Nevruz, Türk Dünyasının Bayramıdır
TÜRKSOY, Türk Dünyasını Kucaklamayı Başardı: PROF. DÜSEN KASEİNOV TÜRKSOY Genel Müdürü, Kazakistan Devlet Sanatçısı -Aziz Düsen Bey, bir...
TÜRKSOY, Türk Dünyasını Kucaklamayı Başardı: PROF. DÜSEN KASEİNOV TÜRKSOY Genel Müdürü, Kazakistan Devlet Sanatçısı -Aziz Düsen Bey, bir kere sizi yeni görevinizde bir daha kutluyorum. Sizin gelişinizle TÜRKSOY'DA hareketlenme dönemi başlamıştır. Bunu hepimiz his etmekteyiz. TÜRKSOY'DA gerçek bir canlanma yaşanmaktadır, sanki bir an evvel Türk Dünyasını kucaklamak niyetindesiniz. Aslinde büyük bir başarıyla göreve başlamışsınız. Özellikle bu yıl Nevruz sizin sayenizde Türkiye'de tanıtılmaya kadem koymuştur. Doğru mu? -Ben de sizlere teşekkür ediyorum. Basında az da olsa yaptığımız etkinlikleri ışıklandırıyorlar. Ama genelde Basın, TÜRKSOY'UN faaliyetini genişliğiyle, kapsamlı şekilde nedense yazmıyor. Biz gerçekten de kısa zaman diliminde baya mesafe ilerledik. Evet, Nevruz, Türk Dünyasının milli bayramıdır, örf adetlerimizi günümüze dek korumuşuz. Ata yurttan, yani Türkistan topraklarından Anadolu'ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada yaşayan Türk boylarının baharın müjdecisi olmuştur. Ve "yeni gün" olarak bilinen Nevruz, yeniden canlanmaya başlayan doğanın insanlara sunduğu bolluğu, bereketi, diriliği, sevgiyi, kardeşliği, paylaşmayı, barışı ve dostluğu simgelemektedir. Tarihi beş bin yıla uzanan Nevruz, eski Türk kavimlerinde halkın en ulu günü olarak kabul olmuştur. Navrız, Yeni Gün, Ulu Kün, Mart Dokuzu, Çıl Pazı, Çanı Kün, Şagaa, Isıah, Yengi Kün gibi adlandırılmaktadır. Nevruz, gündüz ile gecenin eşitlendiği, gündüzün geceyi, aydınlığın karanlığı yendiği gündür. Nevruz, kötülüklerin azaldığı, iyiliklerin çoğaldığı gündür. Nevruz, eski günün terk ettiği, yeni günün geldiği andır. Nevruz, Toprak ananın tekrar nefes alarak yeşerdiği ve dirilişin tekrar başladığı gündür. -Siz Nevruz hakkında gerçekleri dile getiriyorsunuz. Doğru, tüm Türk Dünyasının hakiki bahar bayramı sayılan Nevruza Türkiye sahiplenmediğinden dolayı başkaları Nevruza sahip çıkmışlardır. Şu bir gerçek ki, Türk toplumunun içinde yaşayan başka etnik gruplar da Nevruzu biliyorlar, hatta bayram ediyorlar. Sonunda Türkiye gerçeklerle yüzleşmiş oldu ve TÜRKSOY'UN sayesinde Türkiye'de Nevruzu idrak etmeye başladılar. Doğru mu? - Gayet ki öyledir. Şimdi bizim amacımız Nevruzu daha iyi anlatmaktır. Nevruzun Dünya Türklerinin olduğu gibi, Türkiye'de yaşayan tüm insanların da Nevruza sahip olmaları doğaldır. Nasıl olsa Türklerin içinde yaşıyorlar, doğal olarak Nevruz onların da bayramı sayıla bilir. Burada yanlış bir şey yok. Ama Nevruz asil Türklerin kadim kavimlerinden miras kalmış olduğunu kimse unutmamalıdır. Eski kavimlerde Nevruz, baharın gelişinin işareti olarak seviliyordu. Nevruzda Bütün Dargınlar Barışırlar Eski kaynaklara göre, Nevruz 9 gün kutlanır. Bu kutlamanın adı da Nevruzname'dir. Her ailede yedi çeşitten yapılan Nevruz yemeği -Nevruz köje - yapılır ve eve gelen konuklara bu çorbadan ikram