KARA AHMET PAŞA

Ekrem Özdemir

Bu hafta size Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamlarından ve aynı zamanda Hürrem Sultan ve Rüstem Paşa’nın çevirmiş olduğu saray entrikaları soncu idam edilen Kara Ahmet Paşa’dan bahsedeceğim.

Kara Ahmet Paşa, Kanuni Sultan Süleyman dönemi sadrazamlarından aslen Arnavut olup, Enderundan yetişmiştir. 1521 senesinde saraydan kapıcıbaşılık görevi ile çıktıktan sonra sırasıyla yeniçeri ağası ve daha sonra da Rumeli beylerbeyliğinde vazife yapmıştır. 1543 senesinde Macaristan seferine iştirak ederek orduda cesur ve kahraman bir kumandan olarak tanındı ve rütbesi ikinci vezirliğe yükseltildi.

1548 senesinde İran üzerine açılan seferde serdar olarak Kemah civarında parlak bir meydan muharebesi kazandı, Gürcistan’ı fethetti. 1552 senesinde de Macaristan serdarı tayin edildi. 1553 senesinde İran şahı Tahmasb’ın tecavüzlerine karşı ordu ile Şark seferine çıkan Kanuni Sultan Süleyman oğlu şehzade Mustafa’yı bir saray entrikasının kurbanı olarak idam ettirdiğinde; bu cinayet münasebetiyle sadrazam Rüstem Paşa askerin nefretine uğradığından padişah tarafından azledilince siyasi anane gereği ikinci vezir rütbesinde bulunan Kara Ahmet Paşa, padişah tarafından sadrazam tayin edildi. Kara Ahmet Paşa hem sadrazam ve hem de serdar olarak bu sefer esnasında büyük muvaffakiyetler gösterdi.

Nahcivan ve Karabağ havalisini fethederek İranlıları sulha razı etti ve 1555 senesinde İranlılarla Amasya sulh muahedesi imzalandı. Fakat ordu ile tekrar İstanbul’a dönülür dönülmez Hürrem Sultan ile Rüstem Paşa’nın entrikaları tekrar çalışmaya başladı. Zira Hürrem Sultan oğlu Şehzade Selim’i padişah yapmak istiyordu ve bunun içinde Rüstem Paşa’nın tekrar sadrazam olması icap ediyordu. Hürrem Sultan ile Rüstem Paşa’nın karısı Mihrimah Sultan’ın entrikaları sonucu devlete fedakârane çalışmış ve pek büyük hizmetlerde bulunmuş olan Kara Ahmet Paşa 28 Eylül 1555 senesinde düzenlenen bir divan gününde arz odasının önünde idam olundu.

Kara Ahmet Paşa’nın idamı hususunda çok değişik rivayetler ve söylentiler mevcuttur. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Alman İmparatorunun elçisi olarak İstanbul’da bulunan Busbecq, imparatora yazmış olduğu mektuplarında bu olaydan şöyle bahsetmektedir.

“Ahmet Paşa’nın ölümü hakkında benden malumat istiyorsunuz. Size kısaca şunları yazabilirim. Bazılarının rivayetine ve söylentilere göre Ahmet Paşa’nın Şehzade Mustafa ya bağlı olduğundan bahisle öldürülmüştür. Bazıları da Ahmet Paşa’nın başlangıçta aslında bir eşkıya olduğunu, cesareti ve mahareti sayesinde bu yüksek makamlara eriştiğini ve öncesi yaptıklarının cezası olarak öldürüldüğünü söylemektedir. Bazıları da Rüstem Paşa’nın sadrazam olmasına yol açmak için öldürüldüğü düşüncesindedirler.

Çünkü Kanuni Sultan Süleyman Kara Ahmet Paşa’ya yaşadığı müddetçe sadaret mührünü kendisinden almayacağına dair söz verdiğini söylediğini ve bu ölümün bunun için gerçekleştiğini söylemektedirler”

Ahmet Paşa’nın İdamı:

Vak’a şu suretle cereyan etmiştir: 28 Eylül 1555 sabahı Ahmet Paşa divana geldi. Kendisi için hazırlanan olaydan hiçbir haberi yoktu. Yanına Sultan tarafından gönderildiğini söyleyen biri gelerek öleceğini tebliğ etti. Ahmet Paşa gayet cesur ve metin bir şekilde sanki bu söylenenlerin kendisiyle bir alakası yokmuş gibi bu haberi önemsemedi.

Yalnız cellatlar vazifelerini yapmak üzere yanına yaklaştıkları zaman onları kovdu. Kendisi gibi bir adamın adi cellat eliyle ölmesini şerefine yakıştıramadı. Gözlerini etrafa gezdirerek değerli bir adam aradı. Bu onun dostu idi. Kendisinin bu son hizmetinde onun bulunmasını istiyordu. Onun elinden ölüme kavuşmak bir lütuf olacaktı. Ahmet Paşa’nın defalarca ısrarı üzerine dostu bu işi yapmaya razı oldu. Ahmet Paşa dostundan kemendi birdenbire sıkmamasını rica etti. Azıcık sıktıktan sonra durup biraz nefes almasına müsaade etmesini, sonra bütün kuvvetiyle kendisini öldürmesini istiyordu. Ahmet Paşa’nın isteği doğrultusunda hareket edildi. Zira Ahmet Paşa ölmeden önce ölümü tatmak istemişti.

Kara Ahmet Paşa, Yavuz Sultan Selim’in kızı Fatma Sultan ile evliydi. Paşa’nın vefatı üzerine Rüstem Paşa tekrar vezir oldu. Tarihçi İbrahim Peçevi Kara Ahmet Paşa için “Halkın tam rey ve rızası üzerine adil ve insaf ile hareket edip, günahsız ve asla katil değil, azli icap etmez iken şehadet rütbesine eriştirdiler” hükmünü verir.

Günümüzde İstanbul Topkapı’da kendi ismiyle anılan cami bugün İstanbul’u süsleyen güzel eserlerden biridir.   

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.