Çocukluğumuz, hayatımızın temel taşlarını döşer; farkında olsak da olmasak da, o yıllarda öğrendiğimiz duygular yetişkinliğimizin yol haritasını belirler. Küçük bir çocuk olarak deneyimlediğimiz sevgiyi, ilgiyi, dikkati veya eksikliği, zamanla kendi davranış ve ilişkilerimize taşırız. İlginç olan, bu bir seçim meselesi değildir. Kimse “ben çocuğuma eksik sevgi vereceğim” demez. Bu, bilinçdışı olarak öğrenilen bir sevgi şeklidir. İnsan, kendi eksik kalan duygusunu, istemeden de olsa bir sonraki nesle taşır.
Örneğin, babanız kendi çocukluğunda “zor” bir sevgi gördüyse, sevgiyi ölçülü göstermeyi öğrenir. Sertlik gördüyse, içindeki yumuşak tarafı korumayı tercih eder. Görülmeyi özlediyse, kendi çocuğunu nasıl göreceğini bilmekte zorlanabilir. Bu, suçlu bir ebeveyn hikâyesi değildir. Bu, tamamlanmamış duyguların bir döngüsüdür. Ve işte bu döngü, sizin için hem bir sınav hem bir fırsattır. Onun eksik bıraktığı duyguyu fark ettiğinizde, artık onu kendi hayatınızda tamamlayabilir, bilinçli bir adım atabilirsiniz. Bu, yalnızca kendiniz için değil, çocuklarınız ve gelecek nesiller için de önemli bir değişimdir.
Yarım kalan duyguların tamamlanması, aslında kendi iç dünyamızda bir iyileşme sürecidir. Bu süreçte:Kendi duygularınızı fark etmek başlar. Hangi sevgi biçimleri size zor geliyordu? Hangi sözler veya davranışlar sizi eksik hissettirdi? Kendi iç çocuğunuzu görmek gelir. Küçük ben, o zamanlar ihtiyaç duyduğu ilgiyi ve sevgiyi yeterince alamamış olabilir. Ona bugün, kendiniz aracılığıyla o sevgiyi gösterebilirsiniz.
Bilinçli seçim yapmak ile devam eder. Artık aynı döngüyü tekrar etmek zorunda değilsiniz. Sevgi, sabır ve anlayış biçiminizi kendiniz belirleyebilirsiniz. Bir baba hikâyesi değiştiğinde, bir kız çocuğunun kendine bakışı, ilişkileri ve başarıyla kurduğu bağlar bile yenilenir. Çünkü kökteki düğüm çözülmüş olur ve gelecekteki adımlar daha özgür bir bilinçle atılır. Bu sadece bir ebeveyn-çocuk ilişkisi meselesi değildir; bu, bir neslin ruhsal ve duygusal dönüşümüdür.
Kendi eksik duygularınızı fark etmek ve tamamlamak cesaret ister. Bu süreçte bazen zorlanır, bazen kendinizi suçlar gibi hissedebilirsiniz. Ama unutmayın, bu suçlu arayışı değil; farkındalık ve iyileşme yolculuğudur. Yarım kalan duygular, sizinle tamamlanmayı bekler. Ve işte tam da burada fırsat sizdedir. İçinizdeki eksik parçayı tamamladığınızda, hem kendi ruhunuzu özgürleştirir hem de sevgi döngüsünü bilinçli bir şekilde yeniden yazarsınız. Sevgi, öğrenilen bir döngüdür ve siz onu yeniden yazabilecek güce sahipsiniz.
Hayat, eksikliklerimizle değil, onları fark edip tamamlama cesaretimizle şekillenir. Kendi çocukluğunuzdan getirdiğiniz duygulara göz atın; eksik kalan ne varsa, bugün tamamlayın. Çünkü ne kadar iyileşirseniz, sevgi ve özgürlük o kadar çok nesiller boyunca akar. Unutmayın; farkındalık, geçmişi suçlamak değil, geleceği bilinçle şekillendirmektir. Yarım kalan duygularınızın tamamlanması, sizinle başlar. Bugün attığınız her adım, hem kendinize hem de sevdiklerinize vereceğiniz en değerli hediyedir. Çünkü ne kadar iyileşirseniz, sevgi ve özgürlük o kadar çok nesiller boyunca akar.
Farkındalık, iyileşmenin ve sevginin kapısını açan en güçlü anahtardır.