SÜMER’İN, ESKİ MÜFTÜ HASAN ATÇI İLE PAZARLIĞI
Mucur'da unutulmaz o kadar çok anılar var ki; anlatmakla bitmez. Bu anılardan biride eski Müftülerden Hasan ATÇI ile Sümer'in Müdürü Mehmet GÜRSES arasında...
Mucur'da unutulmaz o kadar çok anılar var ki; anlatmakla bitmez. Bu anılardan biride eski Müftülerden Hasan ATÇI ile Sümer'in Müdürü Mehmet GÜRSES arasında geçen bir sözleşmeden bahsedeceğim. Hasan ATÇI 'nın şakaları çok sevdiğini, hele fıkralar anlatmada ve dinlemede merakını Mucur'da herkes bilir. Huyunu bilenler kendisine şaka yapmayı alışkanlık haline getirmişlerdi. Sümer' in Müdürü Mehmet GÜRSES' in de anlattığı fıkralarla, dinleyenleri kahkahalara boğduğu bilinmektedir. Daire amirlerinin bir kutlama sırasında kendisinden bir fıkra anlatmasını istediler. Kendisi de," Anlatırım ama benim anlatacağım fıkra, müstehcen olur." Sözü üzerine, eski Kaymakamımız, şu cevabı yerine oturtmuştur. "Mehmet Bey, senin anlatacağın fıkralarda müstehcen olmayanı var mı?" Mehmet GÜRSES, içkiyi bırakacağına söz veriyor. Bunun içinde tanıdığı dostlarına ve daire amirlerine bir tava ziyafeti vereceğini, sonra da içkiyi ağzına koymayacağını duyuruyor. Tabi fıkra arkadaşı Müftüye' de davetini yapar. Müftü, bu duruma çok sevinir. Mehmet Bey'e şu teklifi götürür. "Seninle bir antlaşma yapalım, cumaya gel, cuma namazı kıldığını gözümle görmek istiyorum." demesi üzerine; "Vaaz verirken benim içkiyi bırakacağımı söyleyeceksin ve dua edeceksin sözü üzerine; "Sakın öyle bir şey benden isteme, yakışık almaz." Diye sıkı sıkı tembihler. Teklifi kabul eden Mehmet GÜRSES, abdestini alıp Çarşı Camiye girer. Cemaati yara yara ön safta bir yer bulup araya sıkışır. Hasan ATÇI, cuma vaazına başlamış, sakin sakin devam ederken; birden ön safta oturan Mehmet GÜRSES' i görür. Müftüde tedirginlik başlar. Diz üstü oturmaya alışık olmayan Mehmet Bey, dizlerinin yerini değiştirmek için hareket edince; müftü soru sorulacak diye, vaazı kesip hemen, "Muhterem cemaat, hep birlikte Kelimeyi Şahadet getiriyoruz." diyerek Mehmet Bey' e konuşma fırsatı vermemek düşüncesindedir. Mehmet Bey, oturuş şeklini değiştirdikçe, müftü "Şevk ile bir daha " deyip kelimeyi şahadetle soruyu engelleme yolunu tutuyor. Gözü hep Mehmet Beyde olan müftü, her kıpırdanışta, ayak değiştirmede, sorudan korkan müftü hiç bir vaazında kullanmadığı kadar Kelimeyi Şahadet kullanıp, tüm camide ki cemaate de defalarca Kelimeyi Şahadeti getirtiyor. Yaptığı sözleşmeye de bin pişman oluyor. Mehmet GÜRSES, gülmemek için kendini zor tutuyor. Namaz başlamadan önce, ön saftan kalkarak, arka sıralarda namazı tamamlıyor. Herkesten öncede camiden çıkıyor. Aradan bir kaç gün geçtikten sonra bir yerde karşı karşıya geliyorlar. Büyük bir tedirginlik yaşayan Müftü, söyleyeceklerini peşi peşine sıralamaya başlıyor: "Mehmet Bey! Allah'ını seversen, sen içkiyi de bırakma, istersen uyuşturucuda iç, namazda kılma, camiye de, gelme. Mucur'dan da, Kırşehir'den de uzaklaş. Yurt dışına mı gidersin? Uzaya mı gidersin? Nereye gidersen git, beni rahat bırak. Senin yüzünden tam on iki defa soru soracaksın diye tüm cemaate Kelimeyi Şahadet getirttim". DERLEME: Ali Aydemir- 13.11.2016 Not: Mehmet GÜRSES' in kendi anlatımından.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.