Sosyal bilimlerde kimlik kavramı, bireyin kendisini belirli bir toplumsal yapı, kültür ve değerler sistemi içerisinde tanımlamasıyla açıklanır. Bu bağlamda milli kimlik, bir toplumu oluşturan bireylerin ortak tarih, kültür, dil ve ülkü temelinde geliştirdikleri aidiyet duygusunun kurumsallaşmış ifadesidir. Milli kimlik, sadece bireysel bir “benlik” algısı değil; aynı zamanda kolektif bir “biz” bilincinin inşasında temel parametredir.
Buradan hareketle, milli kimlik ile milli bilinç arasındaki ilişki doğrudan ve tamamlayıcı niteliktedir. Milli kimlik, bireylere ait oldukları milleti hatırlatan değerler bütünüyken; milli bilinç, bu kimliğin yarattığı farkındalıkla toplumsal dayanışma ve bütünleşmeye yönelen zihinsel tutumdur. Dolayısıyla milli bilincin diri kalabilmesi, milli kimliğin korunması ve içselleştirilmesine bağlıdır.
Türkiye özelinde bakıldığında, son yıllarda Türk milli kimliğinin çeşitli yollarla aşındırılmaya çalışıldığı gözlemlenmektedir. Kavramların içinin boşaltılması, kültürel yabancılaşma süreçleri, tarihsel hafızanın zayıflatılması ve evrensel değerler kisvesi altında yerli-milli değerlerin ikincilleştirilmesi bu çabaların dikkat çekici örnekleridir.
Bugün Türkiye’de milli kimliği aşındırmaya dönük her girişim, aslında doğrudan Türklük bilincini hedef almaktadır. Kimliğin yok edilmesi, bilincin körelmesi demektir. Bilinci körelmiş bir toplum, kendi kaderini tayin edemez; başkalarının iradesine mahkûm olur. Bu sebeple Türk kimliğine yönelen saldırılar, sıradan bir kimlik tartışması değil, doğrudan milletimizin varlığına yönelmiş bir tehdit olarak görülmelidir.
Milletler, ancak kendilerine özgü değerleri, tarihsel hafızalarını, kültürel sembollerini ve toplumsal kurumlarını muhafaza ettikleri ölçüde varlıklarını sürdürebilirler. Aksi takdirde, kimliksizleşme süreçleri toplumları çözülmeye, ardından da tarih sahnesinden silinmeye sürüklemektedir.
Türk kimliğini sahiplenmek, etnik aidiyetten ziyade milletin varlığını korumanın ve Türklük bilincini diri tutmanın en güçlü aracıdır. Türklük bilinci, Türk kimliğinin köklerinden beslenen ve geleceğe dair ortak vizyonu canlı tutan bir milli şuurdur. Türk kimliği ve Türklük bilinci arasındaki bu tamamlayıcı ilişki, toplumsal bütünlüğün ve devlet-millet birlikteliğinin temelini oluşturmaktadır. Türk kimliğine ve Türklük bilincine sahip çıkmak, toplumsal bekamızın gereği ve asırlar boyu devam edecek milli varlığımızın teminatıdır.