(Moskova- St. Petersburg) (3)

(Moskova- St. Petersburg) (3)

28 Temmuz 2014 Pazartesi Şeker tadında bir bayram geçirmeniz dileğiydi programın başlığı. Sabah erkek yapılan kahvaltı sonrası gelmiş olduğumuz...

28 Temmuz 2014 Pazartesi Şeker tadında bir bayram geçirmeniz dileğiydi programın başlığı. Sabah erkek yapılan kahvaltı sonrası gelmiş olduğumuz St. Petersburg Limanında turlar için toplanıldı. Bizi bekleyen otobüslere binmeden bayramlaşmalar yapıldı… Ramazan bayramının ilk gününü St.Petersburg’ta kutladık.          

Ramazan bayramının ilk gününü St.Petersburg’ta kutladık.

  St. Petersburg: Moskova’nın 715 km. kuzeybatısında bulunan, 5 milyona yaklaşan nüfusuyla, Rusya’nın ikinci büyük şehri. 1703 yılında Rus tarihinin en renkli ve en etkili isimlerinden Çar I. Petro (Deli Petro) tarafından kurulmuş. Elin delisi de akıllıymış. Avrupa’nın en güzel şehirlerinden birisi olarak “Kuzey’in Venediği” olarak adlandırılıyormuş. Gezdikten sonra hayran kalmamak elde değildi. Bataklık olan bu bölgeyi kurutarak bugün ki haline getirilmiş. Paralel bir yapıya sahip şehir.  Cadde ve sokaklarda bir santim dahi girinti çıkıntı yok. Kültür merkezi oluşunun yanı sıra zarif binalarıyla dikkat çekiyor. Gezdikçe anlıyoruz bu söylediklerimi. Şehirdeki Hermitage Müzesi çarların geniş özel sanat koleksiyonlarına ev sahipliği yapar ve dünyanın en büyük müzelerinden birisiymiş. Ayrıca Dostoyevski, Puşkin, Anna Akhmatova ve Rimsky evleri de müze olarak kullanıldığı bilinmektedir. Ayrıca Fyodor Mihaloviç Dostoyevski’nin romanları Suç ve Cerza, Budala, Ezilenler ve Beyaz Geceler de St. Petersburg da geçer. İlk durağımız Smolnıy Kadedrali önunde kısa fotoğraf çekme molası. Satıcılar etrafımızı sarıyor. Türk parası da alıyorlar. Hediyelik Faberje yumurtaları satıyorlar. Üç’lü ve dörtlü paketler şeklinde!    Fabergé yumurtaları,  1842 yılında Sankt Peterburg’da Gustay Faberge tarafından yapılan ve oğlu Peter Carl Faberge tarafından geliştirilen sanat eserleri. Carl Faberge bu yumurtaları babasının ölümüne kadar her yıl Son Romanov ailesine hediye olarak gönderirmiş. Otobüse biniyoruz. Yeniden  Dirilişi Kilisesi önünde duruyoruz. Katedral kapalı. Fotoğraf çekimi. Yeniden Diriliş Kilisesi   hem içinde hem de dışında yer alan mozaik süslemeleriyle ünlüymüş.     7500 metrekare mozaik süsleme bulunmaktadır. Amerika’daki St Louis Katedralinden sonra dünyada en geniş mozaik süslemeye sahip kiliseymiş. Kilisenin ihtişamı uzaktan bile belli olmaktadır. Rengarenk süslemeleri karşısında büyülenmemek imkansız. Halk arasında “Kanlı Kilise”, “Dökülen Kan Kilisesi” de denmekteymiş. Bunun sebebi  Çar II. Alexander’ın 1881’de uğradığı suikastle ölümcül yara aldığı yere yapılmış olmasındandır. 5 kubbeli olan kilisenin, 81 metre yüksekliğindeki en yüksek kubbe suikastın gerçekleştiği yılı temsil ederken, 67 metre uzunluğundaki ikinci kubbe çarın öldüğü zamanki yaşını ifade eder.  

Yeniden Diriliş Kilisesi.

Yeniden Diriliş Kilisesi.                             İsaak Meydanı…  

 İsaak Meydanı…

  İki kez durakladığımız Meydan. Genelde gelen turistlerin uğrak yeri. Meydanda bulunan atlı heykel Çar I. Nikolay’ın heykeli.

Baltık kıyısında bulunan parklar ve saraylar kompleksi Peterhof’a hareket ediyoruz. Öğle kumanyalarımız dağıtıldı arabadan inerken.

devam edecek…

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.