SU TERTİSİ.
YIL 1964-1965 Yılları arası. Nokta mevki,Kırıkkalenin doğu ve kuzey doğuya yolcu taşıyan otobüslerin müşteri alıp indirdiği yer. Ben yaşta olanlar bilirler. O durakta simit satılır,su satılır,açma, çitlek, ayva v.s. Öğrencilerde bir şeyler satarlar harçlıklarını çıkartırlardı. Orada topal Lütfü dediğimiz abimiz vardı.( o zaman simsar derlerdi). Topal Lütfümüz hangi saatte,hangi şehrin hangi şirketin otobüsünün geleceğini bilirdi. Noktayı anlatmak uzun sürer. Ben su testisine geleceğim. Meraklandım: bende su satayım dedim. Anneme yalvardım anne bana bir testi alda su satacağım dedim. Annem hayır oğlum babab kızar siz okulunuza devam edin. Ben çok yalvardım. Annemi zorla razı ettim. ( 2,5) ikibuçuk liraya nir tedti aldık. Sevinerek nokta cami'i şadırvanından su doldurdum . Testi pırıl pırıl parlıyordu. Sevinçle noktaya vardım. Otobüs beklemeye başladım. Çok heyacanlı idim. Lütfü abi bağırmaya başladı. Çorum Çorum. Otöbüs ağır ağır durdu. İnenler vardı bineceklerde vardı. Satıcılar hemen otobüsün içine daldılar. Bende bindim,heyecandan ellerim titriyordu iki bardağı beş kuruş buz gibi su. Foter şapkalı,güzel giyimli nir beyfendi sucu! Buyur abi su ver. Suyu verdim gözlerim ellerindeydi..suyu içti ceplerini karıştırmaya başladı anlaşılan bozuk parası yoktu. Ben hala ellerine bakıyordum. Çünkü ilk su satıp beş kuruş alacaktım. Adam,evladım bozuk yok dedi, ben israr ettim ver beş kuruşu. Adam yine yavrum vallahi yok. Ben yine olmaz dedim. Bu arada otobüs ağır ağır yürümeye başladı,ben illada beş kuruşum diyordum. Muavin bizlere sesleniyordu inin lan!. Otobüs eski camlı köşk dediğimiz camları sürgülü otobüslerdi. Arabadan bütün satıcılar indi ben hala beş kuruş diyordum. Otobüs yürüdü muavin geldi,camı açtı,elimden testiyi aldı camdan aşağıya attı. Trsti parça parça oldu. Benim ensemden tuttu,arka kapıya getirdi kapıyı açtı in lan aşağıya eşşek oğlu eşşek diyerek yere fırlattı yere kapandım. Üst baş toz duman. Kırık testinin yanına vardım,testiye baktım,yürüyüp giden otobüse baktım,alamadığım beş kuruşu düşündüm. Neyse bunlar olduda ben anneme ne diyeceğim korkusu sardı. Kötü kötü eve geldim,annem bahçede leğen içerisinde çamaşır yıkıyordu. Bana bir baktı hani testi? Ne yaptın? Diye sordu. Durumu anneme anlatıyordum,yanında bir kiloluk zeytin yağı tenekesi vardı. Onu kaptığı gibi bana fırlattı. O teneke tam anlıma denk gelmezmi. Anlımdan kanlar yürüdü. Sadece şunu duyar gibiydim." Eyvah oğlan öldü" etraftan sesler geliyordu" tuzlu yağ getirin,yaraya basalım" ne kadar yattım bilemiyorum. Gözlerimi açtığımda magallenin yaşlı kadınkar anneme kızıyorlardı. İki buçuk liran batsın,seni kurtarırmı,testi kırılırsa kırılsın. Annem mahsun sezsiz sezsiz bana bakarken gözlerimi açmışımki annemin gözü ile karşı karşıya geldim. Su dedim. Annem Elhamdülülah dedi. Anamın bir korkusuda babamın hal ve harejetleri. Onuda seziyordum. Yaşım 70 miş hala o testi olayını unutamıyorum. Amacım su satıp aile bütcemize katkı sağlamaktı. Testi gitti, otobüs gitti, benim beş kuruş da gitti ve akacak jan damarda durmaz derler. Kanda gitti.VE ÖMÜRDE GİTTİ GİDİYOR.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.