, bir yoksulluk bir, de ölüm!
Ayrılığı, yoksulluğu yaşamasak ta, ölüm kaçınılmaz herkes için. Hepsinden acısı da ölüm!
Sabah hazırlanıp evden çıkarken, eşim Tayfun Talipoğlu ölmüş demez mi!
Nasıl ne zaman diyebildim.
Gece haberlerinde duymamıştım.
Gece geç saatlerde yakalamıştı ölüm onu!
Hayat hikayesine baktığımızda, Bir ayrılık, bir yoksulluk bir, de ölüm! Tayfun Talipoğlu’yla bütünleşiyordu.
Bir şiirinde beni anlatıyordu, sizi anlatıyordu, bizleri anlatıyordu, insan olanı anlatıyordu kısaca…
Yaşamı Ertelemek
Beni her ölüm etkiler.
Tanımasam bile üzülürüm
Yitirilmiş ümitlere...
Hiç gerçekleşmeyecek ideallere,
Yaşanmamış sevgilere üzülürüm...
Bu yüzden, korkarım yaşamı ertelemekten.
Ne yapılması, ne söylenmesi gerekiyorsa
Söylenmeli, yapılmalı.
Seviyorsanız, sevdiğinizi bugün söyleyin.
Sevdanızı bugün yaşayın.
İşinizde yapılacak ne varsa
Bir an önce yapın.
Yarın çok geç olabilir...
Bir anda bitebilir her şey.
Yaşamak için acele edin bence.
Kısa yaşanmışlıklar,
Yaşanmamışlıklardan daha iyidir.
Geriye dönüp baktığınızda "keşke"ler
Çoğunlukta olmasın.
Uzun vadeli hedefler için bile
Bugünden harekete geçmeli.
Yarınlar çok uzakta olabilir.
Daha okulda başlamıyor muyuz
Ertelemeye yaşamı?
Hep yarına yatırım, bu günü sonra
Yaşamacasına...
"İşe gireyim, sonra..."
"Evleneyim, sonra..."
"Çocuklar büyüsün, sonra..."
"Emekli olayım, sonra..."
Sonra...
Sonra...
Sonra...
Bu sürecin başında, ortasında,
Yaşam her an sona erebilir.
Sonrası olmayabilir.
Fedakârlıklar güzel ama unutmayalım:
Herkes kendi hayatını yaşar...
Ertelenen
sevdaların
bedelini
ödemiyor yaşam.
Gazeteci, televizyon yapımcısı Tayfun Talipoğlu, 1962 yılında Kars'ta doğdu. İlkokulu Malatya Şeker İlkokulu ve Eskişehir Yunus Emre İlkokulu'nda okudu. Ortaokulu Eskişehir'de, liseyi Ankara Atatürk Lisesi'nde tamamladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden 1983 yılında mezun oldu. Siyasi görüşleri nedeniyle kaymakam yapılmadı ve bu süreçte kargoculuk, Ankara düğün salonlarında ve pavyonlarında orkestra solistliği gibi birçok değişik iş yaptı. Milliyet Gazetesi'nde muhabir olarak başladığı gazetecilik yaşamına önce Star1'de, sonra ATV'de haber muhabiri olarak devam etti. 1995 yılından itibaren önce ATV'de, 1999'dan beri de NTV'de Bam Teli programını hazırlayıp sunarak mesleğine devam etti. Takvim, Yeni Yüzyıl, Cumhuriyet gazetelerinde köşe yazarlığı da yapan Talipoğlu, Haziran 2008'den itibaren TRT-1 de Bam Teli programının yanı sıra Nasılsınız isimli bir tartışma programı vardır. Aynı zamanda Ekim 2007'den beri UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçisi'ydi. 2015 Genel Seçimleri'nde CHP'nin 5. sıradan Aydın Milletvekili adayıydı
Benim Yolum, Ne Çoktular Ne Kadar Çocuktular, Eskiyen Yüzümün Yeni Gülümseyişi, Çoluk Çocuk Yazıları, Eşekle Gelen Aydınlık yayınlanmış kitaplarıdır. Seyyah ve Bam Teli Yol Müzikleri adlı şiir ve türkü kasetleri de vardır.
Anadolu'nun sesi, yüreği güzel insan, zamansız ayrıldı aramızdan.
Bam telimiz sızladı..!
Seyyahımız gitti...
Yol türküleri öksüz kaldı...
Yolların hikayesi yarım kaldı...
21 Mart 2017 tarihinde gece İzmir’de fenalaşıp hastaneye kaldırılan Tayfun Talipoğlu 55 yaşında aramızdan ayrıldı.
Ailesinin ve sevenlerinin başı sağ olsun!
* * *
Gadasını almak: Anadolu’nun pek çok yörelerinde; özellikle büyüklerin küçükler için, sevgisini belli etmek amaçlı kullanılır. “Dertlerin benim olsun” , “sana bir şey olmasın”, günahların benim olsun”, derdini, tasanı, üzüntünü alayım gibi… Çok amaçlı anlam taşır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.