Sevgililer Günü !
sanat kalemi
Ne dersek diyelim; bugün sevgililer günü!
Atilla İlhan’ın dediği gibi;
“Ben aşk nedir bilmem
Eski kafalıyım.
Bir seni bilirim
Bir de adın geçince sıkışan
kalbimi…”
Tüm yaşamımıza giren, atsan atılmaz satsan satılmaz bir gün daha geldi çattı. İstesek de istemesek de bugün tarihi günlerden biri herhalde! Eleştirsek de, anlamsız da bulsak, var mı bundan kaçışımız. Yaşamımıza girmiş bir kez! Ne yapalım, bu günü kendi kendimize zehir mi edelim! Sevgililer günü gelmeden, günler, haftalar öncesi boy boy reklamlar…Ticari amaçlı olduğunu artık bilmeyeniz yok. Buna rağmen de az veya çok bir şeyler yapmak veya hediye almak için koşturacağız. Çünkü her şeyi yasaklayabilirsiniz de aşkı, sevdayı yasaklayamazsınız! Gönül ferman dinlemez!
Kırıkkale’de bizlerin işi kolay. Büyük şehirlerde oturanlar düşünsün! Okuyorum, sevgililer günü sektör haline gelmiş. “Sevgililer Günü Konseri”, “Teknede Sevgililer günü”, “Sürpriz sanatçıların katılacağı konserde sevgililer hem eğlenecek, hem de romantik dakikalar geçirecekler.”
Çiçekçilerde bu hizmet sektöründe en fazla payını alanlardan, öyle çiçekler hazırlamışlar ki, istersen alma.
Haklı olarak diyebilirsiniz; Niçin erkekler bu ağır sorumluluk altında diyebilirsiniz. Çünkü kadınlarımız; eş, anne ve sevgili olarak yaşamımızdalar insanoğlu var olduğundan bu güne kadar.
Biz yine de bu tarihi günün tarihçesini kaynaklardan öğrenelim birlikte:
SEVGİLİLER GÜNÜ'NÜN TARİHÇESİ
Sevgiler Günü'nün başlangıç tarihi eski Roma İmparatorluğu zamanına uzanıyor. Eski Roma'da 14 Şubat günü bütün Roma halkı için önemli bir gündü. Çünkü bu günde Roma tanrı ve tanrıçalarının kraliçesi olan Juno'ya duyulan saygıdan ötürü tatil yapılırdı. Juno ayrıca Roma halkı tarafından kadınlık ve evlilik tanrıçası olarak da biliniyordu. Bu günü takip eden 15 Şubat gününde ise Lupercalia Bayramı başlıyordu.
Bu bayram halkın genç nüfusu için büyük önem taşıyordu. Bunun nedeni ise yaşantıları kesin kurallar ile sınırlandırılmış, bunun doğal sonucu olarak bir birliktelik yaşama şansı olmayan bu gençler sadece bu bayram süresince bile olsa birbirlerinin partneri oluyorlardı. Hangi genç bayanın hangi genç erkek ile bir çift oluşturacağı eski bir gelenek olan ve Lupercalia Bayramı'nın arife günü yapılan bir çekiliş ile belli oluyordu. Romalı genç kızlar isimlerini küçük kağıt parçalarının üzerine yazıp bir kavanoza koyuyorlardı. Genç Romalı erkekler ise kavanozdan bu kağıtları çekerek üzerinde hangi kızın ismi yazıyorsa o kızla bayram eğlenceleri boyunca beraber oluyorlardı. Bu birliktelikler birbirine aşık olan çiftler için bayram süresinin dışına taşıp genellikle evlilikle sonlanıyordu.
İmparator 2. Claudius, Roma'yı kendi katı kuralları ile zalimce yöneten bir hükümdardı. Onun için en büyük problem ordusunda savaşacak asker bulamamaktı. Ona göre bu durumun tek sebebi Romalı erkeklerin aşklarını ve ailelerini bırakmak istememeleriydi. İşte bu yüzden Roma'daki tüm nişan ve evlilikleri kaldırdı. Aziz Valentine de Claudius'un hükümdarlığı zamanında Roma'da yaşayan bir papazdı. Kendisi gibi papaz olan Aziz Marius ile birlikte Claudius'un yasağına rağmen gizlice çiftleri evlendirmeye devam etti. Ancak imparator bu durumu bir süre sonra öğrendi. Aziz Valentine insanları evlendirmeye devam ettiği için tutuklandı ve yaptıklarının cezası olarak sopa ile dövülerek öldürüldü. Milattan sonra 270 yılının 14 Şubatı Hristiyan şehitliğine gömüldü.