edilir. Nevruz günü dargınlar barıştırılır ve toprağa fidanlar dikilir, insanlar bir-birine iyi dileklerde bulunurlar ve kendisi ve çevresindeki yakınları için sağlık ve bereket niyetleri tutulur. Şu anlaşılır ki, Nevruz, barışın, refahın simgesi haline gelmiştir. Eski Sovyet Sosyalist yönetimi tarafından dini bayram olarak değerlendirilen Nevruz, 1926'dan itibaren yasaklanmıştır Ancak, 1990'larda bağımsızlıklarına kavuşan Türk Cumhuriyetleri -Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan - en önemli milli değerlerinden biri olan Nevruz'u tekrar canlandırmaya başlamışlar ve resmi bayram olarak ilan etmişlerdir. -Sizin sözünüze eklemek isterim ki Azerbaycan'da Nevruz resmi bayram olarak 1964 yılından bayram sayılıyordu. Ulu Kız Kalesi yanında genç evli çiftler faytona biner, şehir sokaklarında dolaşıyor, Nevruzun gelişini bayram ediyorlardı. Başka Cumhuriyetleri diyemem, fakat ben o yıllarda Bakü'de yaşıyordum ve her yıl Nevruz şenliklerinde iştirak etmişimdir. Her evde Çarşambalar en leziz yemekler pişirilir, 21 Mart sabahı akrabalar ev ev dolaşıyor, bir birlerini tebrik ederler. - Evet, Bakü'de Nevruzun bayram olarak yapıldığını duymuştum. Selçuklu ve Osmanlı'da, Nevruziye adlı şiirlere ve şenliklerle ziyafet verilerek kutlanan Nevruz Bayramı, Cumhuriyetin ilk yıllarında da kutlanmaya devam etmiştir. Ancak, daha sonraki yıllarda ne yazık ki, unutulmuştur. Türk dünyasının UNESCO'su olarak kabul edilen TÜRKSOY'un (Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi) da katkılarıyla 1990-92 yıllarda tekrar hatırlanmış ve sevilmeye başlanmıştır. Aslinde TÜRKSOY sayesinde Nevruz yad ediliyor, desek doğru olur. TÜRKSOY, Nevruzu Türkiye'de Yeniden Canlandırmıştır. Şimdi size bunun nasıl gerçekleştiğini hatırlayalım: Türk dilli ülkelerin Kültür Bakanları, 17-18 Şubat 1994 yılında, Marmaris'te yapmış oldukları IV. Dönem Toplantılarının Sonuç Bildirisi'ni kabul etmiştir. Sonuç Bildiri'nin 5. maddesinde aynen şöyle yazılmıştır: "Nevruz Bayramı'nın bütün TÜRKSOY üyesi ülkelerinde benimsenerek kutlanması". Türk Devletleri Kültür Bakanlarının 20 Mart 1995 tarihinde gerçekleşen Ankara toplantısında, 5.maddenin uygulamaya konulması ile ilgili çalışmaları hızlandırmışlardır. Bakanlar, Türk Dünyasının ortak kültürünün ürünü olan Nevruz'un insanlar arasındaki sevgi, dayanışma, hoşgörü ve barış ortamının evrensel boyutta geliştirilmesine katkılar sağlayacağını vurguladılar. Nevruz, ilkbaharı müjdeleyen, birliğin, beraberliğin, barışın, bolluk ve bereketin simgesi olarak, bundan böyle Türk Dünyası'nın ortak bir günü olarak anılması ve kutlanmasının kararlaştırmışlar. Ve Nevruz kutlamalarını eş zamanlı olarak düzenlenmesini öngörmüşlerdir. O tarihten bu yana, TÜRKSOY ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Nevruz bayramını geniş bir şekilde kutlanması için her sene düzenli olarak birçok organizasyon gerçekleştirmektedir. -Çok güzel, çok pakize. Örneğin, bu yıl neler yapılmıştır? Türk devletlerinden sanatçılar geldi mi? Türkiye genelinde Valilikler, kamu