ÖNCELİKLE EĞİTİM

Yurdumuzda son günlerde zuhur eden olaylara baktığımızda daima kullananlar ile kullanılanları görüyoruz. Kullananların amacı belli. Kendi konumlarını koruyabilmek, kendi yaşamlarını sürdürebilmek için birilerini piyon veya taşeron olarak kullanmaları gerekiyor. Peki bunları kimlerden seçiyorlar? Genellikle ekonomik sıkıntısı olanları parayla, tahsilli geçinenleri kadın ve makamlarla veya kendilerine göre insan haklarıyla kandırarak saflarına alıyorlar. Ve iyi bir yaşam vaat ediyorlar. Ama faaliyet gerçekleşip dağ yolunu tutttuklarında mağaralarda yaşam savaşı vermeye başlayınca iş işten çoktan geçmiş, her şeyleriyle oraya teslim oluyorlar. Ya ordaki görevlerini yapacaklar ya da canlarından olacaklar. Daha kötüsü oraya uyum sağlayıp söylenenleri yapmazlarsa geride kalan aileleri ile bile tehdit ediliyorlar ve tabii ki bundan sonra uyuşturucu kullanmaları da sağlanarak insanlıklarını unutuyorlar. Onun için en önemli konumuz çocuklarımıza sahip çıkmak, onları iyi eğiterek dinini, milletini, devletini iyi tanıtarak bu bataklığa düşmelerini önlemektir. Her şeyin birinci şartı eğitimdir. Bunu bu eşkıyalar iyi bildikleri için öncelikle eğitimi engellemeye çalışarak okulları yakıp yıkıyorlar. Oralarda söylenecek İstiklal Marşını ve dalgalanacak Türk bayrağını hazmedemedikleri için saldırıyorlar. Açılacak iş sahalarını yakıp yıkıyorlar. Kimse ekmek kapısı bulamasın diye çabalıyorlar. Bu nedenle ne kadar askerimize polisimize yetki verirsek verelim, onların ellerini ne kadar güçlendirirsek güçlendirelim bizim polisimiz insalcıldır. Avrupalı, Amerikalı polisler gibi davranmaz. Yine de suçlu olanları iyi yoldan kazanmaya çalışır. Hiçbir zaman hürriyetlerini kısıtlamaz. Görevini kötüye kullanmaz. Ellerinin güçlenmesinden kendilerinden emin olabilmeleri için kanuni boşlukların doldurulması lazımdır. Çünkü çocuğun okulunu yakan hasta taşıyan aracı yakan ekmek kapılarını talan eden gözü açık başı kapalı eşkiyaya da dur demesi gerekir. Onları yalnız su ile kovalamayla onlar yola gelmez. İşte tekrar tekrar söylüyoruz her işin başı ve sonu eğitimdir. Aileyi eğiteceğiz. Çocuğunu eğiteceğiz. Hangisinin iyi, hangisinin zararlı olduğunun yorumlarını kendilerine bırakacağız. O zaman polislerimizin de işi kolay olacak. Çünkü vatandaşımızı yanında bulacak. Böylelikle bozucular da yandaş bulamayacak. Bütün mesele vatandaşlarımızın bilinçli olarak vatanına sahip çıkması, çocuğuna sahip çıkarak onların oyunlarına düşmesini önlemesidir. Yurdumuzdaki ateşin sönmesinin başlıca olayı iktidarın ve muhalefetin birlik içinde olmalarıdır. Hepsinin de amacı vatan ise birleşeceklerine inanıyoruz, inanmak istiyoruz. Milletimizin buna çok ihtiyacı var. Hele bu günlerde hızlanması gereken çözüm sürecinin yalnız hükümetin çabalarıyla değil muhalefetin de yardımlarıyla daha iyi neticelere ulaşacağına inanıyoruz. Onun için muhalefet partilerimizden bilhassa CHP VE MHP’nin İmralı’ya ve Kandil’e giden heyetlerle irtibat kurması onlardan gelişmeler hakkında bilgiler alarak ulusal bir birliktelik sağlanmasının faydalı olacağını düşünüyorz. Bu bilgilendirmelerin hükümet tarafından da muhalefet liderlerine yapılmasının şart olduğunu bu bilgilendirmeler sürecinde konu devlet işi olduğu için çözüme zarar verecek şekilde basına yansımaması karşılıklı bilgi alışverişlerinin işlerin kolaylaştırılmasının önünü açmasında gerekli olduğunu düşünüyoruz. Milletimizin menfaatine olan konularda kim doğru hareket ediyor, kim yanlış yapıyor birlikte basın toplantıları ile milletimizin bilgilendirilmesine çalışılmasının şart olduğunu düşünüyoruz. Bu bilgilendirmeler olmazsa kapalı kapılar ardında neler yapılıyor diye milleti yanıltan bilgiler çıkar ki bunların olmaması için her şeyin milletin zararına olmamak şartıyla şeffaf olması hem hükümeti hem de muhalefeti rahatlatır. Şartlar ne olursa olsun milletin menfaatine olan çözümlerin bir an evvel yapılması gerekmektedir. Uzadıkça sıkıntıların bitmeyeceği bellidir.