Görünmez mahkeme: İçsel hesap verme yükü psikoloğun gözünden

Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi, gündelik hayatta çoğumuzun farkında olmadan taşıdığı “görünmez mahkeme” yüküne dikkat çekiyor. Kendi kararlarımızı ve duygularımızı savunma zorunluluğu hissi, çoğunlukla içsel bir baskıdan kaynaklanıyor.

Gündelik yaşamda farkında olmadan omuzlarımızda taşıdığımız bir yük var: Sürekli olarak kendimizi açıklama, kararlarımızı savunma ve duygularımızı gerekçelendirme ihtiyacı. Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi, bu durumu “Görünmez Mahkeme” metaforuyla açıklıyor. Kimi zaman başkalarından gelmese bile, zihnimizde sanki bir yargı salonu kuruluyor; kendimizi savunmak zorundaymışız gibi hissediyoruz.

“Bu kararı neden verdin?”, “Bunu hissetmen doğru mu?”, “Ya hata yapıyorsan?” gibi sorular, çoğu kez içsel bir baskıdan kaynaklanıyor. Aslı Kanizi’ye göre, bu sorgulamalar bireyin kendisine duyduğu güvensizlikten değil, yıllar boyunca içselleştirilen koşullu kabul inancından doğuyor.

Koşullu Sevilme Algısının Gölgesinde

Çocukluk döneminde sıkça karşılaşılan “iyi olursan sevilirsin” mesajı, ilerleyen yaşlarda bireylerin kendi seçimlerini bile açıklamadan yapamaz hale gelmesine neden olabiliyor. Kanizi, bu durumu şöyle özetliyor:
“Birçok insan, başkalarının gözündeki değerine göre hareket etmeye şartlanıyor. Bu da içsel özgürlüğün önündeki en büyük engel.”

Yetişkinlik dönemine taşınan bu zihinsel kalıp, bireyin kendi kararlarını sahiplenmesini zorlaştırıyor. Onaylanma arzusu, kişinin kendi duygularını dahi yabancılaştırmasına sebep olabiliyor.

Özgürlüğün Sessiz Devrimi

Oysa Kanizi’ye göre, gerçek özgürlük büyük radikal adımlarda değil, küçük ama derin içsel fark edişlerde saklı.
“Evet, bu benim kararım. Evet, bu benim duygum.” diyebilmek; bireyin dış dünyanın beklentilerinden sıyrılıp, kendi merkezine yerleşmesinin en güçlü göstergesi.

Kararları sahiplenmek yalnızca cesaret değil, aynı zamanda içsel bir bütünlük meselesi. Ve bu bütünlük, başkalarının onayından ziyade, kişinin kendine verdiği onayla tamamlanıyor.

“Kime Hesap Veriyorsun?”

Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi, bu noktada önemli bir içsel sorgulamaya dikkat çekiyor:
“Bu karar, benim içimde nasıl yankılanıyor? Gerçekten bana mı ait, yoksa başkalarının gözünden değer kazanan bir tercih mi?”

Kanizi’ye göre bu sorulara verilen samimi yanıtlar, bireyin yaşamıyla barışmasını ve kendi iç sesini daha net duymasını sağlıyor.

Sessizleşerek Güçlenmek

Görünmez bir mahkemede sürekli savunma yapan bireyler için en büyük özgürlük; artık kendilerini savunmak zorunda hissetmedikleri bir iç alan yaratmaları. Aslı Kanizi’nin de altını çizdiği gibi:
“Hayat, başkasının onayıyla değil, kendi onayımızla bütünleşir. Ve insan, en çok kendi iç sesini duyduğunda özgürleşir.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sağlık Haberleri