Türkiye'de kira fiyatlarının fahiş artışı, ev sahipleri ile kiracılar arasındaki gerilimi tırmandırırken, bazı ev sahiplerinin "samimi kullanım ihtiyacı" bahanesiyle mevcut kiracısını çıkarıp evi daha yüksek bedelle kiraya verme planları Yargıtay'ın son kararlarıyla adeta duvara tosladı.
Mahkemeler, artık tahliye taleplerini çok daha titizlikle inceliyor ve kiracıyı mağdur etmeyi amaçlayan kötü niyetli uygulamalara geçit vermiyor.
YÜKSEK KİRA İHTİMALİ, TAHLİYE TALEBİNİ ÇÜRÜTÜYOR
Yargıtay’ın emsal teşkil eden yeni kararları, ev sahiplerinin “kullanım ihtiyacı” iddiasının samimiyetini sorguluyor. Hukukçulara göre, tahliye davası açıldıktan sonra konutun kısa süre içinde, piyasa ortalamasının çok üzerinde bir fiyatla tekrar kiraya verilmesi, ev sahibinin kötü niyetli olduğunu açıkça gösteriyor.
Kötü Niyetin Tespiti: Mahkemeler, asıl amacın konutu kullanmak değil, yüksek kira geliri elde etmek olduğunu tespit ettiği dosyalarda tahliye taleplerini reddediyor. Bu durum, ev sahiplerinin "gerçek ihtiyaç" iddiasının mahkemeler nezdinde güvenilirliğini zedeliyor.
TAKTİKSEL TAHLİYE GİRİŞİMLERİ VE ARABULUCULUK OYUNLARI BOŞA ÇIKTI
Pek çok ev sahibinin başvurduğu, kiracıyı bıktırma ve yıldırma taktikleri de Yargıtay takibine takılıyor. Emlakçı göndererek evi gösterme baskısı, sürekli tamirat bahanesiyle rahatsız etme ya da akraba üzerinden sahte satış işlemleri gibi yöntemler, artık mahkemeler tarafından "taciz" veya "kötü niyetli girişim" olarak değerlendiriliyor.
ARABULUCULUKTA 'KİRA ARTIŞI' TEKLİFİ TUZAĞI
Yeni dönemde zorunlu hale gelen arabuluculuk sürecinde yaşananlar da ev sahiplerinin asıl amacını ortaya çıkarıyor:
Eğer ev sahibi, arabuluculuk sırasında kiracısına piyasa şartlarının çok üzerinde bir kira artışı teklif ediyor ve anlaşma sağlanamayınca tahliye davası açıyorsa; bu durum mahkemece “asıl amaç tahliye değil, daha çok para kazanmak” yorumuna neden oluyor. Bu tespit, davanın ev sahibi aleyhine dönmesinde kritik bir rol oynuyor.
TAHLİYE DAVALARI REKOR KIRDI: MAHKEMELERDE BÜYÜK YOĞUNLUK
Kira uyuşmazlıkları, mahkemelerin iş yükünü de katladı. 2020 yılında 30 bin civarında olan kira davalarının, 2024 itibarıyla 130 bin seviyelerine ulaşması, hukuki süreçlerin ne denli zorlandığını gözler önüne seriyor.
Uzmanlar, hem ev sahiplerinin hem de kiracıların Türk Borçlar Kanunu ve Yargıtay içtihatlarıyla belirlenen haklarını doğru bir şekilde öğrenmelerinin ve hukuki yollara başvurmadan önce adil bir uzlaşma zemini aramalarının önemini vurguluyor. Yargıtay'ın son kararları, kiracının konut güvencesini daha da sağlamlaştırarak, yüksek kira baskısıyla yapılan keyfi tahliye girişimlerine karşı önemli bir kalkan oluşturuyor.