ALİ AYDEMİR

ALİ AYDEMİR

MİLLİ POLİTİKAMIZ MUTLAKA OLMALIDIR

MİLLİ POLİTİKAMIZ MUTLAKA OLMALIDIR

Çağlar geçiyor, Dünya’nın nüfusu hızla artıyor. Toplumlar, devletler daha barışçıl, daha medeni olması gerekirken; kavgalar, savaşlar, işgaller, kan ve gözyaşı gün geçtikçe artmaktadır.

Daha zengin, daha güçlü olma hırsları, zenginlik kaynaklarını ele geçirme hülyaları, başka ülkeleri yıkmak, parçalamak ve yok etme projeleri gündemlerden düşmemektedir. Silahlanma yarışları, ülkelerde ki zengin yataklara sahip olma hırsları, dünyayı ateş içine atmakta ve her yanda kan, feryatlar ve gözyaşı devam etmektedir.

Güçlü, süper devletler göz koydukları ülkeleri her çeşit metotlarla kuşatma altına almakta, kendi doğrultularında idarecileri seçtirip kontrol etmekte ve hain emellerine tereddüt etmemektedirler. Ülkelerin içerisinde kendilerine hizmet eden ihanet odaklarıyla ve dışarıdan baskı ve tehditleriyle kargaşalar ve savaşlar çıkarmaktadırlar.

Kurup, besledikleri terör örgütleriyle, her tarafı gözyaşına ve ateş çemberine çevirirlerken; kendileri de silah satmakta, binlerce, milyonlarca insanların telef olmasına, her yerin yakılıp, yıkılmasına sebep olmaktadırlar. Barış geldikten sonra oraları onarmak, yeni kentler kurmak için de kendi şirketlerini gönderip gelir sağlama ideallerini gerçekleştirmektedirler.

Geçmiş tarihlerde olduğu gibi yıkmak istedikleri sistemleri ve devletleri ajanlarıyla, satın aldıkları hainleriyle isyanlar çıkartmaktadırlar. Geçmiş tarih olaylarını gündemlere getirerek; din, mezhep ve etnik yaraları kaşıyarak ülkeleri savaş alanlarına çevirmektedirler.

Silah ve ekonomik yardımlarla borçlandırma ve ipotek yollarıyla en önemli maden ve petrol yataklarına el koymaktadırlar. Destekleyerek iktidara getirdikleriyle de kendi projelerini uygulatmaktadırlar. Çeşitli çözüm, açılım, kardeşlik gibi dayatmalarla art niyetli kesimlerin ellerin kozlar verilmekte, onları palazlandırılmakta ve ülkenin başını belaya sokmaktadır.

Milli politikaları olmayanlar, başkalarının şamar oğlanlarına dönerler. Koltuklarının ve kazançlarının hesabını yapan ilkesiz yöneticiler kendilerinin ve yakınlarının göreceği zararları düşünerek hataları, kusurları ve suçları kapatma yollarını seçerler.

Siyasilerin hırsları, bencillikleri ve üstün olma egoları, birbirleriyle kısır çekişmeleri dış güçlerin ekmeklerine yağ sürmekte ve hain emellerini gerçekleştirme de kozlar elde etmektedirler. Dini çıkarları için kullanan, çalışmadan, kazanmadan gelir elde etmek isteyen kişilerin, dini cemaatlerin, tarikatların ve yobazların güdümüne giren devleti yönetenler, devlete ve millete ağır faturalar ödetmektedirler.

İçte ve dışta milli politikalar uygulamazsak; gaflete, dalalete düşüp, ihanetlere pirim verirsek; ülkemiz ve milletimiz için büyük yaralar alırız. Gün

geçtikçe Dünya’da yükselen savaş çığlıkları, nükleer çatışma hazırlıkları, birbirlerini tehdit etme ve gözdağı verme taktikleri sürmekte ve Dünya üzerinde kara bulutlar çoğalmaktadır.

Türkiye üzerinde oynanan binlerce kumpaslar, Kuzey Kore ve Amerika’nın savaş çığlıkları atmaları, Orta doğuda ’ki kan ve ateş deryası, Amerika, Rusya ve diğer Avrupa ülkelerinin Orta Doğu’ya üsler kurmaları silah sevkiyatlarına devam etmeleri, terör örgütlerine destek vermeleri devam etmektedir. Ülkemizden kaçan hainleri ve teröristleri bağırlarına basmaları ve Türkiye’ye iade etmemeleri bizlerin mutlaka milli bir politika izlememizi ve Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığını anlamamız ve ona göre hareket etmemizin elzem olduğunu ortaya koymaktadır.

Eğitim ve birçok alanda atılan yanlış adımlar, Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı uygulamalara mutlaka son verilmelidir. Araplaşma hevesleri, Osmanlılık hayalleri, ümmetçilik ve halifelik masallarıyla bu millet meşgul edilmesin. İndirilmiş din yerine ılımlı İslam gibi İsrail projelerini bilelim ve uydurulmuş dini toplumlara dayatanları ve halkı uyutanları tanıyalım.

Ümmetçilik safsatalarıyla uğraşanlar çevrelerinde ki İslam ülkelerine bir baksınlar. Hangisine güvenilecek? Her birisi ayrı telden çalmaktadır. Mısır, Birleşik Arap ülkeleri ve Arabistan’ın Kudüs konusunda tavırları ortada değil mi?

Komşu ülkelerle dostluklar yollarını iyi teşhis etmeliyiz. Her ülkeyle kapışmakla, havanda su dövmekle, boşu boşuna efelenmekle bir yerlere varamayız. Siyasiler ekranlarda birbirlerini rencide edeceklerine milli politikalar üreterek, el ele ve gönül gönüle, tek bilek, tek yürek hareket etme yollarını denemelidirler.

 

Bu yazı toplam 1128 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ALİ AYDEMİR Arşivi