Sporda neler oluyor?

Sporda neler oluyor?

Ulusal basınımızı ve televizyon spor programlarını takip ettikçe sporumuzda neler oluyor diye düşünmemek mümkün mü? Bütün kulüplerin hocaları ve...

Ulusal basınımızı ve televizyon spor programlarını takip ettikçe sporumuzda neler oluyor diye düşünmemek mümkün mü? Bütün kulüplerin hocaları ve bilhassa kıymeti neyse bilinmeyen yabancı hocaların bir dediği iki edilmiyor. O beylerin başarılı olabilmeleri için Avrupa dahil dünyanın hangi bölgesinden olursa olsun yetişmiş oyuncuların hemen alınmasını istiyorlar. Buna da bizim yöneticilerimiz hemen olur cevabını verip diyar diyar geziyorlar. Oyuncu pazarlayan menajerlerin kapısını çalıyorlar, önce onları ikna etmeleri lazım ki onların tekelinde olan oyuncuları alabilsinler. Niçin buna fırsat veriyorlar? O hocalar gelemden tıkır tıkır futbol oynayan o takımdaki çocuklara ne oldu. Hepsini sıtma mı tuttu ki saf dışı edilerek bilhassa Trabzonspor’umuzun yeni hocası ayağını atar atmaz 11 oyuncu transferini istedi. Ondan önce orayı çalıştıran şehrin tertemiz çocuğu Hamdi Mandıralı elindeki oyuncularla güzel işler yapmaya çalışırken kulübünün ekonomisini düşünürken Boşnak hoca ne yapmak istiyor. Yerli yabancı her yerin en iyi oyuncularını toplayalım ondan sonra bu beyler hocalık yapsın. O zaman o hocaya ne gerek var. Fenerbahçe’nin sayın başkanının dediği gibi o oyuncular zaten şampiyon olurlar. Niçin gelen her yabancıya bu kadar taviz veriliyor? Eldeki hamurdan ekmek yapması niçin istenmiyor? Niçin alttan oyuncu yetiştirmek için ne plan ne proje yapılmıyor? Ver parayı aksın Türkiye Cumhuriyeti’nin dövizi dış piyasaya. Bizim yavrular da ya statta ya da yedek kulübesinde otursun bu olacak iş mi? Sayın yöneticilerimiz, almak zorunda kaldığınız yabancı hocalar oluyorsa siz onlara şartlar koşun. Sonra bu kadar para veriyoruz senden elimizdeki undan ekmek yapmanı istiyoruz. İlk önceliğimiz budur deyin. Elindeki elemanları kıyma yapıp bir kenara atmasınlar. Gelecek hoca kendine teklif götürüldüğünde geleceği takımın bütün fotoğraflarını çekmiştir. Kimin ne olduğunu biliyordur. Ama o beyler yetiştirme, eksikleri tamamlama zahmetine girmek istemiyorlar. Bizim kulüp başkanlarımız kulüplerinin borç içinde olduğunu çok iyi biliyorlar ama yine de hocalarının esiri oluyorlar. Her türlü isteği yerine getirilerek görev verilen beyler başarısız olur. İntibak edemezlerse onları gönderebilmek de başka bir sorun. Büyük çoğunluğu anlayış göstermez, başarılı olamadım, ayrılacağım demez, yönetimin kovmasını ister çünkü sözleşmesi kovulunca tazminat gerektirir. O da emek vermeden bu parayı almaya çalışır. Sözün ağırlığını Trabzonspor teşkil etti. Söylüyorum, Trabzonspor’un şampiyonluklar kovaladığı senelerde o teri akıtan kendi yavruları değil miydi, şimdi ne oldu da dışarıdan başarısının son anlarını yaşayanlar umut oldu? Bunu söylerken kaliteli birkaç oyuncuya karşı değiliz. Onların beceri ve bilgilerinden faydalanabiliriz. Ama takımın iskeletini onlar oluşturmamalı. Kendi oyuncularımızın terleriyle başarılar aranmalı. Buna mecburuz. Biz yetiştirelim, Avrupa bizden futbolcu alsın. Bu bir iki isimle olmaz. Bunları çoğaltalım. Döviz kaçacağına döviz getirenlerden olalım. Yeni dönemde bütün kulüplerimize başarılar diliyoruz.  

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.