kuruluşları, Belediyeler ne gibi katkıda bulundular. Hal bu bayramı anladı mı? Nevruzun Türk Dünyası gelenekleri içerisinde yeri halka anlatıldı mı? -Bu yıl her yıla nispeten daha coşkulu olduğunu vurgulaya bilirim. Bu yıl TÜRKSOY tarafından "Türk Dünyası Nevruz Buluşması" adı altında yapılan etkinliklerde on üç ülkeden, özellikle vurguluyorum, on üç ülkeden 150-den fazla sanatçı katılımı olmuştur. Türkiye genelinde ele alsak, TÜRKSOY'UN sayesinde otuza dek mekânlarda müzik konserleri ve halk oyunları gösterileri gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Daha önce yapılmış olan Nevruz kutlamalarına nispeten bu yıl daha yoğun ve kapsamlı şekilde etkinlikler yapılmıştır. Nevruz Bayramı kapsamında düzenlenen konser ve etkinlikler, TRT'den canlı olarak yayınlandı. Etkinliklerimizi canlı olarak hakla gösterdiğine göre TRT Genel Müdürlüğüne ve bu muhteşem kurumun ilgili birimlerine TÜRKSOY adına teşekkürlerimi bildiriyorum. TRT bize hep destekte bulunuyor. Bu etkinliklerde TÜRKSOY'DA çalışan ülke temsilciliklerinin emeğini ayrıca vurgulamak istiyorum. Mesai arkadaşlarımın tümü, özellikle yardımcım Fırat Bey ve tüm elemanlar seferber olmuşlardır. TÜRKSOY, Bütün İllere Çıkartma Yaptı Ben kendim şahsen yerlerde mutlaka oluyorum. Kırsaldaki insanların sevinç dolu bakışlarını izlemek çok hoş oluyor. Çünkü Nevruz onlara sevinç, hoşgörü, refah, mutlu yaşam duygularını aşılıyordur. Nevruzun temel felsefesi, ünlü düşünür ve felsefe adamı Mevlana'yı hatırlatır bizlere. Dünya Rönesans'ının bu mütefekkir adamının felsefi anlamı derin olan üç temel kuralını hepimiz iyi biliyoruz: saygı, sevgi ve hoşgörü. Büyük düşünürün bu mantıklı, derin sözleri Büyük Atatürk'ün nutuklarında yazdıkları ile derin bağı olduğunu görmekteyiz. "Dünyada barış, cihanda sulh" dediğinde sanki büyük Mevlana'yı bizlere bir daha hatırlatmıştır. Nevruzun çok kadim bir halk bayramı olduğunu ispat eden kaynakça Rönesans döneminin usta şairi Nizami Gencevi'nin "Hamca" eserinde de vurgulanır. Rönesans şirinin Güneşi sayılan Azerbaycan Türk şairinin eserlerinde Nevruzdan söz edilir. Kazakistan'ın kadim eposu olan "Manas destanında da Nevruzdan söz edilir. "Kitabi Dede-Korkut" destanında da Nevruzun adı yâd edilir. Edebiyatın, kadim efsanelerin, kısacası, bütün Türk mitolojisinin mayasında Nevruzdan söz edilmektedir. Bu bir tarihtir, Türk tarihidir ve Nevruz Türk dünyasının resmi malı sayılır ve bütün dünya da bunu bilmektedir. -Ağzınıza sağlık Düsein Bey, önemli noktalara dokundunuz. Tüm ayrıntılarıyla Nevruzu anlata bildiniz ve gerçekten de Türk Dünyasının kaşeli malı olduğunu söylediniz. Ama ne yazık ki, Türkiye'de hâlâ da Nevruzu Türk Dünyasının bayramı gibi bilmeyenler vardır. Öteki yıllara göre bu yıl TÜRKSY sayesinde büyük ve geniş kapsamlı çalışmalarınız olmuştur. Bütün TÜRKSOY çalışanlarını kutluyorum. İnşallah yakın gelecekte bütün Türkiye'de Nevruzu milli Türk bayramı olarak geçirilmesine devletten de büyük destek gelecektir ve bu bayrama devlet el koyacaktır. Tıp işçileri günü, Memurlar