"İyi bir insan öldüğünde ona ağlamayın. Asıl onu kaybeden topluma ağlayın." FARABÎ

İnsanoğlunun en kadim meselesi hiç kuşkusuz adaletin kelime olmaktan sıyrılıp, yaşamsal işleve sahip olmasıdır.

Bundan sebep üniversitelerde "Hukuk Fakülteleri" vardır. Hak ve adalet anlayışını yaşamak ve yaşatmak isteyen nice hukukçular yetişir.

Peki inanmışlık ve adanmışlık prensibinden yola çıkarak mesleğini şerefiyle icra eden hukukçularımız neden şehit ediliyor?

Hukukun varlığı bize adaletin var olduğunu gösterir mi?

Adalet nerededir?

Adalet sadece mahkeme salonlarında değildir; okulda, iş yerinde, hastanede, pazarda, trafikte, evlatlar arasında... Yani yaşamın bizzat içindedir.

Kırıkkale Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Ata Hukuk Araştırmaları Topluluğu yine haftaya imzasını atarak kendisinden söz ettirdi. Bu sefer de bir "Adalet Şehidimizi" andılar.

Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ertan Aslan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Başalan, Prof. Dr. Erol Yılmaz, Prof. Dr. Ozan Can Ve Programın Hazırlanmasında Ata Hukuk Araştırmaları Topluluğu Akademik Danışmanı Doç. Dr. Nurdan Orbay Ortaç ve Topluluk Başkanı Selim Orhan; Genel Sekreter Dr. Şevket Evci, Akademik-İdari Personel ve öğrencilerin katılımı ile gerçekleşti.

Kırıkkale Üniversitesi, Ata Hukuk Araştırmaları Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Sevgili Selim Orhan'ın girişimleriyle gerçekleştirilen anma töreni umudun ve vefanın en güzel örneği olarak hafızalara kazındı.

Adalet yolunda şehadet şerbetini içen Cumhuriyet Savcımızın şehadetinin 10. yılında, aziz hatırası saygı ve hüzün ile anıldı.

"Bir tek kişiye yapılan haksızlık, bütün topluluğa yönelmiş bir tehdittir.' der, Montesquieu

31 Mart 2015 yılında İstanbul Adliyesi'nde mesleğini icra ederken şehit edilen Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz...

Şehidimizin babası, Hakkı Kiraz 'da oğlu Mehmet Selim Kiraz'ı anma törenine eşlik etti. Hem duygulu hem vatansever, hem inancın umut ile harmanlandığı bir konuşma yaptı. İlk kez bir şehit babasını yakından gördüm. Böyle bir inanca ve vatan sevgisine tanık olmaktan şeref duydum.

Önden gidenler, giderken mutlaka bir iz bırakır. Gerçekten yok olan bedenlerdir ve bu elbette bir gün olacaktır. Mühim olan nasıl gittiğimizdir. Ülkemize hizmet ederken adaleti, insanlığı, hakikati, tevazuyu savunup öyle yaşayanlar ne yüce insanlardır. Bizler de kendi payımıza üzerimize düşen mesajı almalıyız.

"Adalet güçlüden yanadır." diyen Niccolò Machiavelli'ye katılmıyorum. Çünkü Adalet ve Hukuk talebi, bir kişinin ya da bir zümrenin himayesinde ya da tekelinde olan; sınıfsal ayrım yapılabilecek bir ideal değildir. Her yerde ve herkesi kapsayan bir oluşumdur. Eğer inancımızı kaybedersek, doğruluk ve cesaret ile adaleti inşa etmeye çalışan şehitlerimizin kanı yerde kalır.

Ülkemizin menfaatini kişisel menfatlerinden üstün tutan, haksızlığa, yolsuzluğa müsaade etmeyen, korkunun ve eşkıyanın üstüne cesaretle yürüyen kahramanlarımız var. Ve şehitlik makamını Allah'ın izniyle haketmiş cengaverlerimiz var.

Onlardan biri de Şehit Cumhuriyet Savcımızın Mehmet Selim Kiraz'dır.

"Ülkesini seven her vatanpervere bir görev düşer. Kahraman şehidimize şehitlik makamı düştü; bize ise onu unutmamak ve örnek almak düşer. Öğrenmesi, anlatması, daim kalması ve muhafaza etmesi size düşer." Selim Orhan

Bir Selim gider, binlerce Selimler, Bedirhanlar, Mehmetler, Ziyalar, Öyküler, Defneler, Bahriyeler... gelir.

Yargı Teşkilatımızda ve yeni yetişen hukukçular arasında da hakikati, adaleti, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü savunan ve bunlara hizmet eden gençlerimizin olduğunu bilmek, istikbalimiz için umut verici.

Allah kahraman şehidimize rahmeti ve merhameti ile muamele etsin. Işıklar içinde uyusun. Ailesine de sabır diliyorum.

Adil bir dünya düzeninde her bireyin asli vazifeleri vardır.Bizlere düşen de tarihe ismini yazdırmış kahramanalarımızın teslim ettiği bayağı şerefle taşımaktır.

Genç hukukçu kardeşlerimi yürekten kutluyorum. Sizlerle gurur duyuyorum. Değerli hocalarımızı da inanmış gençlere verdiği destekten ötürü tebrik ediyorum.

Önden gidenlere sonsuz saygı, vefa ve dua ile...