Aynı zamanlarda Roma'daki putperestler, şubat ayı içinde kutlanan Lupercalia Bayramı'nı kendi putperest tanrıları için kutluyorlardı. Bayram öncesi yapılan geleneksel çekilişi ise seremoniye bağlı kalarak kendileri için uygulamaya başladılar. Hristiyan Kilisesi'nin ilk kurulduğu yıllarda hizmet veren papazlar bu törenlerin, özellikle de evlenmemiş gençlerin putperestler ile birlikte anılmasından rahatsız oldukları için bir çözüm buldular. Bu gençlerin isimlerinin azizlerle birlikte anılmasını istedikleri için Lupercalia Bayramı'nın başladığı günü Aziz Valentine Günü olarak kutlamaya başladılar. O gün bugündür her yılın 14 Şubat'I Sevgililer Günü olarak kutlanmaya devam ediyor ve yeryüzünde kadın ve erkek beraber olduğu sürece de kutlanmaya devam edecek gibi.
(H.Ü.. Bilgi İşlem Daire Başkanlığı Web Tasarım Grubu tarafından hazırlanmıştır)
Silah icat oldu, mertlik bozuldu desek de, telefondaki mesaj, internetteki “chat ”de olsa, bir duygunun yüze çıkmasıdır.
Sevgi o kadar basit bir kavram değildir ve hiçbir maddi güç sevgiden daha değerli olamamıştır. İki ayrı cinsin birbirine karşı duydukları bedensel ve ruhsal güçlü duygu, sevgi ilişkisi bazen beyaz sayfalara, bazen telefonun msj larına yansımıştır.
“Yıldızları seyretmek isterdim dizlerine yatıp. Ellerini sıkıca tutup güç almak isterdim. Sözlere gerek kalmadan sevgimi anlatmak, gözlerinde kaybolmak isterdim.”
“Canımsın. Canımsın. Başka bir şey demiyorum, her şeyimsin. Kelimelerin yetmediği zamanlar vardır ya ben artık kelimelere sığdıramıyorum sana olan sevgimi. Gözlerime iyi bak, onlar asla yalan söylemez. Kalbimde olduğunu onlar söyler sana. Seni seviyorum bitanem. Hep benimlesin dedim ya. Sen benim HERŞEYİMSİN CANIM.!”
“Birini sevmek korkutur mu insanı? Seni bu kadar çok sevmekten korkuyorum bazen. İçime o denli işlemişin ki, gerçekten yüreğim olmuşsun kanım olmuşsun, nefesim olmuşsun…”
Kah bir şiirle, kah bir şarkının sözleriyle. İster bizim olsun kelimeler ister başkasına ait. Ama biliriz ki karşımızdaki insana söylerken, yazarken bizim sevgimiz girer içine.
Ne güzel şey birisine bunları söyleyebilmek, ondan duyabilmek.
Bir tek cümle, tek bir kelime yetecek sevdiğimize!
Sanırım şimdi sevdalanmakta kolay, sevmekte sevilmekte!
Ferhat gibi dağları delmeye, Mecnun gibi yolara düşmeye gerek yok.
Cep telefonları ellerde, bilgisayarlar keza öyle!
14 Şubat ticari mi, romantik mi? Belki her ikisi de doğru olabilir. Ama sevginin paylaşıldığı, hatırlandığı her gün özeldir.
Ancak insanlar için sevginin varlığıdır önemli olan. Hızla akıp giden yaşamımızın da, hiç farkında dahi olamadığımız değerleri belki de bir anlamda hatırlama günüdür.
Patenti bana ait olan ve her yıl sevgililer günü’de olduğu gibi son cümlelerimle yazıma son vermek istiyorum.
Tüm dünyada kabul gören ve kutlanan bir gündür bu gün. Önemli olan gönüllerin bir olmasıdır.
Aşkı ve sevgiyi daha da güçlendiriyor belki de Sevgililer Günü…
Bir orkide, bir gül tüm kırgınlıkları bir anda yok edebiliyor… Gülen gözlerden, tebessüm eden dudaklardan çıkacak tek bir cümleyi herhalde sevende sevilende söylemek istiyor.
“Seni Seviyorum!”
Çünkü sevmek inanmaktır, yaşamaktır, paylaşmaktır, beklemektir.
Sevdiğinizle bir mum ışığında, baş başa el ele göz göze olabilirsiniz. Bu gün sizlerin günü, kimseden sıkılmadan, çekinmeden, kalbinizden geçirdiğiniz ve söyleyemediğiniz o cümleyi hiç olmazsa bu gün en gür sesinizle haykırabilirsiniz. Söylemekte zorlanıyorsanız, bir beyaz sayfaya yazacağınız, iki kelimeyi sevdiğinize çok görmeyin! “Seni Seviyorum!”
Bende bu güzel günde çocuklarımın annesi, kara gözlü torunumun babaannesi eşime, sevdiğimi bir daha haykırıyorum. “Seni Seviyorum!”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.