günü, Dünya Tiyatro var iken Nevruz bayramını da kamu işçileri bayramı olarak devlet tarafından ilan edilecektir. Şimdilik bu görevi TÜRKSOY yapmaktadır. -Zaten biz de devlet kurumu sayılıyoruz. Az bir mesafe kalmıştır, inşallah yakın gelecekte umut ediyorum ki, devletimiz de buna el atacaktır ve Nevruz, resmi bayram günü gibi takvimlerde layıklı yerini bulacaktır. TÜRKSOY, bu aziz günün en yoğun biçimde kutlanması amacıyla, Hacettepe, Gazi, Marmara ve Maltepe Üniversiteleri başta olmak üzere birçok eğitim kurumları gibi, Niğde Altay Köyü, Manisa Salihli, Afyon ve Edirne Valilikleri ile işbirliği Türk Dünyası'nın değerli sanatçılarını Anadolu topraklarına götürmüştür. Türk Cumhuriyetleri'nden gelen müzisyenler, Halk Dans Toplulukları ekipleri Ankara ve İstanbul'da yoğunlaşan ve Türkiye'nin çeşitli yerlerinde düzenlenen kutlamalarda sahne aldılar ve Nevruz-2009'un coşkulu bir şekilde karşılanmasına vesile oldular. İşte size TÜRKSOY'UN yapmış olduğu etkinliklerin coğrafyası. Hepimiz Anadolu'ya dağıldık ve Nevruz bayramını halkın içine taşımış olduk. Türk Dünyası Sanatçıları Anadolu'yu Feth Ettiler Nevruz şenliklerinde Azerbaycan'dan, Raşid Behbudov Devlet Mahnı Tiyatrosu Dans Topluluğu ve Şan sanatçıları Anadolu'da büyük ilgi odağı oldular. Haşlk sanatçıları sahneden bırakmak istemedi. Kazakistan'dan Kali Baycanov Karagandı Konser Birliğinin "Akku" Dans Topluluğu ve ses sanatçıları ise Kazak müsiğinin sedalarını Anadolu topraklarına sermiş oldular. Kırgızistan'dan Tenir Too Müzik Topluluğu, Özbekistan'dan Sevara NAZARHAN gibi tanınmış topluluklar ilk defa Anadoluyu coşturdular. Türkiye'den Tuana Dans Topluluğu ve Hacettepe Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Halk Dansları Toplulılarının konserleri de büyük ilgiyle karşılandı. Başkurdistan'dan Yurmatı Halk Dansları Topluluğu, Gagavuz Yeri'nden Düzava Halk Dansları Topluluğu, Hakas- Altay Etnik Müzik Topluluğu Han Tigir, KKTC'nden Devlet Halk Dansları Topluluğu, Tataristan'dan Devlet Dans ve Müzik Topluluğu, Tıva'dan Saylık Ommun ve Kırım'dan Kırım-Tatar Akademik Tiyatrosu Dans Topluluğu sanatçılarının sahne aldığı mekânlar insan akınına sebep oldu. İlk defa idi ki, TÜRKSOY bütün Türk Dünya topluluklarını bir araya getiriyordu. Yani bizler kurumumuzun temel felsefesi ışığında Dünya Türkleri ile Anadolu'yu bütünleştire bildik. Zaten bunu da içtenlikle istiyordum. Bu manzaradan ne kadar keyif aldığımı sözle ifade edemiyorum. Bütün TÜRKSOY çalışanları bu manzarayı coşkuyla izliyor, ferah hissi yaşıyorduk. Çünkü TÜRKSOY amacına ulaşıyordu ve buna nasıl da sevinmeyelim? Bütün Türk Dünyasının amacı büyük Türk Dünyasını kucaklamak değil mi? İşte TÜRKSOY da bunu gerçekleştiriyordu. -Yolunuz açık olsun, TÜRKSOY. Türk Dünyası Birliği için kıymetli hizmetler veriyorsunuz... Prof. Dr. Eflatun NEİMETZADE Yeni Azerbaycan Yardımlaşma ve Kültür Derneği Genel Başkanı, Azerbaycan "Naxçıvan" Gazetesi, ATXEM ve "KÜR-XAZAR" Cemiyetleri Türkiye Temsilcisi. Ankara.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.